22 Kasım 2024
  • İmamoğlu’ndan Erdoğan’a yanıt: İstanbullu’nun parasıyla yapacağım!

    CHP'nin İBB Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, partisinin Beylikdüzü Belediye Başkan adayı Mehmet Murat Çalık'ın ''Proje Tanıtım Toplantısı'na katıldı. İmamoğlu, kent hayatını ucuzlatma projelerine gelen, ''Kimin parasıyla yapıyorsun'' eleştirilerine yanıt verdi:

    İmamoğlu’ndan Erdoğan’a yanıt: İstanbullu’nun parasıyla yapacağım!

    CHP’nin İBB Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, partisinin Beylikdüzü Belediye Başkan adayı Mehmet Murat Çalık’ın ”Proje Tanıtım Toplantısı’na katıldı. İmamoğlu, kent hayatını ucuzlatma projelerine gelen, ”Kimin parasıyla yapıyorsun” eleştirilerine yanıt verdi: ”Dediler ki ‘Kimin parasıyla ne yapıyorsun’. Diyorum ki, ‘İstanbullu’nun parasıyla yapıyorum’. İstanbullu’nun bütçesiyle yapıyorum. İstanbullu’nun bütçesini çarçur etmeyeceğim. İstanbul’un bütçesini bilinmeyen anlamsız kurumlara dağıtmayacağım ama bebeklerine ve annelerine dağıtacağım. Kimse buna engel olamaz. En iyi siz bilirsiniz. Yapar mıyım. Ben Beylikdüzü halkından güç aldım yaptım. İstanbul’un 16 milyon insanının istediği her şeyi yaparım” dedi.

    CHP Beylikdüzü Belediye Başkan adayı Mehmet Murat Çalık’ın ”Proje Tanıtım Toplantısı, Büyükçekmece World Point Yaşam Merkezi’nde gerçekleştirildi. Toplantıya CHP İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan adayı Ekrem İmamoğlu ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile birlikte yaklaşık 1000 kişilik bir partili topluluğu katıldı. Salona eşleri ile birlikte giren, İmamoğlu ve Çalık büyük alkış aldı. İmamoğlu, arka sırada oturan, anne ve babasının ellerini öptü. Toplantıda ilk konuşmaları, Beylikdüzü İlçe Başkanı Taşkın Özer ve İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu yaptı. Daha sonra sahneye çıkan İmamoğlu, konuşmasına, ”yol arkadaşları”na teşekkür ederek başladı. Siyasete başlama sürecine değinen İmamoğlu, ”Benim şahsen siyasetle buluşmam, yerel siyaseti hayalime oturtmamdaki en önemli sebep, Beylikdüzü’nün var oluşunu yaşamamdır. Beylikdüzü’ne dahil olduğum günler itibariyle, bir şehrin neredeyse yoktan var oluşunu takip etmemdir. Tabii bunun inanılmaz derin bir tecrübe ve hassasiyet yarattığını söyleyebilirim. Günün sonunda, şikayet eden bir kişi olmak yerine, bu şehre ne katabilirim bölümünde nasıl var olabilirim diye bir düşünce ortaya koydum ve siyasete dahil oldum. Siyaset, aynı zamanda bir emek ister, sabır ister, vazgeçmemek ister” dedi.

    ”İstanbul’a bakınca üzülüyorum”

    ”İstanbul’a bakınca, açıkçası üzülüyorum” diyen İmamoğlu, ”İstanbul, bugün itibariyle ne yazık ki bizleri mutlu eden bir şehir değil. İstanbul bugün, belki de dünyanın en geri sıralarında istatistiklerde yer etmiş durumda. Arka sokaklarını geziyorum, İstanbul’un her ilçesini dolaşıyorum. Özellikle yönetmediğimiz, yönettiğini düşünen kişilerin yönettiği İstanbul’u geziyorum. Yoksulluğu sizlere anlatamam. İçim yanıyor. Benim için mega proje kavramı bitmiştir. Yok öyle bir şey. O, 18. yüzyıl kafası. Bu milletin onu satın alacağını da düşünmüyorum. Bu millet artık vicdanının, ahlakının ve toplumun sesini duyacak seviyede. En büyük proje, bu şehrin insanlarına adil bir yönetim sunmak olacak. Ben, adil bir belediye başkanı olacağım. İBB Başkanı olduğumda, görevimi yaptığım dediğim gün, Kadıköy’deki 2 yaşındaki bebeğimizle, Bağcılar’daki 2 yaşındaki bebeğimizi aynı koşullarda hayata yetiştiriyorum şeklinde ruhunda yer ettirmişsem, en büyük projeyi başarmış olacağım. En büyük proje budur. İnsanların kafasındaki mega projeler, en kolay iş. Mühendislik işi. Kamuya düşen en kıymetli konu, onun kamu vicdanı adına, kamunun cüzdanını boşaltmadan yapmaktır. Onu başarırsınız. ‘Ben bu işi bilirim’ diyenlerden daha iyisini yaparım. Ama o mega proje işi yok. Bitti o iş” şeklinde konuştu.

    ”İstanbullu’nun bütçesini çarçur etmeyeceğim!”

