22 Kasım 2024
  • İmamoğlu kazandı, TÜRGEV ve Ensar kaybetti

    İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun protokollerini fesh ettiği vakıflardan Ensar ve TÜRGEV, mahkemelere yaptığı başvurulardan sonuç alamadı. Fesih işleminin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle iki vakıf tarafından ayrı ayrı açılan davalarda idare mahkemesi, protokollerin özel bir sözleşme niteliğinde olduğuna kanaat getirerek kamu hukukunun ve gücünün bu protokollerde yerinin bulunmadığı sonucuna ulaştı. Davalar görev yönünden reddedildi.

    İmamoğlu kazandı, TÜRGEV ve Ensar kaybetti

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yıllardır tartışma konusu olan yandaş vakıf ve derneklere yaptığı milyonlarca liralık yardım, Ekrem İmamoğlu İBB Başkanı olduktan sonra kesildi. İmamoğlu’nun talimatı ile ağustos ayında bazı dernek ve vakıflarla ile İBB arasında daha önceki dönemde yapılan ve toplam maliyeti 357 milyon TL olan protokoller fesh edildi. Protokolleri iptal edilen vakıflardan Ensar ve TÜRGEV, fesih karanının yürütmesinin durdurulması için mahkemeye başvurdu. İki vakfın başvurusu da mahkeme tarafından reddedildi.

    PROTOKOLLER KAMU HUKUKUNA GİRMİYOR

    Ensar Vakfı Genel Merkezi tarafından İBB Başkanlığı’na açılan davada fesih işleminin hukuka ve mevzuata aykırı olduğu, protokol kapsamında yürütülen faaliyetlerin kamu yararı taşıdığı gerekçeleriyle yürütmesinin durdurulmasını ve iptalini istedi. İstanbul 14. İdare Mahkemesi, davayı 21 Ekim 2019 tarihinde karara bağladı. Kararda, protokolün; tarafların serbest iradelerine dayanan karşılıklı fesih yetkilerinin bulunduğu bir sözleşme olduğu kaydedildi. Bu nedenle kamu hukukunun ve dolayısıyla kamu gücünün bu protokolde yerinin bulunmadığı vurgulandı. Protokolün konusu olan öğrenci barındırmaya yönelik özel yurt işletme hizmetine ilişkin faaliyetin kamu hizmetiyle bir ilişkisi bulunsa da bu durumun protokolde idarenin üstün yetkilerle donatıldığı sonucunu doğurmadığı ve özel sözleşme niteliğini etkilemediği tespit edildi. Protokolün fesh edilmesi işleminin özel hukuk ilişkisinden doğan ve adli yargının konusuna giren bir işlem olduğu vurgulanarak görevli yargı kolunun adli yargı mahkemeleri olduğuna karar verildi. Mahkeme davayı oybirliği ile görev yönünden reddetti. TÜRGEV de aynı gerekçelerle konuyu mahkemeye taşıdı. Davaya yine İstanbul 14. İdare Mahkemesi baktı. Mahkeme 17 Ekim 2019 tarihinde oybirliği ile aynı kararı alarak davayı görev yönünden reddetti.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir