İstanbul’daki sağanak yağış hayatı felç etmiş, bazı ev ve iş yerlerini de su basmıştı.
Hükümete yakın medya ise, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yüklenerek, selden sorumlu tutmaya çalışmıştı.
“İMAMOĞLU OLMASA GAZETE BOŞ KALACAK”
Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç ise bugünkü köşesinde, konuyla ilgili olarak, “En korkulan adam, Ekrem İmamoğlu” başlıklı dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
Hükümet gazetelerinin ve yorumcularının her güne İmamoğlu ile başlayıp, İmamoğlu ile bitirdiğine dikkat çeken Uluç, kendi gazetesine de bir eleştiri yöneltti.
Uluç, “Gazetemi yaydım masama.. Baş sayfa İmamoğlu.. Çeviriyorum.. Tüm ama tüm köşe yazarları söyleşmiş gibi İmamoğlu yazmış. Öyle bir görüntü var ki, İmamoğlu olmasa gazete boş kalacak” diye yazdı.
Uluç, “Yani 100 yılda bir olacak Allahın Rahmeti’nin hesabı, 3 günlük başkandan mı sorulur, yoksa, ondan evvel bu kenti 17 yıl yöneten Kadir Topbaş’dan mı?” derken, “Yahu 17 yılda bu gazetede Kadir Topbaş hakkında çıkan haber ve yorumları toplayın.. Temmuz 1, Ağustos yarım, 1.5 aylık başkan İmamoğlu için yazılanların dörtte biri olmaz.. Arkadaşlar bu ne telaş?” diye sordu.
Seçimlerde İmamoğlu’nun 14 bin farktan 800 bin farka çıkmasını da hatırlatan Uluç, hükümet medyasının tıpkı o dönemde olduğu gibi şimdi de aynı hatayı yaptığını savundu.
Hıncal Uluç’un yazısı şu şekilde:
“Dün sabah gazetemin sayfalarını çevirirken, yıllar önce izlediğim “Akbabanın Üç Günü” filmi geldi aklıma.. Daha doğrusu o filmdeki CIA departmanı..
Başroldeki Robert Redford’un çalıştığı bu daire elemanlarının yaptığı tek iş okumaktı. Dünyanın her ülkesinde yayınlanan her ama her şeyi okumak. Gazete, dergi, roman, hikaye, bilimsel makaleler, ders kitaplarına varıncaya dek her şey dikkatle okunuyor ve satır aralarından o ülkeyle ilgili çok önemli sonuçlar çıkarılıyordu.
Ne alakası var?.
Efendim şu?.
Bu daire CIA’de gerçekten varsa ve bizde yayınlanan her şeyi okuyorsa, hazırlayacağı raporda muhtemelen şöyle diyecek..
“Ülkeyi 17 yıldır yöneten AK Parti iktidarının en korktuğu, çekindiği insan, İstanbul’un yeni Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu. Onun liderliğindeki muhalefetin iktidarı ele geçireceğine inanıyorlar..” Neden?.
“Çünkü, iktidar sözcüleri, iktidar eğilimli gazeteler ve yorumcular, her ama her güne İmamoğlu ile başlıyor İmamoğlu ile bitiriyorlar.
Demek ondan fena halde korkuyorlar.. İstanbul’da, iktidarın en büyük silahı Binali Yıldırım’a 800 bin fark atan İmamoğlu’nun ülke genelinde de ayni başarıya ulaşmasını engellemek için her ama her gün, ona saldıran haber ve yorumlar yazıyor, söylüyorlar..” Dün sabah işe geleceğim, 10 gün aradan sonra.. Nasıl heyecanlı, nasıl neşeliyim..
Tatilin en güzel yanı işe dönüştür benim için.. İşe dönüş kalemime ve size kavuşmaktır çünkü.. Yaşam sebebim, yaşam gücümdür, her sabah sizinle buluşmak..
Gazetemi yaydım masama..
Baş sayfa İmamoğlu..
Çeviriyorum.. Tüm ama tüm köşe yazarları söyleşmiş gibi İmamoğlu yazmış. Öyle bir görüntü var ki, İmamoğlu olmasa gazete boş kalacak..
Oysa daha dün, lider, Başkan Erdoğan, Mevlana’yı, bilmezseniz, Sezen’i bilirsiniz..
“Dünle beraber gitti cancağzım, Ne kadar söz varsa düne ait Şimdi yeni şeyler söylemek lazım..” Sanki 23 Haziran seçimi öncesi gibi dün baştan sona İmamoğlu yazmanın sebebi ne, peki?
İstanbul 100 yılda bir olacak bir yağmur afeti yaşamış.
Bazı semtleri sular basmış..
İmamoğlu da bayram tatilindeymiş..
Yani 100 yılda bir olacak Allahın Rahmeti’nin hesabı, 3 günlük başkandan mı sorulur, yoksa, ondan evvel bu kenti 17 yıl yöneten Kadir Topbaş’dan mı?.
El insaf?.
Yahu 17 yılda bu gazetede Kadir Topbaş hakkında çıkan haber ve yorumları toplayın..
Temmuz 1, Ağustos yarım, 1.5 aylık başkan İmamoğlu için yazılanların dörtte biri olmaz..
Arkadaşlar bu ne telaş?.
Bu yaptıklarınızla İmamoğlu’na sağladıklarınızı, tüm CHP, tüm Millet İttifakı gerçekleştiremez..
Seçimlerde 14 bin fark, niye tekrarda 800 bine çıktı?. Çünkü iktidar sözcüleri ve yandaşları öyle yanlış taktikle konuştular, yazdılar, adamı öyle mağdur duruma düşürdüler ki, hiç oy vermeyenler bile sandık başına koştu. İlk seçimde İmamoğlu’na vermeyenler bile ona oy attı.
Şimdi ayni hatayı fazlasıyla yapıyorsunuz..
İmamoğlu’nu bu kadar gündemde, hem de her gün, gündemin zirvesinde tutar, onu “Tek konu” yaparsanız, adını hiç duymayacak olanlar da duyar, duymakla kalmaz, ezberler..
Ezberlemekle de kalmaz, “Sen neymişsin ve İmamoğlu” demeye başlar!.
Sonra?.
Onu da siz düşünün!.”