    İstanbul’u ”yoksul bir kent” olarak niteleyen İmamoğlu, ”İnsanların kuyruğa girmek zorunda bırakıldığı bir kentte yaşıyoruz. ‘Hayatı ucuzlaştıracağız’ dedik. ‘Gıdaya erişimde, ulaşımda, eğitimde, suda ucuzlaştırma yapacağız’ dedik. Aynı zamanda bütçesinin yüzde 1’ini sosyal yardıma ayıran İBB’nin bütçesini 3 katına çıkaracağız’ dedik. Biz, sosyal yardımı artırmak zorunda olan bir belediye olmak istemezdik. İstanbul’un dünya ölçeğinde daha büyük geleceğe nasıl hazırlanması gerektiğini konuşmak isterdim. Ama bir ülkeyi yoksullaştırmışsanız, insanların cebinde para yoksa, 4 gençten biri işsizse, gelecekte ne yapacağını bilmeyen 350 bin genç bu kentte varsa mecbursunuz sosyal hayatı güçlendirmeye, sosyal yardım bütçeyi artırmaya mecbursunuz. Dedi ki en başta çocukları, gençleri düşünelim. Çocukları hayata hazırlayalım, gençlerin en ucuz şekilde yaşamasını sağlayalım dedik. Bu anlamda kadınları, anneleri düşündük. Sadece bununla kalmadık, çocukla anneyi düşündük. Yeni doğan bebeğin annesine kart vereceğiz. O kartla anne bebeğiyle beraber İstanbul’u ücretsiz gezecek. Dediler ki ‘Kimin parasıyla ne yapıyorsun’. Diyorum ki, İstanbullu’nun parasıyla yapıyorum. İstanbullu’nun bütçesiyle yapıyorum. İstanbullu’nun bütçesini çarçur etmeyeceğim. İstanbul’un bütçesini bilinmeyen anlamsız kurumlara dağıtmayacağım. Ama bebeklerine ve annelerine dağıtacağım. Kimse buna engel olamaz. En iyi siz bilirsiniz. Yapar mıyım. Ben Beylikdüzü halkından güç aldım yaptım. İstanbul’un 16 milyon insanının istediği her şeyi yaparım” diye konuştu.

    ”Ne olur kazanın!”

    İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ”İnsanlar yolumuzu çeviriyor, ‘Ne olur kazanın’ diyorlar. Kazanın derken de şunu istiyorlar. ‘Bıktık!’ diyorlar. ‘Neden bıktınız’ diyorum. ‘Bağırıp çağıran insanlardan bıktık’ diyorlar. ‘Sevgi, saygı istiyoruz. Kibirli olmayan, güler yüzlü yöneticiler istiyoruz’ diyorlar. (Bu arada bütün güzel dualarımı yaptım, onu söyleyeyim. İnşallah Allah kabul eder.) Ben, 7 yaşındaki kızıma bile bağıramam. Zaten ona gücüm yetmez. Oğluma da bağıramam. Ya millete nasıl bağırır bir yönetici. Yönetici, milletiyle konuşurken, o bir resimde var ya, Mustafa Kemal Atatürk’ün o güzel gözleriyle, insanın gözünün içine baka baka konuşacağız. Dinleyecek, gözleriyle gözüne bakacak, kalbini, yüreğini hissedecek. Böyle olacak. Ben, öyle olacağım. Sizler şahitsiniz” dedi.

    ”İnsanın gülesi geliyor”

    ”Beylikdüzü’ne gelip, 2004 seçiminden beri hala utanmadan metro getireceklerini vaat ediyorlar” diyen İmamoğlu, ”Beylikdüzü’ne metroyu da deniz ulaşımını da bu kardeşiniz getirecek. Bunu her yerde anlatın. Birbirinize anlatmayın ha, başkalarına anlatın” dedi. İmamoğlu, ”Diyorlar ki; ‘İmamoğlu bu kadar sabırlı mı?’ İsmi önemli değil. ‘Hap alıyor’ demişler. İnsanın gülesi geliyor. Hayatım boyunca sabırlı bir insan oldum. Sabrımı, en iyi sizler biliyorsunuz. Gülünecek çok şey yapıyorlar” diye konuştu. İmamoğlu, sözlerini, ”Üretemiyorlar. Vatandaşın önüne bir şey koyamıyorlar. Biz, onlara vatandaşı hatırlattık. Ama zamanıdır. Yoruldular. Bu şehre ihanet ettiler. Emekli edin gitsinler. Nasıl Beylikdüzü’nden gönderdik, İstanbul’dan da yollayacağız. İstanbul’dan emekli edin gitsinler. İstanbul’un güzel dile, söze, ahlaka, vicdana, enerjiye, çalışmaya aç bir yöneticiye ihtiyacı var. İnsanları kucaklayan, dışarıda bir kişiyi bile bırakmayan bir yöneticiye ihtiyacı var. Partizanlık yapmayan, herkese ‘Benim insanım’ diyen, çocuğuna çocuk gibi, gencine genç gibi, yaşlı diyemem, emeklisine, tecrübelisine güzel davranan bir yöneticiye ihtiyacı var. Enerjik, genç, güzel insan olmalı. Siz galiba tanıyorsunuz o insanı. Kim o? (Kalabalıktan ‘Ekrem İmamoğlu’ sesleri)” eklinde tamamladı.

    İmamoğlu’nun ardından sahneye çıkan Çalık, projelerini slaytlar eşliğinde anlattı.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir