Olası afetler öncesinde, anında ve sonrasında yaşanacak sorunları tespit ederek, problemlerin önlemlerini almakla sorumlu yöneticiler olduklarına vurgu yapan İmamoğlu, “Bu toprakların kültüründe yoğrulmuş hiç kimse bu tür yapılan çalışmalarla ilgili bir teşekkür beklemez. Bu topraklarda afet, yıkım, kayıp söz konusu. Siyasi hesaplar biter, kenetlenip kayıp yaşayanların yanında olunur kayıtsız şartsız. Dayanışma ve paylaşım, her duygunun önüne geçer. O nedenle vazifemiz ve sorumluluğumuz olduğu için bölgedeydik. O nedenle sürecin tahlili, analizi için Zeydan Başkanımızla birlikte İstanbul’daydık. O nedenle bugün buradayız. Adana’dayız. Yaraları saracağız. Acıları paylaşacağız. Zarar gören kimsenin mağduriyetine ve unutulmasına asla izin vermeyeceğiz” şeklinde konuştu. Sorumluluklarının bu noktada bitmediğini belirten İmamoğlu, “Bizleri Büyükşehir Belediye Başkanı seçen milyonlarca vatandaşımıza karşı, başka sorumluluklarımız da var. Örneğin vatandaşlarımıza depremle ilgili kaygılarına gerçekçi bir biçimde, asla onları yanıltmadan, aldatmadan manipüle etmeden, günü kurtarmak değil, geleceği sağlıklı bir şekilde inşa etmek adına, gerçekçi biçimde yanıt vermek ve olabildiğince kaygıları giderip, sürece dair seferberlik duygusuyla en üst sorumlulukta, birlikte çalışma göreviyle karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.
“ADANA’DAN, HEPİNİZİN HUZURUNDA SÖZ VERİYORUZ…”
Cumhuriyet’in ikinci yüzyılının başlangıcı olan 2023 yılını depremlerle ve afetlerle karşılamanın burukluğunun yaşandığının altını çizen İmamoğlu, şunları söyledi:
“Kahramanmaraş depremi, hepimiz adına, yönetici sorumluluğu, kişiliği, kimliği adına, bu ülkede bir vatandaş olma adına, bir milat olmalıdır; olacak. 99 depremi için de aynı şeyleri söyledik. ‘Bir milat olacak’ dedik. Ama olamadı, başaramadık. Gerekli direnci gösteremedik. Eğri oturalım, doğru konuşalım. Gerekli adımları atamadık. Üzerinden 24 seneye yakın zaman geçmesine rağmen, gerekli tedbirleri alamadık. Gerekli düzenlemeler yapılmadı. Eğer o gün bunlar yapılmış olsaydı, iddiayla söylüyorum ki, en az 50 bin insanımızın öldüğü bu depremde, bu denli insanımızı net olarak kaybetmezdik. Bunca ekonomik yıkım olmazdı. Bugün yaşanan kaygılar olmazdı. O nedenle, buradan, Adana’dan hepinizin huzurunda söz veriyoruz. Bizler, görevlerimizde olduğumuz sürece, hiçbir zaman böyle bir ortamı memleketimize, milletimize ve şehirlerimize yaşatmayacağız. 2023 yılının hep beraber, en üst seviyede gelişmişlikle karşılayacağımız 100’ncü yıl olmasını çok arzu ederdik. Ama bunu başaramadık. O zaman, başka bir şeyi başarabiliriz. 2023 yılını, çok önemli bir sorumluluk yılı, afetlere ve yıkımlara karşı mücadele açısından da bir milat olarak başlatabiliriz.”
“SADECE BİNA GÜÇLENDİRMESİ İBB’NİN 5 YILLIK BÜTÇESİ KADARDIR”
Bunun, sadece yerel yönetimlerin çabalarıyla değil, vatandaşların, devletin ve ilgili kurum, kuruluşların iş birliği içinde çalışmasıyla başarılabileceğini vurgulayan İmamoğlu, “Arkadaşlarım hesapladılar. İstanbul’da sadece bina güçlendirmesi için gereken kaynak, en iyimser hesaplamalarla, Büyükşehir Belediyemizin yaklaşık 5 yıllık bütçesi kadar. Yani hiçbir iş yapmayalım, çalışanlarımıza bile maaş ödemeyelim, 4-5 yıl tümüyle kaynaklarımızı güçlendirme için oraya aktarsak bile yetmiyor. Dolayısıyla resim açıktır ve nettir. Başta İstanbul olmak üzere, deprem tehdidi altındaki kentlerimizin hiçbirinin yerel kaynaklarla, belediyelerin kaynaklarıyla bu yaşamsal sorunun çözümü mümkün olmadığı ortadadır. Kahramanmaraş depreminde ülkemizin maddi kaybının 100 milyar dolar civarında olduğu telaffuz ediliyor. Yani Türkiye’nin gayrisafi milli hasılasının 8’de 1’inden bahsediyoruz. Böylesi büyük bir ekonomik kaybın giderilmesi, yerel yönetimlerin çözeceği bir mesele değil” ifadelerini kullandı.
“BU EKSİĞİ, MEVCUT AKIL GİDEREMEZ; BİZ GİDERİRİZ”
“Dünyanın ve Türkiye’nin, önümüzdeki birkaç yüzyılına iz bırakacak şekilde inşası konuşulur, tartışılırken, bir yandan depremzedelere geçici konutları yapılarak, onlara tahsis edilme süreci hayata geçirilmesi beklenirken, insanlara basit bir kod, birkaç blok inşaatın temelini atma gayreti ve bina inşaatı gayreti üzücüdür, ürkütücüdür” diyen İmamoğlu, “İşte bu eksiği, bilim giderir. Bu eksiği, teknik beceri gider, Bu eksiği, net olarak söyleyeyim, mevcut akıl gideremez. Biz gideririz. Merkezi yönetimin, katılımcı bir bakış açısı ve yerel yönetimlerle birlikte çalışmasını, biz sağlarız. Çünkü, bunu başaramazsak, sorunları gerçekte çözmüş olmayız. Sadece göz boyar ve ertelemiş oluruz” şeklinde konuştu. Türkiye’nin depremin dışında, başta ekonomik kriz olmak üzere, birçok sorunu olduğunun altını çizen İmamoğlu, “Siyasal ve yönetsel sistemimizin de yeniden kurgulanması şarttır. Cumhuriyet’imizin ikinci yüzyılı başlarken, bu yeniden yapılanma ve reform programı da son derece önemli olacaktır. Ancak bu, yukarıdan aşağıya bir kurgu asla olmamalıdır. Bugün Türkiye’nin birikimi, merkezi düzeyle yerel yönetimleri, devletle sivil toplumu, her düzeyde birlikte çalışabilecek bir olgunluğa ulaşmak zorundadır. Birlikte çalışmayı, hep birlikte bir kez daha hatırlamamız, unuttuysak da öğrenmemiz ve öğretmemiz gerekir” dedi.
“HEP BİRLİKTE ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYACAĞIZ”
“Zeydan Başkanımızla, şehirlerimizle yüzleşip, dertleşip, beraber, ortak akılla sorunu çözmek zorunda olduğumuzu hatırlatmak için buradayız” diyen İmamoğlu, konuşmasını, “Birazdan bilim insanlarımız sorunları anlatacak, çözümleri de anlatacak. Ve hep birlikte elimizi taşın altına koyacağız. İstanbul’da da öyle, Adana’da da öyle. Gerektiği yerde binalarımızı güçlendireceğiz. Gerektiği yerlerde binalarımızı yenileyeceğiz. Bundan sonra şehirlerimizle ilgili, kayıtsız şartsız, prensiplerden asla taviz vermeyen yönetimleri göreceksiniz. Vatandaşlarımızın bireysel haklarını koruyacak, ama ondan daha fazla çevreyi koruyacak, doğayı koruyacak, iklimle mücadele edecek, kuraklıkla mücadele edecek, iklim değişikliğinin tahribatlarını azaltacak ve çocuklarımıza, gençlerimize yakışan Adana’yı, yakışan İstanbul’u var etme mücadelesini hep birlikte ortaya koyacağız. Kendimi 01 numaralı Adana’ya yakın hisseden Ekrem İmamoğlu olarak, bu inançla hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Bilim insanlarımızın katılımıyla gerçekleşecek bu toplantıya gösterdiğiniz yoğun ilgiden dolayı, hepinize teşekkür ediyor, ‘Her şey çok güzel olacak’ diyorum” sözleriyle noktaladı.
KARALAR: “ADANA’NIN MR’INI ÇEKECEĞİZ”
Konuşmasına, depremin ilk günlerinden itibaren yanlarında olan İBB Başkanı İmamoğlu’na teşekkür ederek başlayan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Karalar da “Deprem olduğunda, nasıl hızlı müdahale edilir? Adana’da depremin, Türkiye’de depremin boyutu nedir? Nereye gider? Hocalarımızı dinleyeceksiniz. Ben uzun boyutlu bunu anlatmayayım. Ama Adana’da yaptıklarımızı birkaç cümleyle özetlemek istiyorum. Hepiniz biliyorsunuz, yıkılan binanın başında en hızlı olan belediye başkanı benim, eve yakın bir bina olduğu için. Şunu gördüm: Herkes dışarı çıktı bir anda. Ve trafik kilitlendi. Biz alet, edevat, vinci çok geç intikal ettirebildik. Buna bir kere dikkat etmek gerekir değerli arkadaşlar” uyarısında bulundu. Bundan sonra yaşanacak depremlere hazırlıklı olmak adına mikro bölge çalışması yapmaya başladıkları bilgisini paylaşan Karalar, “Adana’nın MR’ını çekeceğiz. Nerede deprem olur, nerede hazırlık yapmamız lazım? Aletimizi, edevatımızı, depremle mücadele için, kesici aletler dahil, hiltiler dahil, en yakın nerede olur? Orada konuşlanmak için bir hazırlık yapıyoruz. Bu konuyla ilgili en hazırlıklı iller biz olacağız” dedi. Adana’nın İstanbul, İzmir ve Tekirdağ ile birlikte mikro bölgesi çalışması yapan dördüncü kent olduğuna vurgu yapan Karalar, “Dördünde de Cumhuriyet Halk Partili belediyeler var. Dikkatinizi çekmek istiyorum. Ne yazık ki depremin altında bilimden, fenden uzaklaşanlar kaldı. Ne yazık ki depremin altında, Kızılay kaldı. Ne yazık ki ülkemiz liyakatsiz insanların elinde böyle oldu. Deprem bir gerçek, ama depremin acıları bu kadar çok olmayabilirdi” diye konuştu.