İmamoğlu: Benim tek makamım var o da milletin gönlüdür

Şirinevler’e meydanda inceleme yapmak için geldiklerini belirten İmamoğlu, “Şirinevler Meydanı, bizim için önemli bir meydan. İstanbul’un en eski geçiş alanlarından birisi. Burada hem üst geçidin yaya trafiğini olgunlaştırmak hem de buranın görüntüsünü daha nitelikli hale getirmek, Cengiz Topel Cami’mizin arkasına İstanbul Kitapçısı gibi yeni fonksiyonlar katarak, İstanbul’un, Şirinevler’in bu görüntüsünü çok çağdaş bir görüntüye bu yaz itibariyle kavuşturacağız. Kamulaştırmada son aşamalarına geldik. Buraya bugün muhtarlarımızla, belediyemizin yöneticileriyle, ilçe başkanlarımızla geldik. Bu müjdeyi sizlerle elbette paylaşmak isterim. Memleketimizin, bu güzel şehrimizin her köşesinde, insanlarımızın ihtiyacına dönük, en doğru işleri yapma konusunda azami gayretimiz vardır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın” dedi.

“BU ŞEHRİN 2019’DAN BU YANA İNSANLARIYLA İLİŞKİSİ DAHA ÇAĞDAŞTIR”

“Bu şehrin 2019’dan bu yana insanlarıyla ilişkisi daha çağdaştır, daha eşitlikçidir, daha siyaset üstüdür” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:

“Bunu her yerde, iddiayla ve kanıtlarıyla ortaya koyabiliriz. Siyasetin bir araç, parti işinin bir araç olduğunu, esas işin memlekete hizmet olduğunu ve bu şekilde sürecin yönetilmesi gerektiğini, partilerin, yöneticilerin kutsallaştırılmadan memleketin kutsallaştırılması gerektiğini, insanların kutsalları üzerinden, insanların değerleri üzerinden, inançları üzerinden, insanların milli değerleri üzerinden, siyasete alet edilmeden, hiç kimsenin inancına, hiç kimsenin milli bilincine ya da milli inanışına ya da milli duygularına hiç kimse yarış koyamaz, yarıştıramaz, aşağılayamaz. Herkes bu konuda eşittir. Ve bizim 1000 yılı aşkındır bir devlet anlayışımız vardır bu topraklarda. Ve bunlar nice deneyimler elde etmiştir. En önemli deneyim de şudur: Milli birlik ve beraberlik deneyimidir. Bunun son sınavı, Kurtuluş Savaşı’yla verilmiştir. Bizim sınırlarımız vardır. Bir karışına hiç kimse zeval getiremez. Bir karışına bile. Ve Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi; ‘Hattı müdafaa değil, sathı müdafaa vardır.’ Bunun anlamı şudur: Bu memlekette yaşayan 86 milyon insanımız, vatanseverdir. 86 milyon insanımız eşittir. İnanışı ne olursa olsun, etnik kökeni ne olursa olsun, bu kardeşliğe ve milli birliğe, hep birlikte yaptığımız hizmetlerle katkı sunarız ama İstanbul Belediye Başkanı olarak ama başka bir makamda. Dolayısıyla kendi siyasi bekasını değil, milletin geleceğini önüne koyarak bu duygularla hareket eden, bu memlekete daha çok kazandırır. Ben bu kazanımın yanındayım. Onun için Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanındayım.”

“BENİM TEK MAKAMIM VAR, O DA MİLLETİN GÖNLÜDÜR”

“İstanbul’un bugün Bahçelievler ilçesindeyim” diyen İmamoğlu, konuşmasını, “Hizmetlerimizi ve yeni başlatacağımız projelerimizi gezdim. Buradan Kocasinan’a geçeceğim. Çobançeşme’de yine bir pazarımızı ziyaret edeceğim. Halkımızla hasbihal edeceğim. Ondan sonra Başakşehir’e geçeceğim. Ondan sonra Sarıyer’e geçeceğim. Her gün bir ilçesinde bu duygularımızı, hizmetlerimizi, yaptıklarımızı, yapacaklarımızı, yapamadıklarımızı da anlatıp, insanlarımızla dertleşeceğim. Benim koltuğum yok. Benim makamım yok. Benim makamım, milletin makamı. Onların bana vekil ettiği ve emanet ettiği bir makamdır. Benim tek makamım var, o da milletin gönlüdür. Oradan hayatım boyunca çıkmayacağım. Allah, memleketimizi korusun. Allah, milletimizi korusun; kötü dilden, iftiradan, yalandan, dolandan korusun. Bu kadar söylüyorum. Hepinizi sevgiyle, saygıyla kucaklıyorum. Her şey çok güzel olacak” sözleriyle noktaladı.

İmamoğlu’nun Bahçelievler turu, Çobançeşme semt pazarına yaptığı ziyaretle son buldu.