CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Habertürk’te Didem Arslan Yılmaz’ın sunduğu Türkiye’nin Nabzı programına konuk oldu.
İşte İmamoğlu’nun açıklamalarından satır başları:
İstanbul seçmeni neden Ekrem İmamoğlu’na oy versin?
25 yıldır bir İstanbul yönetimi yaşıyor İstanbul. Eksileri vardır artıları vardır. Hatta çeyrek yüzyıl diyebiliriz. 25 yıl birazcıs artık insanlara yetmiyor. Hatta biraz da enerjisi düştü. İnsanlar aslında mutsuz. Neredeyse 10 bin yıllık kent dünyanın merkezi olmaya namzet. Dünya kentinin enerjiye, yeni nesil bir belediyeciliğe ihtiyacı var. İstanbullular’ın yüzde 60’a yakını ‘fırsatını bulsam bu kenti terkederim’ diyor.
Biz o enerjiyi vereceğiz insanlara. Bunun adına güleryüz, paylaşmak, ortak akıl, ortak masa, her sorunu konuşabilmek. Vatandaş ‘bu benim belediyem’ diyecek. İşte tam da bu buluşmayı, enerjiyi vaadediyorum. Çözümü vatandaşla buluşturan yeni nesil bir belediyecilikten bahsediyorum. Bu değişime biz hazırız. Bir kere İstanbul kenti mutlu olmalı.İnsanlar sokağa öfkeyle çıkmamalı. Sorunun karşısında muhatabını bulmalı. Çözüm aradığında buluşabileceği makama ulaşmalı.
Bir işadamı olarak, sivil topluma, sosyal hayata meraklı olan birisi olarak bu sürecin içerisindeyim. İlk yıllarda faydalı metodları, insan ilişkileri bakımından çok değerli zamanlar geçirmiştir. 94’ün son yıllarını kastediyorum. Bunu kendilerine de söyledim. Toplumla buluşma anında özverileri, yönetime aç bir anlayışın insanlara olan sevgisi, insanların beklentisi için denebilir ilk 4-5 yıl için. Yönetim kabiliyetini yitirmiş, yönetim şevkini yitirmiş bir İstanbul’da kenti hisseden ve kenti birbirinden ayırt etmeyen kurulu bir toplum yaratma arzusundayız.
Büyükşehir belediye başkanlığı gönlünüzden geçti mi?
Tabii ki. Beylikdüzü’nü yönetmek, yarınlarda İstanbul’u yönetmek demişim. Sizi hayale götüren sizin istekli olmanızdan ziyade toplumun sizi itmesidir. İnsanlar sizi hisseder, o sürece iter. İnsanlardan kastım İstanbul’un yaşayanları. Bu tetikleme sonrasında parti yöneticilerinin dikkatini çekersiniz. Bizim parti büyüklerimizin, başta genel başkanımıza teşekkür ediyorum. Burada işaret, sinyal ne zaman derseniz, mâlum sayın Topbaş istifa ettirildi biliyorsunuz. Şunun altını çizmek isterim, umarım Türkiye’nin yerel demokrasisi böyle bir şeyi yaşamaz.
Hiç etmiyor. Ben İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı adayıyım. İstanbullular’la ilgineceğim. Üreteciğim işler İstanbulla ilgili. Bir İstanbullu olarak sayın Cumhurbaşkanı’nın beni dinlemesini isterim. Eminim ki İstanbul’a yaşatacağım bir 5 yıl sonrasında sayın Cumhurbaşkanı bile bana oy verir
Ben çok şanslıyım. Babam işadamı. Annem köyde üreten bir kadın. Aslında müthiş bir harman. Emek nedir, emekçilik nedir biliyorum. Yokluk nedir biliyorum. İktisatlı bir çocuk olarak yetiştim. Harçlığım belliydi, 1 kuruş fazla olmazdı. Sizi üstüste koyan unsurlar bunlar. 2 yıllık Kıbrıs maceram var. İstanbul’da üniversite hayatım var. 2000’li yıllarda kendi yaşadığım alandaki yerel yönetimden şikayet ederek buralara geldim. Oradaki kibir, vatandaştan uzaklaşma beni çok yordu. Ben bu sürece dahil olayım dedim. Bu beni siyasete itti.
Türkiye çok kutuplaştı. Ben kendimi burada ifade edebiliyorum. Yapabileceklerime CHP’de karşılık görüyorum diye düşündüm. Bu toplumda farklı referanslar insanlar ya da kurumlar aleyhine kullanılabiliyor. CHP’de çok değerli siyasi tecrübe yaşadım. O dönemde İstanbul’da kazanılan tek belediye olması başka bir vitrini ortaya koydu. Ben kişinin yaptığı hataların kurumu bağlamayacağını ispat ettim. Belediye başkanı olduğumda söylemiştim “Bu kentte oyunu alamayacağım bir kişi yaşamıyor” demiştim. Evet herkesin oyunu alamayabilirim ama tamamıyla gönlünü alabilirim.
Sayın Erdoğan kapı kapı dolaşıp, tüm seçmene dokunmak. CHP’nin hatası bu mu oldu?
Vatandaştan uzaksanız gerisi teferruata giriyor. Vatandaşla buluşma faaliyeti partimizde oldukça güçlendi. Partiye bu tavrı yapıştırmanın da çok doğru olmadığını düşünüyorum. Her partide bu tarz yönetim anlayışı olmuştur. Bir gerçektir ki son dönemde siyasi başarı vardır.
Rakibin yaptığı iyi bir iş varsa bunu alır zevkle uygularım. Bu kopyacılık değildir. Farklı bir ülkede iyi bir uygulama varken, bunu alıp uygulamak aslında itibarlı, olgun bir iştir. Başarı varken rakibi küçümsemeyi doğru bulmadığımı ifade ediyorum.
Yaşam değerleri bakımından sizi solcu, toplum değerleri bakımından sağcı ilan ederler. Bu klişelere karşıyım. Siz insanların duygularına hitap edeceksiniz. Herkes benim ailemde var.İstanbullu bana bakacak kendisini görecek. Bütün bunlar toplumsal deneyimden geliyor. Siz bu toplumun muhafazakâr değerlerini, çağdaşlaşma değerlerini yok sayabilir misiniz, asla!
Beni bilen biliyor.Yüzbinlerce Beylikdüzü halkı beni biliyor, partililerim beni tanıyor. Hayat prensiplerini herkes biliyorum. İnanca, yaşama, çağdaşlığa, demokratlığa olan tutkularımı herkes biliyor. O gün Fatih Sultan Mehmet’le ilgili mesaj vermek için oradaydım. Yoksa camilerde mesaj vermek istemem. Ben Kur’an kursunda Kur’an eğitimi almış bir insanım.
4 yıl boyunca bütün siyasi parti başkanlarını toplayıp, moderatörlük yaptım. Beni sorgulayın dedim. Sizinle bir anımı paylaşayım. Beylikdüzü’nde belediye başkanı adayıydım. Gecenin bir vakti, kültür binasında toplantı vardı. Dediler ki, mevcut belediye başkanının toplantısı var dediler. Tek başına o binaya girdim. Beni alkışladılar. Bana gülerek “ne işin var” dedi. Ben de güzel projelerin varsa dinlemeye geldim dedim.
Üç hafta içinde bana hakaret eden üç köşe yazısı yazmış insandan bahsediyoruz. Ama bu insan benim ilçemde yaşıyor. Benim ilçemde yaşayan hemşehrimin ölümüyle ilgili rahmet diledim. Tam da bu. Belki de yaşasaydı onunla ilgili mahkeme başvurusunda bulacaktım.
Sayın Muharrem İnce, İstanbul’da buluşacağız, verdiği her göreve koşacağız dedi. Sayın Gürsel Tekin’le ve bütün partili yetkililerimle görüştüm. Siyasi hayatta beraber yürüdüğünüz insanların başarısı sizi gururlandırır. Stratejik olarak İstanbul’da bütün arkadaşlarıma söyledim, fit olun, koşacağız dedim. Çok da miting hayali kuran birisi değilim. Bire bir kendimizi onlara hissettirmek daha etkili. Mitingler biraz insanları ayırıyor.
Sayın Gürsel Tekin’in tecrübelerinden ve sahada edindiği izlenimlere tabi olduğumu söyledim. O da zevk duyacağını söyledi. Kampanya modelimiz içinde herkes var. Sadece İstanbul milletvekilleri ya da MYK ve parti meclis üyeleri yok. Her arkadaşımızbu sürece aktif olarak katılacaklar. Sayın Tekin’le birçok defa buluşacağız. Siz de bizi izleyeceksiniz.
39 ilçede doğru aday tespiti için hep birlikte çalışacağız. Elbette bunun parti meclisi ve MYK ayağı var. Kişiler irdelensin, 400’ün üzerinde aday adayımız var. Biz İstanbul’u yönetmeye talibiz. Bir ilçede 20 aday adayı vardır ama bir kişi aday olacak. Diğerlerinin onun yanında olması gerektiğini vurgulayacak. Ocak ayının ikinci yarısına kalmadan bu sürecin toparlanacağını düşünüyorum. Bu perşembe günü manifestomuzu Haliç Kongre Merkezi’nde saat 11.00’de açıklayacağız.
“İlçe başkanlarında kriterler ne olacak? Beşiktaş’ta bir kadın adaydan bahsediliyor.”
Kriter başarı, dinamizm. Ahlâklı bir süreç yöneteceğiz hep beraber. Bu kriterlerin tercih silsilesi var. Burada demokratik bir sentez yapılır. En doğru kararı vermek, en yüksek oyu almak, üretim becerisi, tecrübe hepsi biraraya gelecek şekilde karar almak. Her biri bizim için aynı. Tercih yapılana kadar.
Sayın Abdullah Gül ile görüştünüz mü?
Yok hayır. Çok önce bir görüşmemiz olmuştu.
Sayın Sarıgül, ‘parti kazanmayı hedefliyorsa benim gibi tanınan, bilinen bir kişiyi koyarlarsa benden Ekrem Bey’e oy gelir. Ekrem Bey’in beni istemesi lazım’ dedi?
Sayın Sarıgül başarılarını bildiğimiz siyasi kimliktir. Belediyecilikte çok güzel işlere imza etmiş birisidir. Süreç işliyor, parti meclisi, MYK ve parti başkanımızın iradesi var.Tüm bunlara bakılarak karar verilecek.
Sayın Akşener beni aradı, başarılar diledi. Çok da mutlu oldum, onur duydum. Ben aslında bir İstanbul ittifakı, kentlinin şehirlinin, İstanbullu’nun aradığı şekilde temsil edilmeyi düşünüyorum.
HDP olacak mı?
Herkes olacak. Mevzu yaşadığımız yer. Konuştuğumuz İstanbul. Bu kentte 1 milyon 200 bin 0-5 yaş arası çocuk var. Minimum 2 milyon ebeveyn var. Bu kentte bu çocukları geleceğe nasıl hazırladı İstanbul? Kreş mi açtı, ne yaptı? Bütün bunları anlatacağız.
HDP oylarını alabilmek için nasıl bir çalışma yapacaksınız?
Özel bir çalışmaya gerek yok. Farklı bir şey istemiyorlar ki, insana saygı, eşit haklar. Türkiye’nin yeni nesil belediyeye ihtiyacı var. 16 milyon nüfusu var İstanbul’un. Biz bu kentin problemlerini çözmezsek hangi ideolojiyi konuşabiliriz.
Bazı CHP seçmenleri üzerinde 24 Haziran sendromu var. Siz küskün CHP seçmenini sandığa nasıl götüreceksiniz?
Ben bu akşamı izledikten sonra karar verdiklerini düşünüyorum. Tamam o seçim sonrasnda bir umutsuzluk vardı. Ama biz şu anlatacaklarımızla, hatta bir test yapabilirsiniz, yarın sizin etrafınızda 100 kişi varsa, bu programı izlemişse lütfen sorunuz. Bizi tanıdıklarında inanacaklar, ben küskün CHP’li, sandığa gitmeyecek CHP’li olabileceğini asla düşünmüyorum.
24 Haziran seçim gününü iyi yönetemedik. Sonrasını iyi yönetemedik. Ama bunların hepsini geride bıraktık. Mükemmelbir süreç yaşayacağımızı düşünüyorum. 1 Nisan itibarıyla oy vermeyenlerin de yöneteceği İstanbul başlayacak. Şu anda erişilemeyen bir büyükşehir belediyesi var. Bürokrasisi kaç defa değişmiş. Bizimle beraber büyükşehir belediyesinde çalışan her yönetici, her emekçi hak ettiği değeri bulacak.
Şu anda kuruluş aşaması başladı. Ben tam 13 seçim yönetmiş birisiyim. Dolayısıyla seçim tecrübem çok yüksek. Seçimin en önemli kavramlarından biri sandığa atılan oylarla seçim kazanamazsınız, sandıktan çıkan ve sayılan oylarla seçim kazanırsınız. İlk açıklamayı bizim merkezimiz olacak. Alanda sandıkta 100 bini aşkın insan görev yapacak. Oyların doğru sayılmasıdır amacımız. Oylar kime verildiyse o oyların doğru sayılmasıdır.
Hiç bilgim yok. Henüz konuşulmuş bir konu değil.
Her iki belediye başkanı bizim belediye başkanımızdır. Şu anda haklarında verilmiş yasal bir hüküm yok. Ne kadar adildir, hukukidir tartışılır, bizim için doğru olmadığını düşünüyoruz. Kendileriyle halen de görüşüyorum. Sürecin devam etmesine dönük kavramlar diğer aday adayları için neyse o iki arkadaşımızla aynı şey geçerli.
“İmamoğlu varsa çözüm vardır” demiştik. Lansman günü bu kavramı ortaya koyacağız. Yeni kavramlar da eklenebilir. Kampanya ve proje merkezimiz var. Bizim çalıştığımız ofisler var. Hepsini birleştirerek çalışmaya başlıyoruz. Ekibimizin içinde liyakatlı, şehirciliğe, kent psikolojisine, kadına, çocuğa her konuya değinen insanlar var. İstanbul’u yönetmeye talip olan insan kenti tek başına yöneteceği iddiasında ise zaten o süreç bizi buraya getirdi. Tam tersi kapıları açacağız. Burada bir sürü beyin var.
Şu anda bahsettiğiniz konuda sadece İYİ Parti ile ittifak görüşmesi yapıldı. Onun alt kavramlarıyla ilgili henüz benim bilgim yok. Ben şu anda partimin üst kurulu görüşme yapılıyorken, parti içi meseleyi kamuoyuna açıklamayı ahlâki bulmuyorum.
İstanbul’un önceliği nedir? Önceliği olmayan bir konuyu bırakın burada tartışmayı. Ben Kanalistanbul’la ilgili 1 saat anlatabilirim. Tahrip aldığı alan, denize vereceği zarar, hafriyat yükünün kullanılacağı alandaki sorunlar. Birçok teknik konum va. İstanbul’da hissedilen en büyük sorun trafik.
Deprem derhal tedbir alınması gereken bir konu. 1999’dan beri depremi konuşuyoruz. Toplanacak alan kalmadı İstanbul’da. Kanalistanbul’dan önce bu ilin sorunları var. Bu ilin acilen metroya ihtiyacı var. Bizi ulaşım adına tamamen işimiz orada olmalı. Şu anda raylı sistemin payı yüzde 14. Biz buna yoğunlaşacağız. Doğruyu alkışlarız, yanlışa dur deriz.
İstanbul bu hale niye geldi? Bu coğrafya bunu kaldırır mı? İstanbul nereye gidiyor? İmarın bir sınırı var mı? Dünyada bir kentin bitiş noktası vardır. Bu kente bir anayasa hazırlamak istiyoruz. Çocuklarımıza yaşanacak bir İstanbul bırakmak istiyoruz. Şu an İstanbul’u koruyan bu milletin vicdanıdır.
Ben iyi hatırlıyorum. Sayın Cumhurbaşkanı belediye başkanı iken birçok açılış törenine sayın Sözen’i davet ediyordu. Neyi başlattı ben neyi tamamlayacağım. Bir nezaket vardı o dönemde. Sonra bir anda ne değişti? Bizim bagajımızda yük olacak hiçbir şey yok. Ben İstanbullular’a söylüyorum, Beylikdüzü’nde 350 bin insan yaşıyor. Lütfen beni onlara sorun. Ben Beylikdüzü’lü hemşehrilerim bir kardeşi bir evladı olarak İstanbul’a talibim.
Üzülüyor ve utanıyorum. Tarihi incelemeden, irdelemeden ne yazık ki bazı siyasiler olmak üzere inanmış gibi anlatmaları, olmuş gibi anlatan gazetecileri gerçekten kınıyorum. Bir Rauf Denktaş’ın evi Beylikdüzü’nde. Ben Rauf Denktaş’la tanıştım. Kıbrıs’TA 2 yıl yaşadım. Rauf Denktaş ve Kıbrıs Anıtı yaptık. Bunun bir köşesinde 1974’deki harekatın imkanını tanıyan Londra konferansının bize resmedilmesi. Bu bir sanat eseri. Sanatla tarih anlatılıyor orada. Ben o anıtı Kıbrıs gazilerimizle açtım. Benim milli duygularım, beni milli duygularla sorgulamaya kalkanları boğar.
İlk icraatım şu ulaşımla ilgili acil eylem planlarıyla ilgili çok değerli masalar kuracağız. Taksicinin, servis şoförünün, minibüsçünün derdi var. Öğrencilerin ulaşım derdi var. Aktarmadan dolayı ödediği yüksek ücretler var. Birçok konuda problem masaya yatırılacak. Milyonlarca insan belki hayatlarında bir dafa büyükşehir belediyesini ziyaret edecek. Bizim onların sorunlarına dokunduğumuzu hissedecekler.
GÜNDEM
3 saat önceGÜNDEM
6 saat önceGÜNDEM
8 saat önceGÜNDEM
8 saat önceGÜNDEM
9 saat önceGÜNDEM
12 saat önceGÜNDEM
17 saat önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.