Göreve gelmelerinin birinci yılında İstanbul’da hızlı tarama sürecini başlattıklarını hatırlatan İmamoğlu, “Aslında bunun adı, risk almak. Biz, risk aldık. Evlerinin kapısını çalıp, insanlara depremin hissedilmediği anda depremi hatırlatmak, belki siyaseten risk olarak görünebilir. Bu araştırmalarda da mevcut ne yazık ki. Ama biz, bunu görevimiz olarak kabul ettiğimiz için, o günden beri kapıları çalıyoruz. On binlerce binanın kapısını çalıyoruz. Ama ne acıdır ki, bazı semtlerde yüzde 70’e varan insanlar, bizi binalarına sokmadılar. Ve binalarının kontrol edilmesini istemediler. Ama biz, ısrarla bu süreci devam ettirdik. İstanbul’da, bu arkamda gördüğünüz bina gibi, depreme dayanımı yüzde 0 olan, 318 bina tespit ettik. Ve bu 318 binayla ilgili işlem başlattık” dedi.
“BU EVLERİN YIKIMINA BAŞLAMAKLA, 8 BİN
İNSANIMIZI BU TEHDİTTEN KURTARIYOR OLUYORUZ”
Çalışmaları sonucunda İstanbul’daki yaklaşık 90 bin riskli bina sayısına ulaştıklarını aktaran İmamoğlu, “Hızlı taramaya devam ediyoruz. 6 Şubat depremiyle beraber, o güne kadar ne yazık ki kapımızı çalmayan, bütün duyurularımıza rağmen ne yazık ki bizimle irtibata geçmeyen, hatta bizim kapısını çalmamıza rağmen, 10 binadan 7’sine bize sokmayan vatandaşlarımız, şimdi bizim kapımızı çalıyor. Biz, bu tespit noktasında onlara yetişmeye gayret ediyoruz. Bugün bahsettiğimiz 318 yapıda, yaklaşık 3000 bağımsız bölüm var. 3000 bağımsız bölüm ne demek biliyor musunuz? Bugün İstanbul’un ve Türkiye’nin konutta yaşayan kişi sayısına vurduğunuzda, 7-8 bin insanın canı demek oluyor. Bu evlerin şu anda yıkımına başlamakla, 8 bin insanımızı bu tehditten kurtarıyor oluyoruz” şeklinde konuştu.
“MAL SAHİBİ-KİRACI AYRIMI YAPMADIK;
4 BİN 500 TL KİRA YARDIMI YAPIYORUZ”
“Peki sadece hızlı tarama yapıp, girebildiğimiz binalarda tespit yapıp, bu şekilde bir işlem mi başlatıyoruz” diyen İmamoğlu, şu bilgileri paylaştı:
“Hayır. Önce ilçe belediyelerimizi uyarıyoruz. İlçe belediyelerimize yazı yazıyoruz. Bazı belediyeler diyor ki, ‘Biz işlem yapmıyoruz.’ Bazı belediyeler diyor ki, ‘Lütfen bizim adımıza işlem siz yapın.’ Bazı belediyeler diyor ki, ‘Olur, biz o işlemi yaparız.’ Hangi koşul olursa olsun, biz İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak işlemlerimize devam ediyoruz. Tabii burada az önce bahsettiğim iş birliği talebi üzerinden Kartal Belediyesi’yle yürüttüğümüz işlemi şu anda harekete geçirdik. Peki bununla mı sadece kalıyoruz? Hayır. Israrla bu tespiti yaptıktan sonra teknik arkadaşlarımla oturduk, şunu konuştuk: Yani insanlara ‘Evinden çık’ demek kolay. Ve hatırlayın; daha yakın bir zamana kadar Şehircilik Bakanlığının belirlediği kira yardımı, bin 500 liraydı. Bin 500 liranın İstanbul ölçeğinde bir kıymetinin olmadığını da biliyoruz. Ta o zaman biz, teknik hazırlıklarımızı yaparak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi gündemine, ‘4 bin 500 lira kira yardımı yapmak istiyoruz’u getirdik. Gerekçesi ve dayanağını da tespit ettiğimiz bu dayanımı yüzde 0 olan binalardaki insanlara kira yardımı yapma konusunda. Peki burada ne yaptık? Mal sahibi-kiracı ayrımı yapmadık. Kiracıya da 4 bin 500 lira yardım yapıyoruz, mal sahibine de yardım yapıyoruz. Bir adım daha attık. Kiracıya 12 aylık bir kira desteği vererek onu sokakta bırakmıyoruz. Bütçe olarak destekliyoruz ve insanların ev bulmasına yardımcı olan da bir ilişki mekanizmasını kuruyoruz.”
