AKM Türk Telekom Opera Salonu Alt Fuaye’de, moderatörlüğünü Duygu Canbaş’ın yaptığı söyleşide öncelikle Fatih Sultan Mehmet’in şehzadelik dönemine, küçük yaşta tahta geçmesiyle karşılaştığı zorluklara, ilim, fen ve felsefe bilgisine eklediği zekâsı, inancı ve cesaretiyle gelişen asker ve devlet adamı kişiliğine değinildi. Ardından konuşmacılar Sultan 2. Mehmet’i Fatih yapan ve dünyada bir devrin kapanıp yepyeni bir çağın kapılarının açılmasına yol açan İstanbul’un Fetih sürecini anlattı. Söyleşinin son bölümünde ise fetihle birlikte değişen dünya düzenine, İstanbul ve çevresinin yeniden imarı ile birlikte getirilen yeniliklere ve Fatih Sultan Mehmet’in sadece İstanbul’un Fethi ile sınırlandırılamayacak denli büyük bir hükümdar oluşuna değinildi.
Fatih’te Her Şey Denk Gelmişti
Başarılı gazeteci Duygu Canbaş’ın Sultan Mehmet’i Fatih yapan kişiliğine dair sorusunu Nermin Taylan, “Edirne’de babasının 4. çocuğu olarak dünyaya geldiği dönem birçok büyük olayın da üst üste yaşandığı bir dönem. Henüz 6 yaşında iken Amasya Sancak Beyliği’ne gider. Her şehzade güzel eğitim alır. Fakat bazen tarih denk gelir, bazen baba denk gelir, bazen yer denk gelir, bazen zaman denk gelir, bazen eğitim denk gelir. Fatih Sultan Mehmet’te hepsi denk gelmiştir” diye cevapladı.
Ben Kendi Cevherimle Liderleri Geçeceğim
“Hikayesi olan her zaman kazanır. Fatih’in her zaman kafasında bir hikayesi vardı” diyen Koray Şerbetçi ise, “Fatih’in müthiş bir vizyonu var. Büyük İskender’in, Sezar’ın, tüm büyük liderlerin kim olduğunu bilip ‘ben kendi hayatımda cevherimle onları geçeceğim’ diyen bir hükümdar. Büyük düşünürler her zaman şöyle der, önemli olan hayatta karşılaştığımız olaylar değil, onlara verdiğimiz tepkidir. Fatih Sultan Mehmet tahttan indirilip Edirne’den Manisa’ya gidince onu büyük kılan bir şey yaptı; hikâyesini orada yeniden kurdu. Karşılaştığı zorlukların sebeplerini, bunları nasıl gidereceğini, bu rüzgârı nasıl tersine çevireceğini bildi. Neden büyük? Bunun için büyük” dedi.
Fatihin Hedefi Her Zaman İstanbul’du
“İstanbul’u dedesi Yıldırım Beyazıt da babası 2. Murat da kuşattı fakat olmadı” diyen Nermin Taylan ise “Fatih İstanbul’u fethetmeden önce zaten gemilerin yürütülmesi ile ilgili kitaplar okumuş, İstanbul’u karış karış bilen, kütüphanesinde İstanbul arkeoloji kitabı olan biriydi. İstanbul hakkında her şeyi biliyordu. Geçmiş deneyimlerden ders çıkarmıştı ayrıca matematik zekâsı ile de topların surları nasıl yıkacağının hesabını yapmıştı. İstanbul’u almak ona mirastı, Fatih emaneti yerine getirdi” şeklinde konuştu.
Çağının Ötesinde Bir Lider
“Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethedip ardından şehri yeniden imar edip bütün Avrasya coğrafyasının karargâhı olan bu şehri sadece İslam alemine değil, bütün dünyaya armağan etmiştir. Dünya tarihinin doğudan batıya hem ticaret hem kültürel olarak tıkandığı tüm yerleri feraha kavuşturmuştur. Osmanlı devletini bir cihan devleti haline getirerek şehri yeniden inşa etmiştir. 15. Yüzyılın çok ötesinde bir lider olarak kalacaktır” diyen tarihçi Şerbetçi, böyle bir atmosferde Fatih Sultan Mehmet’i anmanın mutluluğuna da değinerek, “Fatih Sultan Mehmet bu şehri aldı. Bize düşen bu bilinçle tarihimize sahip çıkmaktır. Hisart Canlı Tarih Müzesi Kurucusu Nejat Bey’e bu anlamda çok teşekkür etmek istiyorum. Nejat Bey de bu misyonu omuzlarına alıp bu kadar güzel bir müze kurup sizlerle buluşturdu. Bu hepimizin mirasıdır” dedi.
Biz Anlatıyoruz Kendisi Canlandırmış
“Nejat Çuhadaroğlu’na ben de ne kadar teşekkür etsem azdır. Bir tarihçi olarak birilerini sadece yad etmek değil, o andığımız kişileri daha çok nasıl yaşatabiliriz düşüncesine sahibim” diyen tarihçi Taylan, “Hisart Canlı Tarihi Müzesi’nde Fetih İstanbul Sergisi’ni gezdiğinizde hakikaten sizden bir şeyler buluyorsunuz. Biz anlatıyoruz, kendisi canlandırmış. İşte misyon böyle tamamlanır. Üzerine düşen görevi fazlasıyla yapan biri olduğu için Nejat Bey’e de teşekkür ediyorum” şeklinde sözlerini bitirdi.
Yoğun katılımın olduğu söyleşi, başarılı tarihçilerin ve dinleyenlerin sergiyi gezmesiyle son buldu.