Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya’nın Gelecek Partisi ve Deva Partisi yöneticileri ile yaptığı görüşmelerin yer aldığı yazısı şöyle:
“Transfer veya kiralık vekil tartışmasının doğmasına neden iki parti, gerçekten desteğe ihtiyaç duyuyor mu? Yani illerin en az yarısında, oy verme gününden 6 ay evvel teşkilatını kurup, büyük kongresini gerçekleştirme olanağına sahip değiller mi?
Şunu da unutmamak gerekir, bir ildeki teşkilatlanma, tek başına vilayet merkezi olarak algılanmamalı…
Kanun, vilayetin merkez ilçesi dahil, ilçelerinin en az üçte birinde örgütlenme diye tarif ediyor… Gelecek ve Deva partilerinin yöneticilerini arayıp, örgütlenmelerinin ne durumda olduğunu sordum…”
YILSONUNA KADAR KARAR ALINMAZSA
Aktardıklarından yola çıkarak söyleyebilirim ki, bu yıl sonuna kadar seçim kararı alınmaz ise iki partinin sandığa girmesi için gereken örgütlenme sorunu yok.
Hatta Ahmet Davutoğlu’nun liderliğini yaptığı Gelecek Partisi bu konuda çok daha fazla yol almış.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Cemalettin Kani Torun’un aktardığına göre 52 vilayette örgüt kurulmuş, il ve ilçe başkanları ve yöneticileri atanmış; bu hafta sonu 10 il daha eklenecekmiş.
Covid-19 kapsamındaki tedbirler dolayısıyla yapılabilir durumdaki kongrelerini Haziran sonuna ötelemişler.
Torun, “Haziran sonunda 1-2 haftada tüm ilçeleri, diğer 1-2 haftada da tüm illerin kongresini tamamlarız; her şey hazır, sadece koronavirüs önlemi nedeniyle bekliyoruz” dedi.
Kani Torun, büyük kongre için hedefledikleri tarihi de “En geç Ağustos sonu…” diye açıkladı.
Bu demektir ki, Şubat sonrasında yapılacak her seçime Gelecek Partisi girme hakkına erişir…
MUHAFAZAKAR SAĞ İTTİFAK TERCİHİMİZ
Kani Torun da bu duruma işaret etti ve “Hemen seçim söz konusu olmadığı sürece bizim bir destek veya ithal vekile ihtiyacımız yok” dedi.
Aktardığına göre “Davutoğlu’nun son günlerde televizyonlarda gösterdiği performans örgütte görev almak isteyenlerin sayısında artışa ve teveccühe” neden olmuş.
Muhtemel bir seçimde, nasıl bir ittifakın içinde olmayı tercih edeceklerini sorduğumda Torun’un yanıtı şöyle oldu:
“O günün şartlarına bakmadan bugünden kendimizi bağlamak doğru değil, ama bizim tercihimiz muhafazakar sağ partilerin bir arada ittifaka girdikleri yapıdır. Ama bu ittifaklar da sadece seçim ittifakı şeklinde olmalı.”
Gelecek Partisi, genel merkez binasını da İYİ ve Deva partilerinin de bulunduğu semtte tutmuş ve yakında taşınacakmış.
DEVA “UZAKTAN” SEÇMİŞ
Ali Babacan’ın Deva Partisi ise koronavirüs önlemleri kapsamındaki yasaklar sürecini dijital çözüm ile aşmaya çalışmış.
Türkiye 18 bölgeye ayrılmış ve her bölgenin başına bir isim verilmiş.
Onlar da il ve ilçe teşkilatına talip isimlerle zoom uygulaması üzerinden uzaktan görüşme yapmış.
Son dönem Babacan’ın hem televizyon hem de Youtube üzerinden yaptığı yayınların etkisiyle teşkilatta görev almak isteyen sayısında artış olmuş.
Teşkilat Başkanı Nihat Ergün, “Görüşmelerimizi tamamladık ama yüz yüze görüşme olmadan doğru bulmuyoruz, şimdi bir de kendileri ile görüşüp bu hafta sonuna kadar büyük ihtimal atamalarını yapacağız” dedi.
Ergün’ün hedefi de Haziran sonuna kadar il ve ilçe kongrelerinin tamamlanıp, en geç Ağustos sonu veya Eylül başında büyük kongreyi yapmış olmak.
Erken seçim beklentisi olmadığını söyleyen Ergün, vekil transferine sıcak bakmamakla birlikte, “siyasetin bozulan dengesinden dolayı konulan engelleri aşmak için ihtiyaç haline getirildiğini” belirtti.
EKRAN PERFORMANSI TERCİHTE ARTIŞ YAPTI
Uygulanan 18 bölgeden biriyle ilgili çalışmada bulunduğunu söyleyen Genel Başkan Yardımcısı İdris Şahin’in de “Bize 60 bin müracaat geldi, içinden yöneticilik yapabilecekleri ayırdık ama son dönem birden talep patlaması geldi, onları bir daha elden geçiriyoruz” dedi.
Şahin, Şubat ayından sonra yapılacak bir seçime girmeye hak kazanacaklarını vurguladı.
Şunu hemen belirteyim, AK Parti’nin içinden çıkan ve yapıyı en yakından tanıyan her iki partinin yöneticileri bu yıl içinde bir baskın seçim beklemiyor.
İktidar partisi yöneticileri de zaten uzun süredir bir erken genel seçim düşünmediklerini açıktan bildirdi.
EKİM SONRASINA KALIRSA
Dolayısıyla en erken gelecek yılın Mart’ında yapılacak seçime kadar iki partinin de sandığa girmesinin önünde bir engel kalmayacak gibi gözüküyor.
Eğer ki Temmuz’da tatile girmesi planlanan ve gündemi de oldukça yüklü bulunan TBMM’de Siyasi Partiler ve Seçim kanunlarında yapılacak düzenleme, yeni yasama yılının başlayacağı Ekim ayına bırakılırsa, bütçe görüşmeleri de dikkate alındığında yılsonundan önce çıkma ihtimali yok.
Seçim kararının alınması sonrası, oy verme gününe kadar geçecek en az 2 aylık propaganda ve hazırlık süresi de eklendiğinde de sandığa girmeleri olası hale geliyor…
Yeni kurulan 2 partinin bu olasılıklar göz önüne alındığında sandık sıkıntısı yokmuş gibi görünüyor…”