“İSTANBUL’A DAİR BÜTÜNLEŞİK BİR HAREKETİ BAŞLATACAĞIZ”
İstanbul’un depremle ilgili, özenli ve bütünleşik bir sürece ihtiyacı olduğunu vurgulayan İmamoğlu, konunun seferberlik duygusuyla çözülebileceğine ilişkin görüşünü yineledi. Tek başına İBB’nin, ilçe belediyelerinin ya da bakanlıkların bu sorunun çözümünde yeterli olamayacağının altını çizen İmamoğlu, “Biz, onun için diyoruz ki artık, Millet İttifakı adına bunu söylüyorum, Sayın Cumhurbaşkanı adayımız adına söylüyorum -ki biz bunu istişare ettik- özellikle İstanbul’u bir model olarak görüyoruz. Şunu net olarak bilelim: Güneydoğu’da yaşadığımız ve illerimizi etkileyen, yaklaşık 14 milyon nüfusu etkileyen sürecin ekonomimizi ne kadar sıkıntıya soktuğunu görüyorsunuz. Toplam maliyetleri yaklaşık 100 milyar doların üzerinde güncel. Zaman içerisinde bunun maliyeti daha da yükselecek. Çünkü, aynı zamanda insanlarımızı kaybettik. Şimdi biz, bu kavramla diyoruz ki; İstanbul’a dair bütünleşik bir hareketi başlatacağız. Özel bir yasayla destekleyeceğiz. İlgili bütün bakanlıkların aynı yapının içinde olduğu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin aynı yapının içinde olduğu, ilçe belediyelerin aynı yapının içinde olduğu, aynı zamanda sektörün; inşaat sektörü, yapı sektörü, inşaat malzemesi üretenler, sigortacılık sektörü, bankacılık, finans sektörü, bütün bunlar sürecin içinde olacaklar” ifadelerini kullandı.
“OTURUP BİR MASAYA, İNSANCA, ORTAK AKILLA SÜRECİ KONUŞSAYDIK…”
Bütün bu sürece vatandaşların ve meslek odalarının da destek vermesiyle sürecin çözülebileceğine dikkat çeken İmamoğlu, “Bu bütünleşik yapıda hızlı kararlar alacağız. İstanbul’da, kentsel dönüşüm süreci 8-9-10-11 süren siteler var, yapılar var. Bunu söylediğim zaman, ‘Hani işte 5 yılda çözerim demiştin…’ Arkadaş, ‘5 yılda çözerim’ dememin sebebi şu: 5 yılda oturup bir masaya, insanca, ortak akılla süreci konuşsaydık, siz bize bu fırsatı verseydiniz, bugün gümbür gümbür İstanbul’un her sokağında, her mahallesinde insanlarımıza 0 faizle finans sağladığımız bir ortamda, yapı sektörünün, sigortacılık sektörünün elini taşın altına koyduğu bir zaman dilimi içerisinde çok yol alırdık. Bugünkü iktidarın uyguladığı modelle… Ben ‘Hiçbir şey yapmadı’ demiyorum ki. Yapıldı. Ama yanlışlar var, eksikler var. Bütünleşik değil. Bu işi siyaset üstü bir sürece taşıyacağız. Bakın bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Ve İstanbul’u deprem riskinden hızla kurtarmanın yolculuğunu başlatacağız” diye konuştu.