25 Kasım 2024
  • İMAMOĞLU: GÜÇLÜ DEĞİŞİMLERE İHTİYAÇ DUYDUĞUMUZU DÜŞÜNEN BİRİYİM

    İMAMOĞLU: GÜÇLÜ DEĞİŞİMLERE İHTİYAÇ DUYDUĞUMUZU DÜŞÜNEN BİRİYİM

    Rektör Prof. Aydın ise, İmamoğlu’na, “Cerrahpaşa, bulunduğu yerleşkede, yüzyıllardır bulunuyor. Cerrahpaşa yerleşkesine çok yakın konumda bulunan ve aynı tarihte inşa edilmiş önemli bir tarih yapı var. Ünlü mimar Giulio Mongeri tarafından inşa edilen Bulgur Palas. Bulgur Palas, Cerrahpaşa Tıp Fakültemize 200 metre uzaklıkta tarihi, simgesel bir yapı. Biz, bu binanın üniversitemiz tarafından kullanımını daha önce sizlerle görüşmüştük. Eğer tekrardan bunu değerlendirecek olursanız, biz burayı bir Tıp Kütüphanesi haline getirerek, ülkemizin parlayan yıldızı Cerrahpaşa’mızı daha da üst noktalara çıkaracak bir mekan haline getirelim. Hem İstanbul’umuz için hem üniversitemiz için artı bir değer olsun. Bunu da buradan sizlerle paylaşmak ve tekraren de ifade etmek istiyorum” talebini iletti.

    İMAMOĞLU: “BULGUR PALAS HEM CERRAHPAŞA’YA HEM İSTANBUL’A HİZMET EDECEK”

    İmamoğlu, Prof. Aydın’ın talebine, “Bulgurlu Köşk meselesi önemli. Bunun bir bankadan icra gibi bir işlemle satılacağını duyunca ve fotoğraflarını görünce, büyük bir heyecana kapıldım ve buranın alınması yönünde bir talimat verdim. Çünkü, İstanbulluya yakışan bir yer orası. Altı bin metrekareye yakın, çok kıymetli ve çok özel mimarın eseri. Zamanında bulgur ticareti yapan bir ailenin ya da bir kişinin evi olduğu için ismi Bulgurlu Köşkü. Ama ne yazık ki metruk bir halde teslim aldık. Şu an buranın tadilatı, restorasyonu bitmek üzere. Zaten burası kütüphane, kültür-sanat ve aynı zamanda insanları ağırlamaya dönük bir merkez olma yönünde ilerliyor. İBB’nin kurumsal yapıları orada hizmet verecek. İçinde kütüphanesi de var. Ve arkadaşlarıma verdiğim talimat şu yönde olmuştur: ‘Mutlaka burada Cerrahpaşa’nın hassasiyetini koruyarak ve onlarla iş birliğini güçlendirerek ve oradaki insanların burayı yoğun bir şekilde kullanabilmesini sağlayacak aktiviteleri koyarak yol yürüyün’ dedim. Zaten o yolda yürünüyor. Hocalarımızla da oturur konuşuruz. Ama şunu söyleyeyim. Bu güzel eserin, o güzel ortamın bütün halka, turistlere ve bütün insanlara da açık olmasını sağlamak lazım. Çok özel bir yapı. Bir taraf ile Cerrahpaşa’nın siz kıymetli öğrencilerini, akademisyenlerini içinde misafir ederken, bir yandan da İstanbulluları ve İstanbul’u ziyaret eden herkesi de ağırlayan, kocaman bir merkez haline getiriyoruz. Şimdiden hayırlı olsun. Sonbaharda açılacak” karşılığını verdi.

    “6 YIL ÖNCE BİNGÖL’DE KARŞILAŞTIĞIM DOKTOR AHSEN ZEYNEP DE BURADA MEZUNMUŞ”

    Töreninin kendisini de duygulandırdığını vurgulayan İmamoğlu, yeni mezun doktorlara, “Sizler, laf olsun diye değil, gerçekten çok özel insanlarsınız. Yolunuz açık olsun hepinizin” sözleriyle seslendi. İmamoğlu, törenin kendisi için sürprizlerle dolu olduğunu belirterek, şunları söyledi:

    “Öncelikle Doktor Çağdaş, beni ısrarla birkaç kez bu yıl içinde mezuniyetine davet etmişti. En sonunda dün bir törende yine denk geldik. Bir şekilde karşılaşıyoruz. Ama bugün beni okulun dönem birincisi olarak karşılaması, beni çok gururlandırdı. Daveti için teşekkür ediyorum. Tabii ki Doktor Zelal’in çok güzel cümleleri ve gerçekten beni çok mutlu etti. Her sözü bir yöneticiyi kılavuz gibi ve açıkçası çok güzel tavsiyeler dolu bir konuşmaydı. Teşekkür ediyorum. Ama daha güzel bir sürprizle karşılaştım bir öğrencinin babası gelip elimi sıkınca… 6 yıl önce Bingöl’de karşılaştığım Doktor Ahsen Zeynep de burada mezunmuş. Tebrik ediyorum. Nereden nereye diyelim ama bilerek gelmedim Ahsen, onu söyleyeyim. Evinde tanışmıştım Bingöl’de, 6 yıl önce. Bugün de onun mezuniyetine gelmiş olduk. Demek Allah nasip etti, yürüye yürüye senin mezuniyetine de gelmiş oldum. Ne mutlu.”

    “ÇOK GÜÇLÜ DEĞİŞİMLERE İHTİYAÇ DUYDUĞUMUZU DÜŞÜNEN BİR İNSANIM”

    Cerrahpaşa’nın çok özel bir kurum olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “İnsan, ismini bile duyunca saygıyla, hürmetle bakıyor. 200’ncü yılına yaklaşan bir kuruluşa sahip190’ncı kez öğrencilerini mezun ederek, hayata bırakıyor ve hizmetlerini sunmasına fırsat tanıyor. Böylesi bir yuvaya sahip olmak İstanbul için, Türkiye için, milletimiz için muazzam bir değer kaynağı” dedi. İçinde yaşadığımız coğrafyanın, felsefe ve bilimin köklü değerlerinin çıkış kaynağı olduğunu aktaran İmamoğlu, “Onun için bu şehirde, bu ülkede yaşamak, bu ülkede yetişmek özel bir durumdur; hakkını vermek lazım. Ben, 21. yüzyılın, Cumhuriyetimizin 100’ncü yılında, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına yol alırken, çok güçlü değişimlere ihtiyaç duyduğumuzu düşünen bir insanım. Güçlü insan, güçlü birey, etkili, yetkili insanlar… Ama aynı zamanda o insanların özgürlükleri, fikirsel özgürlükleri… Fikirlerini her yerde dile getirmeleri ve o özgün halleriyle toplumun gelişimine fırsat verilmesi, yaratıcılıkların önünün açılması, bu milletin evlatlarının çok güzel işlere imza atacağının bir kaynağıdır” şeklinde konuştu.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir