Seçilmiş İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, muhtarların ardından günün ikinci yarısında da şoför esnafıyla buluştu. Konuşmasına, şoförlere bir anısını anlatark başlayan İmamoğlu, ”Eyüp’te dolaşıyorum. 2 çocuk yanıma geldi. ‘Biz, seni çok seviyoruz’ dediler. Biri, ‘Ben, senin mitingine de geldim’ dedi. ‘Siz’ dedi, ‘Çocukların partisinin başkanısınız’ dedi. Benim belediye başkanlığımı herkes kendisine göre tanımlayabilir. Kimine göre çocukların başkanıyım. Kimine göre haksızlığa uğrayanların başkanıyım. Kimilerine göre, gariplerin ve mazlumların başkanı, sizlere göre de ekmeğinizin başkanıyım” dedi.
Seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, sabah muhtarlarla buluştuğu otelde, öğleden sonra da şoför esnafıyla bir araya geldi. ”İstanbul Adil Bir Kent Olacak” başlığıyla düzenlenen toplantıya katılan yüzlerce esnaf, İmamoğlu’nu ayakta, alkışlayarak ve ”Her şey çok güzel olacak” tezahüratıyla karşıladı. Toplantıya, yerli ve yabancı medya mensuplarının ilgisi de yoğun oldu. Salonda, ”Dik dur eğilme servisçiler/taksiciler seninle” sloganı atıldı. İmamoğlu, şoför esnafına yaptığı konuşmasına, ”İstanbullunun canını, malını, İstanbul’un yükünü taşıyan, bu kente hareket, dinamizm katan, ulaşım ve taşımacılık sektörünün çok değerli temsilcileri, hepiniz hoş geldiniz, şeref verdiniz” sözleriyle başladı.
”EKREM İMAMOĞLU’NDAN SORUMLU BAKAN ATAYACAKLAR!”
”Birileri Ekrem İmamoğlu ile uğraşacaklar, onların vakti çok” diyen İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ”Hatta Ekrem İmamoğlu’ndan sorumlu bakan atayacaklar. Ekrem İmamoğlu’nun soyuna sopuna bakacaklar, bazen şeytanın aklına gelmeyen cinliklerle uğraşacaklar. Benim işim, seçime 4-5 gün kala bile, vatandaşlarımızın, sektörlerin sorunlarını nasıl çözeceğimizle ilgileneceğim. Farkımız burada. Akıl tutulması yaşayan insanlar var. Bu iktidar hırsı, birçoklarında yoğun bir kibre de dönüşmüş. Allah kibirden korusun. Kibirli yöneticiden Allah bu memleketi ve milleti de korusun. Çünkü egoizm, bireysel çıkarlar, sadece kendini düşünen dışa kapalı bir anlayış, Allah korusun, bu memleketi ve milleti her tür kaosa, sıkıntıya sürükleyebilir. Bu tarz sorunları yaşayan ve yaşatan siyasiler, yöneticiler gerçekten bu şehre zarar verir. Onların vereceği zarardan bu şehri ve memleketi koruma görevi, 23 Haziran’da, bu şehrin 16 milyon insanına düşmüştür.”
”MİLLETİMİN EKMEĞİNİN PARTİSİNİ TEMSİL EDECEĞİM”
”Sizin sorunlarınızı paylaşmaya geldim” diyen İmamoğlu, ”Bu paylaşımı yaparken gelen, gelemeyen, gelmesi engellenen, gelmesi hususunda siyasi davranan ya da siyasi davrananların hükmüne ve idaresine girmiş yöneticilere de Allah yardım etsin. Onlara bu baskıyı kuran, bu baskıdan medet uman, buradan birkaç oy çıkarabilir miyim diye düşünen siyasilere de Allah akıl versin. Onlara da tedaviyi ancak Allah’tan diliyorum. Başka yapacak bir şeyim yok. Benim de partim var, partili arkadaşlarım var. İttifak partimiz var. Siyasi sorumluluklarım var. Allah şahit, siZler de şahit olun ki, bu göreve başladığım gün itibariyle, hangi siyasi makamda bulunursam bulunayım, milletimin ekmeğinin partisini temsil edeceğim. O zaman herkes ekmek verme yarışına girsin. Ben, sizin ekmeğiniz için, milletimizin de iyi hizmet alabilmesi için çalışacağım” şeklinde konuştu.
”ÇOCUKLARIN PARTİSİNİN BAŞKANIYIM!”
İmamoğlu, şoför esnafına çocuklarla olan bir anısını anlattı ve onlar için nasıl bir belediye başkanı olacağını tarifledi: ”Çocukların çok sorunlarını dile getirdim. Bu şehir çocuk şehri. Bu şehirde bulunan sadece 0-4 yaş arası çocuk sayısını geçen Avrupa’da 10-15 şehir var. Ben, ilk olarak bu şehrin çocuklarını düşünmeyeceğim de Allah aşkına neyi düşüneceğim. Siyaseten çocukları ve halkı unutmuş olan bu zihniyete, çocukları konuşturtmaya başladık. Sanki yeni yeni keşfetmiş gibi, 25 yıldır bu şehri yönetmiyorlarmış gibi ağzı dolu dolu ‘Kreş açacağız’ diyorlar. Biz, ağzımız dolu dolu söyleyebiliriz de siz nasıl adapte oldunuz bir anda? Çocukların tazecik kalpleri bunun farkında. Eyüp’te dolaşıyorum. 2 çocuk yanıma geldi. ‘Biz, seni çok seviyoruz’ dediler. Biri, ‘Ben, senin mitingine de geldim’ dedi. ‘Siz’ dedi, ‘Çocukların partisinin başkanısınız’ dedi. Benim belediye başkanlığımı herkes kendisine göre tanımlayabilir. Kimine göre çocukların başkanıyım. Kimine göre haksızlığa uğrayanların başkanıyım. Kimilerine göre, gariplerin ve mazlumların başkanı, sizlere göre de ekmeğinizin başkanıyım.”
”SÖKÜP ATIN ZİHNİNİZDEKİ KORKUYU”
Esnafa, ”Söküp atın zihninizden korkuyu” diye seslendikten sonra şunları söyledi:”Kimden korkuyorsunuz? Korku, bir toplumun en çok uzak durması gereken bir duygu. Ben, Ekrem İmamoğlu. Belediye Başkanınız olarak size söylüyorum. Çalışanlarıma da söyledim. Sizi zorla mitinge götüren bir belediye başkanınız olmayacağım. Belediyenin önünde, 20-30 kişi toplayıp, zorla miting yapıp, Ekrem İmamoğlu aleyhinde konuşun diye benim adıma hiçbir yönetici, böyle bir irade kullanamaz. Ben, bu millete barış, özgürlük, mutluluk, eşitlik vadediyorum. Bir kanal gitti ya dedemin mezarına çekim yapmaya, onun bir lafı bize emanettir: Makamınız büyüdükçe boynunuz bükülsün.’ Ben, size tüm tevazuumla, tüm ahlakımla, tümüyle bu işi görev kabul ederek kendisini sizlere, sizleri de Allah’a emanet ederek yola çıkmış bir kardeşinizim.”
”YAHU SARILSANA BANA!”
İmamoğlu, esnafa ikinci anı olarak da rakibi Binali Yıldırım ile 8’nci Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal’ın mezarlık ziyaretinde karşılaşmalarını anlattı: ”Sayın rakibimle karşılaştık. Kendisine doğru gidip tokalaşmak istedim. Ben ona sarılmak istediğimde, beni görünce elimi tuttu mu tutmadı mı hemen gitti. Yahu sarılsana bana. Ben de sana sarılayım. Sarılmaktan korkuyorlar. Neden biliyor musunuz? Sarılmak için bile izin almak zorundalar, ‘Acaba biri bir şey der mi’ diye. Kimden korkuyorsunuz? Onun için, göreceksiniz, ben, benim gibi düşünmeyen insanlarla önce konuşmayı ve konuşturmayı bu şehre alıştıracağım. Benim gibi düşünmeyebilir. Önemli değil. Bana laf yetiştirmesine gerek yok. Ben, dersime çalışmış bir insanım. Zaten bu şehrin geçmişi anlatanlarla da işi yok. Geleceği anlatanlarla bu şehir büyüyecek.”
”BUNUN ADI: EMEK HIRSIZLIĞI!”
”Esnaf odalarımızla, zorlasalar da kassalar da kaçırsalar da kapatsalar da görüşüyoruz” diyen İmamoğlu, şunları söyledi: ”Görüşmeye de devam edeceğiz. Dertlerini, taleplerini dinledik, çözümlerimizi de duyuracağız. Uzman arkadaşlarımızı yolladık. Biliyoruz ki her gün artan maliyetler nedeniyle sizlerin ekmeği küçülüyor. Zarar ediyorsunuz. Çözüm noktasında muhatabınız bile yok. Biliyorum. Esnafımıza bunu söyledim. Bunları söyledim ya, yarın rakibim de aynı şeyi söyler. Ben, yönetenlere söylüyorum ama o kime söylüyor onu anlamış değilim. Yönetenler vaat vermez, yapar. Ben, servisçi kardeşlerimizin yıllardır tehdit edildiği bir belgeyi vereceğim diyen, delikanlı bir siyasetçiyim. Bizim 18 günde başlattığımız süreçler, talimatlar yerine geldikçe, ‘Bunu ben yaptım’ diyenler var. Ben, seçilmiş belediye başkanıyım. 18 gün görev yaptım. Şu anda verilen hukuksuz karar gereği, sürece emanet olarak bakan, vekalet eden İstanbul Valisi var. İstanbul Valisi adına, ‘Ben yaptım’ diye sağda solda benim elim plakaları tutuştursalar, Allah şahit bilin ki utanırım, gitmem. Niye utanırım biliyor musunuz? Bunu adı, ‘Emek hırsızlığıdır’. Utanırım, yapmam. Bu tavırların ve davranışların düzelmesini diliyorum.”
”SON 3 GÜN İMAMOĞLU HAKKINDA NELER DUYACAKSINIZ NELER!”
Esnafla, ”Yarından sonra neler diyecekler? Şu son 3 gün var ya. Ekrem İmamoğlu hakkında neler duyacaksınız, neler?” şeklinde dertleşen İmamoğlu, Dediler zaten de. Ne dediler? Oralı, buralı. Herkesin etnik kökeni şerefidir, namusudur. Kimse kimseye etnik kökeni üzerinden üstünlük kuramaz. İnancımız gereği Allah’ın kuluyuz. Herkese insan gözüyle bakarız. Neler daha uyduracaklar? Terörist dediler, o dediler, bu dediler. Bir de bunlar insanın yüzüne bakarak dinini, partisini anlıyorlar. Böyle bir karakterleri var. Terör örgütü üyesi diyecekler, onu diyecekler, bunu diyecekler. Şuradaki insanların arasında bile benim 7 yaşımdan beri tanıyanlar var. Sabah izledim. Bir çizgi filmde beni proje diye robot yapmışlar. Ama diyor ki robotun içinde Ekrem İmamoğlu’nun sesiyle, ‘Ben, bu güzel Türkiye Cumhuriyet’inin bir projesiyim’ diyor. Bu proje, bize şunu emreder: Bu şehri birlikte yöneteceğiz. Ulaşımda birlikte çalışacağız. Toplu taşımayı birlikte geliştireceğiz. Kalite, konfor ve güvenliği arttıracağız. Belediyenin kurumsal yapısı içerisinde de temsiliyeti arttıracağız” diye konuştu.
İmamoğlu, konuşmasının bundan sonraki bölümünü, ulaşım alanında yapacakları çalışmalara ayırdı ve sorunları ortaya koyup, çözüm içerikli projelerini sıraladı:
– Hepimiz biliyoruz, yaşıyoruz, İstanbul’un en önemli, en temel sorunlarının başında ulaşım geliyor. Nasıl gelmesin ki? Bugün İstanbul’da yaklaşık 15 milyon yolculuk yapılıyor. Bunun 2 milyon 710 bini Marmaray dahil, raylı sistemler ile gerçekleştirilmektedir. Belediye tarafından tüm toplu ulaşım türleri ile karşılanan yolculukların oranı yüzde 30,98 iken, özel sektör tarafından gerçekleştirilen toplu ulaşımın payının yüzde 67,12 olduğu görülüyor.Peki, yoğun bir toplu ulaşım ihtiyaç ve talebinin olduğu böyle bir kentte biz ne istiyoruz? Cevabı basit. Biz, bu kentte güvenli, konforlu, dakik, erişilebilir, uygun maliyetli bir taşımacılık hizmeti alınsın istiyoruz. Belediye olarak elimiz taşın altına sokacağız. Taşımacılık sektörünü destekleyeceğiz, bu kente ulaşım konusunda kim hizmet ediyorsa biz de onun hizmetinde olacağız.
– Hatırlayacaksınız 31 Mart’ta da biz bu yaklaşımla vaatlerimizi ortaya koyduk. Esnaf odalarımızla görüşmelerimizi yaptık. Dertlerini, talepleri dinledik, çözümleri birlikte tartıştık. Biliyoruz ki her geçen gün artan maliyetler nedeni ile ekmek küçülüyor. Sıkıntılar her geçen gün artarken, çözüm noktasında muhatap bulamayan esnafımıza şunu söyledik: Kenti birlikte yöneteceğiz. Ulaşımda birlikte çalışacağız. Toplu taşımayı geliştirecek, kalite, konfor ve güvenliği artıracağız. Bunun için öncelikle belediye kurumsal yapısı içinde temsiliyeti artıracağız. Bu amaçla, 3T (Toplu Taşıma Teşvik) planı hazırlanacak. UKOME’de alt komisyonlarda etkin temsiliyetinizi sağlayacağız. Ulaşım Daire Başkanlığı’nda odalar ve özel taşımacılar müdürlüğü kuracağız. Özel taşımacılara eğitim desteği vereceğiz. 6 ayda bir koordinasyon toplantısı yapacağız. Her sene, özel taşımacılar ile birlikte toplu ulaşım kurultayı gerçekleştireceğiz. Söz vermiş olduğumuz indirimli taşımaların, ücretsiz yolculuklara yapılan ilavelerin mali yükünü biz karşılayacağız. Esnafa yeni bir yük vermeye değil, yükünü hafifletmeye geliyoruz. Hiçbir kaybınız olmayacak, hepsini sübvanse edeceğiz. Amacımız, İstanbulluların toplu taşıma hareketliliğini artırmak, toplu taşımaya alıştırmak. Sizler sadece işinizi daha güvenli ve konforlu yapmayı kendinize dert edinin, belediye olarak sizin yükünüzü paylaşma konusunda samimiyiz.
– Belediyenin elbette usulsüz hareketlere ceza keseceğini konuşmuştuk, ancak sizi hiç dinlemeden, savunma hakkı vermeden ceza kesen ve bu cezaları bir yıldırma taktiği olarak kullanan bir yönetim olmayacağız. Ruhsat, belge vs. harcı adı ile alınan ücretlerde düzenleme yapacağız, farklı isimler ile alınan yüksek bedelleri revize edeceğiz. Yeni açılacak hatlarda mevcut esnafa öncelik vereceğiz. Önceliğimiz her zaman çalışan esnaf olacaktır. Halk otobüslerine verilen destek miktarını artıracağız. Uzun zamandır artan maliyetlere rağmen yolcu ücretlerine zam yapılmadığını biliyoruz. Yasal altyapısının hazırlanmasına katkı sunduğumuz sübvansiyon imkanını kullanarak esnafımızı desteklemeye devam edeceğimiz konusunda da vaatlerimizi açıklamıştık. Performansa dayalı ücretlendirme için birlikte yöntem belirleyeceğiz. Çalışma usul ve düzenine ilişkin sizlerden gelen öneriler ile şekillenecek olan performansa bağlı ücretlendirme, destekleme, vb. diğer tüm konuları sizlerin temsilcileri ile oturup konuşacağız ve sizleri de memnun edecek bir yöntemi mutlaka geliştireceğiz. Durak işgalleri için teknolojiyi kullanarak etkin mücadele edeceğiz. Otobüs duraklarında yaşanan parklanma gibi işgal durumlarını önlemek üzere etkin denetim ve kontrol için teknolojiyi kullanarak bu sorunu mutlaka çözeceğiz.
– Minibüs taşımacılığı İstanbul’un bir gerçeğidir. Minibüsleri kentin ana omurgasındaki yüksek kapasiteli yolcu taşımacılığının bir destek sistemi olarak kabul ediyoruz. Bu bazı yerlerde metrobüs, metro gibi yoğun yolculuk istasyonlarını besleyen bir ara sistem olarak ortaya çıkıyor. Bazı yerlerde ise kentin dar yolları olan ama yoğun nüfusa sahip bölgelerinde sık sefer yapan bir taşımacılık sistemi olarak varlığını sürdürmektedir. Bu gerçeklerden hareket ile minibüs taşımacılığını bu toprakların kendine has bir yolcu taşımacılık türü olarak dikkate alıyor ve kentin toplu taşıma sistemindeki yerini önemsiyoruz. Toplu taşımanın bütünleyici bir parçasıdır, böyle olmaya da devam edecek. Minibüs esnafı, belediyeyi bir tehdit olarak görmeyecek. Bugüne kadar gerçekleşen uygulamalar ile minibüs esnafının gözünde oluşan, sadece ceza verici, ceberut belediye imajını değiştireceğiz. Minibüsçüyü bürokrasi içinde boğmayacağız, evrak işleri asgariye inecek. Ruhsat bedeli, güzergah bedeli vb harçlar ile katkı bedellerinin yükünü hafifleteceğiz. Minibüs duraklarını yaygın ve nitelikli hale getirmek için çalışacağımızı söylemiştik. Minibüslerimizin standartlarını yükseltmek için esnafımıza destek sunacak, zorlamadan, birlikte standart artışı sağlayacağız. Minibüs şoförlerine trafik, iletişim ve güvenli sürüş eğitimleri vereceğiz.
– Servis taşımacılığı da İstanbul’da toplu taşımanın yükünü çeken önemli taşımacılık türlerimizden biri. Biliyorsunuz yıllarca sorunlarınızı dinlemediler, sizleri oyaladılar. Biz ne dedik ‘Tahdit, tehdit olmayacak’. Biz söyleyene kadar sizi dinlemeyenler görüyoruz ki bugün çözdük diye ortalıkta dolaşıyor. Önemli olan sizin sorununuzun çözülmesi arkadaşlar. Biz bunu sağladığımız gibi, inanın diğer sorunlarınıza da kulak vereceğiz. Her zaman birlikte hareket edeceğiz. Diğer taşıma türlerinde olduğu gibi servis esnafı da daha geniş bir temsiliyet imkanına kavuşacak. Örneğin sizleri tek bir yerden yakıt almaya yönlendirip, buradan ortaya çıkan komisyonun peşine düşmeyeceğiz. Servis yönergesini revize edeceğiz. İzin belgesi, şoför kartı vb. mali yükleri hafifleteceğiz. Servis araçlarının çalışma saatleri dışında parklanma yapacağı alanları geliştireceğiz ve bu alanlarda dinlenmelerini sağlayacağız ve bu uygulamayı kent geneline yaymak için çalışacağız.
– Genel bir ilke olarak, mevzuata uygun olmayan ve korsan olan her türlü taşımacılığa karşı yasal ve mevzuata uygun taşımacılığı destekleyen olacağız. İstanbul’un trafik çilesini en derinden yaşayan taksici esnafımızın sorunlarını biliyoruz. Taksi duraklarının konum ve koşullarını iyileştireceğiz. Dinlenme ve bekleme koşulları genel olarak kötü olan taksici arkadaşlarımızın rahat bir şekilde dinlenmesini sağlayacak yeni taksi durakları oluşturacağız. Taksilerde çalışan şoför arkadaşlarımızın sigorta sorunu, geçim sorunu, dinlenme sorunu gibi sorunlarının çözümüne katkıda bulunacağız. Bu konuda ortak çalışmalar düzenleyip koşulların iyileşmesi için birlikte çalışacağız. Sektörde sadece aracılık yaparak sizlerin üzerinden büyük rakamlar kazanmaya dayalı bu yapıyı değiştirecek ve kazancın sektörün asıl temsilcilerine, emekçilerine ulaşması için ne gerekiyorsa yapacağız. Her zaman sizlerin yanındayız.
– İstanbul gibi bir deniz kentinin deniz ulaşımında daha aktif olması gerekiyor. Deniz ulaşımına önem veriyoruz. Deniz ulaşımının yüzde 3’lere düşen bu payını tekrar yüzde 10’lara çıkarmak üzere deniz ulaşımını teşvik edecek bir çalışma içinde olacağız. Yeni deniz hatları açılacak. 31 Mart öncesi proje sunumlarımızda belirttiğimiz gibi, kıyıya paralel yeni hatlar açacağız, boğaz hatlarını sıklaştırıp, boğazda deniz kullanımını da yaygınlaştıracağız. Bu hatları füniküler sistemler ile de destekleyerek İstanbulluları tekrar deniz ile buluşturacağız. Yeni hatlarda sektör ile birlikte çalışılacak. Açılacak ve sıklaştırılacak tüm hatlarda işletme ve finans modellerini de sizler ile birlikte tartışıp çalıştığımız yapıda oluşturmayı ve sektörün tüm bileşenleri ile birlikte çalışacağımızı sizlere anlatmıştık. Atıl iskeleler hizmete açılacak. Kentte atıl konumda bulunan iskeleleri yine halkın kullanımına açacağımızı ve İstanbullulara daha erişilebilir bir deniz yapısı sunacağımızı ifade etmiştik. İskele ve altyapı ortak kullanılacak. İskelelerin belediye, İDO, tekne vb. gibi ayrımlardan kurtularak ortak ve planlı bir kullanıma kavuşması için çalışmalar yapacağımızı vaat ettik. Düzenli ve sık deniz seferleri konulacak. Deniz ulaşımı ile tam entegrasyon sağlanacak.
– Dolmuşların varlığını sürdürebilmesi için iyileştirme çalışmaları yapacağız. İstanbul’un bir başka gerçeği olan dolmuş esnafının da her geçen gün zayıflayan ve sıkıntısı büyüyen bir başka grup olduğunu biliyoruz. Dolmuş esnafının sıkıntılarını çözecek çözüm alternatiflerini onlarla ve sektörün diğer bileşenleri ile birlikte konuşarak çözeceğimizi, kendilerini unutmadığımızı belirtmiştik. Dolmuşların sürdürülebilirliği için gerekli dönüşüm sürecini birlikte yürüteceğiz. Günümüzün yapısına uygun ve çalışma alternatiflerini çeşitlendirecek çözümler için yakın ve yoğun bir çalışma sürecini birlikte götüreceğiz.
– Yeni bir otogar için eylem planı geliştireceğiz. İstanbul’un her iki yakası için yeni otogar çalışması içinde olacağımızı belirtmiştik. İki yaka arasındaki yolculukları regüle etmek, gereksiz zaman, para ve yakıt kaybını önlemek, trafik yoğunluğunu azaltmak adına çalışmalarımız olduğunu sizler ile paylaşmıştık. Mevcut otogarın durumu ve işletmesi için paydaşlarla görüşeceğiz. Ülkenin ve belediyenin mevcut mali durumunu da dikkate alarak ortaya koymuş olduğumuz yeni otogar projelerini hayata geçirene kadar, mevcut Esenler Otogarı’nın bitmiş olan işletme süresi için konunun muhatapları ile bir araya geleceğiz. İstanbulluların sıkıntı yaşamaması ve belediye gelirlerinin korunması adına gereken tüm çalışmaları yapacağımızı tekrar taahhüt ediyoruz. Otogar işletmesini profesyonel ve vatandaş odaklı hale getireceğiz. Şehirlerarası otobüsler için çalışma koşullarını iyileştireceğiz. Günün sakin saatlerinde FSM kullanılabilecek. Otobüslerin dinlenme ve bekleme koşulları iyileştirilecek. Şehirler arası otobüslerin şoför ve yardımcı ekiplerinin sağlıklı dinlenme koşullarının oluşmasına, bu ortamların temizliğinin ve fonksiyonelliğinin sağlanmasını kontrol edeceğimizi de yine bir İstanbul projesi olarak belirtiyoruz. Bu koşullar için otobüs firmalarına yardımcı olma konusunda da elimizden geleni yapacağımızı defalarca belirtmiştik.
– Kent lojistiği planını birlikte yapacağız. Kamyon ve nakliye araçlarının çalışma koşullarını birlikte konuşacağız. Kentin ulaşım yönetiminde sizlerle birer paydaş olarak masaya oturacağız. Sorunları birlikte çözeceğiz. Kent lojistiğine çok önem veriyoruz. Özellikle gün içinde mal indirme ve yükleme yapılması gibi konuların kent trafiği üzerindeki olumsuz etkisini dikkate alarak merkezi yerlerde acil olmayan lojistik işlemlere saat sınırlaması getirilmesi konusunda bir hazırlığımız olacağını belirtmiştik. Konunun ilgilileri ile birlikte geliştireceğimiz bu planlama sonunda pilot uygulamalar yaparak süreci başarı ile noktalayacağımıza da inanıyorum.
– Oto yıkamadan, lastik sektörüne kadar sektörü bir bütün olarak görüyoruz. Tedarikçilerin sıkıntılarını çözecek bir masa oluşturacağız. Tedarik ve ulaşım yan sektörünün gelişimine katkı sunacağız. Ulaşım birimlerimiz ile kolay irtibat kuracakları yapıyı oluşturacağız. Ulaşımın sadece taşımacılar ve trafik bileşenlerinden oluşmadığının bilincindeyiz. Ulaşım sektörünü destekleyen ve besleyen yan sektörler ve tedarikçilerin de bu alandaki paylarını önemsiyoruz. Taşımacılar için öngördüğümüz ve paylaştığımız irtibat kanalları, birlikte çalışma isteği aynı şekilde bu destek ve sektörler için de geçerlidir.
– Sadece 18 günlük başkanlığımız sayesinde öğrenci aylık İstanbulkart ücreti 40 TL oldu. Resmi, milli ve dini bayramlarda toplu taşıma ücretsiz oldu. Yeni indirimlerin yük getirmeden belediye bütçesinden desteklenmesi sağlandı. İlçe sınırında otopark ücreti günde 1 kez alınacak. Özel taşımacılardan alınan resmi harç ve bedellerde indirim yapıldı. Ceza bedellerinin tam bilet yerine öğrenci bileti tarifesi üzerinden hesaplanması neticesi ile ceza tarifleri düştü. Aylık hizmet bedeli adı altında alınan bedeller öğrenci tarifesi üzerinden belirleniyordu, bu bedel de düştü. Devir ücretlerinde indirim gerçekleştirildi. 5 bin tam bilete düşürülerek yüzde 50 indirim yapıldı. ‘Tahdit tehdit olmayacak’ demiştik, UKOME, servislerin taşımacılık kartı süresini 30 yıla çıkarttı. Köprü kullanımlarına ilişkin düzenlemeler yaparak İstanbulluyu rahatlatacağımızı söylemiştik. 31.Mayıs 2019’da yürürlüğe giren karar ile panelvan ve küçük kamyonetler de 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nü kullanabilecekler. Son olarak da belediye meclis komisyonunda 10 kuruş olarak önerilen sübvansiyon, 22,5 kuruş olarak 31 Aralık 2019’a kadar kabul edildi.
– Kentin çalışanına, öğrencisine, esnafına, gencine 18 günde çok şeyler kattık. Katmaya da devam edeceğiz. 31 Mart öncesi söylemlerimiz, vaatlerimiz ve projelerimiz ortada. Bizler, bunlardan bahsettiğimiz dönemde rakibimiz bu konuları ağzına almıyordu. Bırakın bu sorunları ve vaatleri ağza almayı, bunları söylediğimiz için biz, en ağır şekilde eleştiriliyor, hesap bilmezlik ile suçlanıyor ve hatta üstü kapalı tehdit ediliyorduk. Ancak gördük ki söylediklerimizin, vaat ettiklerimizin hepsi yapılabilir konularmış. Yeter ki bütçeyi kimin yararına kullanacağınıza karar verin. Biz, aylardır halkın parasını halk için harcamaya geliyoruz derken belediyedeki büyük israfı önleyeceğimizi, belirli gruplar için değil, 16 milyon İstanbullu için çalışacağımızı belirttik. Söylediklerimizi de uygulamaya başlamış olmanın, sözlerimizin arkasında olduğumuzu kanıtlamanın da huzuruyla, siz taşıma sektörü bileşenlerine, beraber çok daha güzel işleri başaracağımızı gönül rahatlığı ile söylüyorum.
– 23 Haziran’dan sonra neler yapacağız? Kentin sorunlarına hakimiz, dinliyoruz, inceliyoruz ve üzerinde çalışıyoruz. Uzman ve nitelikli bir ekip ile çalışacağız. Kentin ulaşım yönetiminde hep birlikte olacağız. Bütüncül bir yaklaşım ile planlı ulaşımı hayata geçireceğiz. Belediye ile sektör iş birliği içinde çalışacak. Sadece ceza kesen değil, uyaran ve iyileştiren yönetim olacağız. Köprü geçişlerinde taşıma esnafından köprü ücreti alınmaması için girişimde bulunacağız. Toplu taşıma kullanım ve kalitesi yükselecek. Diyalog ve iş birliği dönemi başlayacak. Ek bir maliyet getirmeden ekmeği büyüteceğiz. Mevcut mali yüklerinizi hafifleteceğiz. Ulaşımda fırsat eşitliğini sağlayacağız. İstanbul’da ulaşım sorunlarının çözümünde en etkin payın sizler ile birlikte yapacağımız bu çalışmalarda olacağına inanıyorum. Ulaşıma sadece bir trafik sorunu, geç gitme sorunu olarak bakmıyoruz. Ulaşımın bütüncül bir yaklaşıma ihtiyaç duyduğunu, toplu taşımadan, özel araç kullanımına, kent lojistiğinden, şehirler arası yolcu taşımacılığına, dolmuştan, kamyon taşımacılığına kadar tüm unsurları ile birlikte ele alınması gerektiğini söylüyor ve tüm hazırlıklarımızı bu yönde yapıyoruz. Sektörün bileşeni olan sizleri dinlemeyi, sorunları birlikte tespit etmeyi, birlikte çözüm bulmayı, taşın altına elimizi birlikte koymayı, birlikte kazanmayı, birlikte oturup konuşmayı önemsiyoruz. Ulaşımda sorumluluk sahibi olanların da yolcuların da ulaşımda fırsat eşitliğinden faydalanmasını istiyoruz. Sektörün ekmeğini büyütmeyi ve paylaşmayı istiyoruz.
– Bu kapsamda, tüm sektör çalışma yönergelerini birlikte revize edeceğiz. UKOME eli ile çıkmış tüm yönergeler için sizlerin görüş ve önerilerini alarak gerekli revizyonları birlikte yapacağız. Minibüs esnafımız ile geleceği birlikte konuşacağız. Minibüslerin gelişimi ve geleceğine birlikte karar vereceğiz. Minibüste 4 tekerin nasıl döndüğünü, ekmeğin her teker ortağınca nasıl paylaşıldığını ben de biliyorum. Minibüslerin geleceğini birlikte oturup konuşacağız. Sizleri de yolcularımızı da mutlu edeceğiz.
– Servis taşımacılığının kalitesini birlikte artıracağız. Tahdit sorununa bugün olduğu gibi yarın da sahip çıkacağız. Servis bekleme ve park etme alanları oluşturacağız. Servisler konusundaki ciddiyetimizi ve konuya olan hassasiyetimizi daha önce de belirtmiş ve bunun sonuçlarını da hep beraber izlemiştik. Bugün tahdit adı altında gerçekleştirilen uygulamanın esnafın asıl sorununu çözmediğini biliyoruz, tahdit adı altında sektöre yeni verilebilecek binlerce plakanın da hazırlığının yapıldığını görüyoruz. Ben tekrar söylüyorum, servis esnafı için tahdit, tehdit olamayacak. Çalışma koşullarınızı iyileştirecek önlemleri birlikte alacak, üzerinizdeki mali yükleri hafifleteceğiz. Sadece seçim öncesi değil, seçim sonrası da sizinle çalışan ve sizi dinleyen bir belediye göreceksiniz.
– Taksi duraklarını yaygınlaştıracak ve nitelikli hale getireceğiz. Taksi segmenti uygulamasını revize edeceğiz. Taksi işletmelerinin sıkıntılarını çözecek adımlar için hazırlıklarımızı yaptık. Konunun uzmanı çalışma arkadaşlarımız seçim sonrası sizlerle bir araya gelecekler. Çalışma koşullarını iyileştirecek önlemlere birlikte karar vereceksiniz. Belediyede temsiliyetiniz ve derdinizi anlatacak muhataplarınız olacak. Karmaşık hale getirilen araç segmenti uygulamasını sadeleştirecek, korsan taşımacılar ile birlikte mücadele edecek, aracıların değil, emekçilerin ve hak sahiplerinin kazanacağı bir sistemi kuracağınız bir belediye yaklaşımı ile çalışacaksınız.
– Deniz ulaşımına erişimi kolaylaştıracağız. Deniz ulaşımına dahil olanlar için çok uygun otopark imkanı sağlanacak. Boğaz geçişlerinde araçlı ve araçsız deniz ulaşımı yaygınlaşacak. Deniz ulaşımına verdiğimiz önemi her alanda göstereceğiz. İstanbullunun deniz avantajlarından yararlanacağı yeni bir dönemi başlatacağız. Maliyet endeksli değil, kentin ulaşım sorununu çözme endeksli bir yaklaşım ile beraber geliştireceğimiz finans modelleri ile İstanbul’da deniz ulaşım payını artıracağız. Boğaz geçişlerini deniz taşıtları ile yapmayı kolaylaştıran ve yaygınlaştıran uygulamaları devreye sokacağız. Otonom strateji planını hazırlayacak, özel taşımacılarımızı geleceğe hazırlayacağız.
– İstanbul ulaşımında çalışan esnafımızın, geleceğin teknolojilerini takip etmelerini sağlayacağız. Dünyada neler olduğunu, dünyanın gittiği noktayı onlarla birlikte inceleyecek, 15 sene sonranın planlarını, teknolojilerini birlikte etüt edeceğiz. Enerji verimliliğini esas alan akıllı uygulamalar, otonom teknolojiler konusunda gelecek günlerin hazırlığını da birlikte yapacağız. Özel halk otobüsü çalışma koşulları iyileştirilecek Aynı servis, taksi gibi özel halk otobüsü özlük hakları korunacak. Bu kentte servis, minibüs, dolmuş, taksi esnafı gibi, yıllardır otobüs işletmesi yapan özel halk otobüsü esnafımızın da çalışma haklarını koruyacak, onların gelecek haklarını güvenceye alacak kararları alacağız. Özel halk otobüsü esnafımızı önemsiyoruz, sizlerin çalışma koşullarını iyileştirmek için çalışacağız, sizleri mutlu edecek, güvence altına alacak çalışmaları tamamlayacağız; sizlerden de İstanbullulara güvenli, güler yüzlü ve nitelikli hizmet vermenizi isteyeceğiz. Sizden istediğimiz en önemli şey bu.
– Yeni açılacak dikey hatlarda minibüs ve halk otobüsleri ile birlikte çalışacağız. İstanbul’da taahhüt ettiğimiz yeni hat ve güzergahlarda özel otobüs işletmecilerimiz ve minibüsçülerimiz ile birlikte ortak bir çalışma planı yapacağız. Büyüyen ekmeği birlikte paylaşacak, rekabeti yolcu kapmaya değil, kaliteyi yükseltmeye odaklayacağız. Sürekli eğitim merkezlerimiz ile ulaşım tedarik ve yan sanayii sektörüne nitelikli eleman desteği sunacağız. Tedarik ve yan sektörlerde nitelikli eleman sıkıntısı yaşandığını biliyoruz. Bu sıkıntıyı çözmek adına ilgili alandaki meslek lisesi ve meslek yüksek okulu mezunu çocuklarımızı belediyemizin sürekli eğitim merkezlerinde eğiterek sertifikalandırmayı hedefliyoruz. Bu sertifikayı almaya hak kazanan çocuklarımız sizlerin karşısına kalifiye birer ara eleman olarak çıkacaklar. Bu sayede İstanbul genelinde en az 70 bin kişiye istihdam yaratmayı hedefliyoruz. Akıllı kent ve akıllı ulaşım planlarını hazırlayacağız. İstanbul’un akıllı uygulamalar ile donatılması için gerekli tüm çalışmaları yapacağız.
– Şu ana kadar ki çalışmalarımız ile yapmış olduğumuz hazırlıkları sizlerin öneri ve teklifleri ile de geliştirerek kentimizde akıllı uygulamalar ile hem tam kontrol ve denetim sağlayacak hem de enerji verimliliğimizi en üst seviyeye taşıyacağız. Bütün bu proje ve vaatlerimizi gerçekleştirme yolunda çok önemli adımlar atmış olabilirdik. Bugün burada sorunların çözümü yolunda çok daha ileri bir noktada olabilirdik. Ama maalesef, İstanbul ve tüm Türkiye bir kez daha seçim atmosferi içine sokuldu. 31 Mart seçimlerinin haksız bir şekilde, 16 milyonun iradesi yok sayılarak gasp edilmesini istemezdik. Keşke seçim kazanmak kadar kaybetmenin de doğal olduğu kabul edilebilseydi, keşke hukuk zorlanmasaydı, keşke demokrasimiz yara almasaydı. Ama yaşananları hepiniz gördünüz. İnanıyorum ki bütün bu yaraları vatandaşımız sandıkta saracak ve önümüzdeki haftadan itibaren çok daha adil, çok daha huzurlu ve mutlu İstanbul için çalışmaya, birlikte yol yürümeye devam edeceğiz. Önümüzdeki haftadan itibaren sizler çok daha mutlu, gelecekten çok daha umutlu olacaksınız. Çünkü her şey çok güzel olacak. 16 milyon İstanbullu için, her şey çok güzel olacak.