İklim değişikliğinden yüzyıllarca yerli yakma uygulamalarını görmezden gelmeye kadar birçok faktör kokteyli, felaket yangınlarının daha yaygın hale gelmesi anlamına geliyor.
2020 için öngörülen sıcaklık, son yıllardaki sıcaklıkların sanayi öncesi seviyelerin 1 derece üzerindeki verilere dayanıyor ve meteorologlar bunun iklim krizinin “net bir işareti” olduğunu belirtiyor.
Büyük volkanik patlamalar gibi beklenmeyen olayların atmosferde soğutucu etki yaratması gibi olayları dışarıda tutarak, sıcaklıklardaki bu artışın 2020 yılında da devam etmesini bekleniyor.
Pasifik’te okyanus sıcaklıklarındaki değişiklikler nedeniyle alışılmadık derecede yüksek sıcaklıklarla sonuçlanabilen bir hava sistemi olan El Niño nedeniyle 1998 yılı, sıcaklık kayıtlarının tutulmaya başlandığı 1850’den 2005 yılına kadar kaydedilen en sıcak yıl olmuştu.
Bu yıl ise 2020 için Dünya genelinin çok sıcak ve özellikle ‘Orman Yangınları’ riski açısından büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Coğrafyamızda Ormanlar ülkemizin %27,6’sını kaplamaktadır. Bu değerin yaklaşık %80’i kıyı kesiminde bulunmaktadır. Türkiye’deki ormanların yaklaşık yarısı Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde yer alır.Antalya, Kastamonu, Muğla ve Mersin orman alanı en fazla olan illerdir.
Gelelim konumuza ; Dikkat ettiniz mi bilmem ama yer yer bazı bölgelerde otların beklenmedik yerlerden çıktığını, insanların evde kalmasından ötürü, doğanın kendi özünü bulup rahatça yol aldığı gözden kaçmamıştır umarım. Bu sene tatil oranlarının ciddi seviyede azalacağı özellikle orman bölgemizin çoğunluğunun tatil alanında olması sebebi ile üstüne birde uzmanların ısrarla ‘en sıcak yıl’ söylemi bu güzel örtümüz için büyük bir risk oluşturmaktadır.
Yangın felaketleri sırasında acil servisler, iletişim ve toplum desteği bu büyüyen zorlukları karşılamak için giderek daha karmaşık hale gelmiştir. Orman yangını yönetiminin sıklıkla gözden kaçan bir yönü yangın sonrası risktir. Birçok insan belirsizliğe geri dönecek. Evleri ve mülkleri üzerindeki ani etkileri ve gelecekleri üzerindeki etkilerini değerlendirmeleri gerekecektir.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğü 1988 yılından bu yana verilerin yer aldığı istatistiklerde, son 6 yılda Türkiye genelinde yangın sayısında ve yanan alanların büyüklüğünde artış gözlemleniyor.
Bu salgın sürecinde dikkat edilip atlatılmaması gereken ana konulardan birisi de orman yangınları olacaktır. Rant sağlamak isteyen bu süreçten faydalanıp art niyetli arazi sahipleri olabilir. Yangınların birçoğu zaten faili meçhul olarak adlandırılıyor .Ciddi düzeyde bir ceza yaptırımı gelmeli ve ivedi şekilde önlemler alınmalıdır.
Gelişmiş yerli ve milli hamleleriyle bu salgını çok iyi yöneten devlet büyüklerimize şükranlarımızı sunar bu ve benzeri olaylar için de önlem alınmasını, sorumlu kılınan acil durum ve afet çalışanlarını azami dikkate davet ediyoruz..
Beytullah Ateş
Sivil Savunma ve İtfaiye Teknikeri