22 Kasım 2024
  • Erdoğan’ın danışmanı, İmamoğlu davası için: Onaylanır

    Erdoğan’ın danışmanı, İmamoğlu davası için: Onaylanır

    14 Aralık’ta 2019’dan bu yana devam eden İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı ve Üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla açıklan dava sonuçlandı. Mahkeme kararına göre İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2 yıl 7 ay 15 gün hapis ve siyasi yasağa mahkum edildi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu için verilen hapis cezasını değerlendirdi. Uçum, “Bu kararı hukuken ele almayıp sadece siyasi açıdan istismar edenlerin bu planlarının toplumsal karşılık bulması mümkün değildir. Unutulmasın ki taklitler her zaman aslını yaşatır, aslını yüceltir” ifadelerini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, İBB Başkanı İmamoğlu hakkında verilen karara ilişkin Habertürk’e açıklamalarda bulundu.

    İşte Uçum’un açıklaması:

    İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a benzetmek teşbihte esaslı hata yapmak

    İmamoğlu’na verilen cezadan sonra “bu kararla Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın büyük siyasi yürüyüşüne başladığı duruma getirildi” görüşü kökten yanlıştır ve asla gerçekçi değildir.

    Ekrem İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a benzetmek teşbihte esaslı hata yapmak demektir. Oysa “teşbih hata kaldırmaz” veya “hatalı teşbih yapılmaz.” ‘Teşbihte hata olmaz’ın anlamı budur.

    “İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLEMEZ”

    Birincisi Ekrem İmamoğlu suçu mahkemece sabit görüldüğü için ceza aldı. YSK üyelerine “ahmak” demek hakarettir. Bu suç kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı işlenmiştir. Kamu suçudur. Siyasilerin kendi aralarında zaman zaman gerçekleşen sınırı aşan sözlerin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi siyaset yapmanın gereği olarak kabul ediliyor ve ceza verilmiyor. Ama yüksek yargı görevlileri için görevleri sebebiyle söylenen hakaret sözünün ifade özgürlüğü için de değerlendirilmesi hukuken mümkün değildir. Sonuçta olayda nitelikli hakaret suçu olduğu mahkemece tespit edilmiş.

    Ekrem İmamoğlu’na verilen ceza, yerel mahkemenin kararı çerçevesinde hukuka uygundur. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verilen ceza, hukuka aykırıdır. Bunu da o dönem ve sonrasında herkes kabul etmişti. Karar üzerinden bakıldığında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın durumuyla İmamoğlu’nun durumu açısından hiçbir benzerlik yoktur.

    “CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN SİYASİ YÜRÜYÜŞÜ…”

    İkincisi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi yürüyüşü; mağdurların, mazlumların ve ezilmişlerin hakkını, hukukunu savunma mücadelesi olmuştur.

    Bu ülkenin muhafazakarlarının, Kürt’lerinin, azınlıklarının, sosyal ve ekonomik açıdan ezilmişlerinin, ötekileştirilmişlerinin sesi, sözü, savunucusu olan Cumhurbaşkanı Erdoğan çetin, riskli ve büyük bedeller gerektiren çok yönlü bir mücadelenin lideri olmuştur. Halka hizmet siyasetinin mimarı olmuştur.

    Ekrem İmamoğlu hangi haklı talebin hangi haklı kesimin mücadelesini yapmıştır ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’a benzer bir süreç yaşamış olsun. Tamamen pozisyonel ve statü siyaseti yapan, imtiyaz kaybı endişesindeki bir kesimin destek verdiği, kendisine verilen Belediye Başkanlığı görevini dahi layıkıyla yapamayan birinin sürecini Cumhurbaşkanı Erdoğan’a benzetmek zorlama bir çabadan öteye gitmez. Ve kitle, siyaset, lider ilişkisinin anlaşılmadığını gösterir.

    “CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN HİÇBİR ZAMAN HAKARET SAYILABİLECEK SÖZ SÖYLEMEDİ”

    Üçüncüsü önce siyasi lider sonra ülke lideri ve nihayetinde dünyanın en etkili iki-üç liderinden biri olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, mütevaziliğiyle ve halka dayanan siyasetiyle Türkiye toplumunun ezici çoğunluğunun gönlünde yer buldu. Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan ağır yargısal haksızlıklara uğramasına rağmen (şiire ceza, kapatma davası, 367 kararı gibi) hiçbir zaman savcılara, hakimlere, yüksek yargıçlara hakaret sayılabilecek bir söz söylemedi.

    İmamoğlu ise hakaret etmeyi kendine hak gören tavrıyla, üstenci tarzıyla öne çıkıyor. Halka dayalı siyaset karşısında son derece yetersiz olan temsil siyasetini dahi halka tepeden bakmak olarak görüyor. Gelinen noktada sadece bir kesimin mecburen katlandığı ve bir kesiminde işe yarar olduğunu düşündüğü bir figüre dönüştü.

    Hukuken farklı, siyaseten farklı, toplum nezdinde farklı, liderlik özellikleri kökten farklı iki durum ve iki kişi arasında benzerlik kurmak sadece bir rol kapma çabası ve siyasi mühendislik gayretidir.

    Bu kararın siyasete etkileri üzerinden konuyu değerlendirmek ise siyasetin dinamiklerine yabancılaşmak olarak açıklanabilir.

    Siyasetin yükü mahkemelerin üzerine atılmamalıdır. Binlerce onbinlerce mahkeme kararı toplumda ve siyasette etki yapar. Bu etkileri doğru değerlendirmek ve uygun tutumlar almak siyasetçinin görevidir. Yargı siyaseti gözeterek karar vermez.

    Zaten siyaset de toplum üzerinde etki yapan konular, toplumsal dinamikler ve toplumsal talepler üzerinden yapılır. Bu tarz siyaseti belki de tüm siyasal tarihte en etkili yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, halka dayalı siyasetten nasibini almamış İmamoğlu’nu benzetmek hiçbir izana sığmaz.

    “SON SÖZÜ YARGITAY SÖYLEYECEK”

    Öte yandan yargı süreci devam ediyor. Nihayetinde Yargıtay son sözü söyleyecektir. Yerel mahkemenin kararı yürürlükteki hukuka uygunluğu açısından bakıldığında muhtemelen onaylanır. Farklı bir karar çıksa da bu sadece hukuken tartışılabilir.

    Elbette genel olarak da hakareti belli istisnalarla ve bazı önemli kamu mercileri ve kamu görevlilerine yönelik olanlar hariç “ceza hukuku konusu” olmaktan çıkarıp sadece “tazminat hukuku” alanına almak dahi tartışılabilir. Hakaret suçunun cezai sonuçları bakımından hak yoksunluklarının kapsamı da tartışılabilir. Bunlar ise mevcut kararla ilgili değildir, olması gereken hukuk bakımından ele alınacak konulardır.

    Öte yandan sanki verilen karar kesinmiş gibi sanki hemen siyasi yasak verilmiş gibi bu kararı istismar eden dış ve iç çevrelerin hangi hesaplarla hareket ettiğini de dikkate almak gerekiyor.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir