İmamoğlu’nun açıklamalarından satırbaşları şu şekilde:
Su eşittir hayat. Medeniyetler boyunca su ile beraber kurulmuş şehirler. İstanbul gibi dünyanın en nadide coğrafyasında kurulmuşsa bir şehir ona suyu yetiştirmekle ulaşmış medeniyet, İSKİ böyle bir kurum. Bugün İstanbulumuza karşı oynanan kötülük dolu bir oyunu sizlerle paylaşmak için karşısınızdayım.
İki yıldır sabırla İSKİ konusunda hiç mevzuya dahil olmadan, ortak masalar kurarak, defalarca yüz yüze konuşarak ve bu görüşmeleri yaparken de bütünüyle İSKİ’nin bütün hesaplarını siyasi parti ayrımı yapmaksızın hassas durumunu İBB’deki bütün siyasi paydaşlarla paylaştık.
Niçin 14 milyar 300 milyon? Son 2.5 yılda sadece doğalgazdaki artış yüzde 102. Aslında İSKİ’nin konuştuğu maliyetler bir sonuç, sebep değil. Elektrik yüzde 283 ve İSKİ için elektrik o kadar önemli ki. İSKİ’nin giderinin yüzde 25’i elektrik. Şu andaki elektrik tarifesine göre 2022’deki elektrik faturası 3 milyar TL’yi aşacak. Öteye beriye zıplamaya gerek yok. Elektriğe zammı ben mi yaptım? Ben yapmadım, biz sebebi konuşuyoruz. Sebebi başka yer.
Az önce zam fiyatlarını söyledim. Çıkıyor arkadaş yüzde 179, yüzde 180 zam teklifi diyor… Utanıyorum, üzülüyorum bu arkadaşların sözlerinden. İBB’de Grup Başkanvekili yüzde 179 zam ayıptır, yazıktır, günahtır. Artış rakamını bir önceki fiyata böldüğünüzde zammın oranını bulursunuz. Bu arkadaş yüzde 179’u nereden, hangi akılla, hangi eğitimle bulur anlamış değilim. Bütün bunlar yalan, doğru değil.
Biz bir hafıza tazeleyelim. İstanbul’da tarihin en büyük gördüğü zammı hangi akıl, zihniyet yaptı diye düşünün. Ben size hatırlatayım, bugünkü merkezi iktidar göreve geldiği 1994’ye yılında %200 zam yaptı. Bir sonraki yılda yüzde 173 daha zam yaptı. Bugün 150’yi fahiş bulan arkadaşlar o gün yüzde 200 zamda hiçbir sakınca görmedi. Gerçekten ciddi bir kötülükten, hazmedememe… Akılları hala 2019 seçimlerinde kalmış. Bizim de aklımız göreve geldiğimizde bizden önceki manzaralardaydı. İstanbulumuza hiç yakışmayan kötü görüntülere son vermenin mücadelesini verdik.
Canını kurtarmak için Üsküdar’dan yüzerek kaçmak zorunda kalan vatandaşlarımızın karada değil, artık bundan sonra denizde yüzmelerini onlara hatırlattık. Karada yüzmekten onları kurtardık.
İstanbul’da bir yılda yağan yağmurum 10’da 1’i sadece bir günde yağdı. Hiç sel baskını gördünüz mü İstanbul’da? İşte bunu benim İSKİ’deki yol arkadaşlarım başardı.
AK Parti Grup Başkanvekili Meclis toplantısında, “Siz bizim yüzde 25’lik zam teklifimizi kabul edersiniz ya da bunu da vermeyiz.” diyor. Tehdit yapıyor. İstanbul tarihi böyle bir cahil adam görmemiş. Biz sana pabuç mu bırakacağız? İstanbul’u kaybetme öfkesiyle saldırıyorlar. İSKİ’yi organize kötülükle batırmaya çalışan arkadaşlara bir haberim var. Yaptığınız suçtur. İSKİ yönetmeliğe göre maliyeti altında su temini yapamaz. Bu karar ret oyu veren her üyeden rücu edilecek. Bunun faturasını hukuk önünde mahkemelerde göreceksiniz. Şimdi siz düşünün.
Meclis’i yürüttüğüm esnada içi kan ağlayan değerli AK Parti’li ve MHP’li üyelerimiz olduğunu da biliyorum. Benim de gurur duyduğum bir partim var. Partimin en çalışkan üyesi, ona en layık kişisi olmak için çaba gösteririm. Elbette Millet İttifakı’nın bir belediye başkanı olarak partime de layık olmak için çaba gösteririm ama partiler araçtır, amaç değildir. Partileri yöneten insanlar asla kutsallaştırılamaz. Siyasi anlayış ve tavır olarak ben inanıyorum ki her siyasi kimlik de kafasını elleri arasına alıp düşünecek.
Özellikle belirtmek isterim ki bu arada her şeye rağmen oluşan yeni bütçe, 14 milyar 900 milyona çıkan yeni bütçe ve mecburen sunmak zorunda kaldığımız yeni tarifenin vebali İSKİ veya İBB değildir. Bu ülkede herhangi bir şeyin fiyatı çok artıyorsa bunun sorumlusu ekonomiyi yöneten kişilerdir, hükümettir, iktidardır. Türkiye’yi bu ekonomik buhrana satanların İstanbul’daki ucuz kahramanlık girişimlerine en güzel yanıtı günü gelince kıymetli insanlarımız verecek.
TEKLİFİ TEHDİTLE VERDİLER
Yüzde 25’lik teklifin Meclis’te kabul edilmesi bizim yetkimiz değil. Eğer AK Parti grubu yüzde 25’lik bir teklif vermişse oylatırdı, çoğunluk zaten onlarda kabul edilirdi. Kendi verdikleri teklifi geri çektiler. Teklifi tehditle verdikleri için geri çektiler.
2019 SEÇİM TRAVMA YARATTI
KDV’den bahsediliyor. Sayın Cumhurbaşkanımız bize KDV üzerinden mesaj veriyor. Ben çok üzüntü duyuyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız ‘İstanbul sevdam’ diyorsanız İstanbul’a böyle sevda olmaz. Bizim belediyeler, sizin belediyeler.. Böyle bir kavram zaten olmaz.
2019 seçimlerinden sonra arzum, cumhurbaşkanımızın bu şehre hizmet eden belediye başkanıyla sıkı diyalog, istişare, bir arada düşünce üretme, işbirliği yapmaya uygun bir diyalog zemini. Hala 2019’daki seçimin insanların zihninde başka travmalara sebep olduğunu görüyorum.
UTANÇ VERİCİ BİR İŞLEM
Bence bu işlemi yapan, bu işleme imza atanlar hem oraya bağışta bulunan vatandaşımız ve o paralardan faydalanmak üzere olan binlerce insanımızın bedduasıyla karşı karşıyadır. Utanç verici bir işlemdir.
Askıda faturayı dünyanın her yerinde göğsünüzü gere gere anlatırsınız, bu işlemi hiçbir yerde anlatamazsınız. Milletimizin bedduasıyla karşı karşıyadır. Onlara bu beddualar yeter.
MOBESE OLAYINI ASLA UNUTMAYACAĞIM
MOBESE işi Türkiye Cumhuriyeti tarihinde çok büyük ayıplardan birisidir. Çok büyük tehditlerin göstergesidir. Dolayısıyla MOBESE asla unutmayacağım, her gün hatırlatacağım bir konudur.
İstanbul’un valisi, İstanbul’un emniyet müdür bu konuda herhangi bir işlem yaptınız mı? Herhangi bir araştırma yaptınız mı? Dilekçelere herhangi bir cevap vermediniz. Unutacağımızı zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Kamu hukuku, insan hakları gereği sorduğumuz sorulara acilen cevap verin. Bu işin sorumlusu bakandır diyorsanız aynı soruları bakanlığa da sorduk. Sayın bakandan da cevap bekliyoruz.
Ekrem İmamoğlu’nun özel hayatının didik didik edilmesi, bir kurgu şeklinde kesilip basına magazinsel bir şekilde servis edilmesi başka büyük tehditlerin ve tehlikelerin bir izidir.