Ekim ayının Meme Kanseri Farkındalık Ayı olması nedeniyle ülkenin dört bir yanında tarama ve erken tanının önemine dikkat çekiliyor. Her 8 kadından 1’ini etkileyen meme kanserine yakalanan hemşire Hacer Katipoğlu, yılda bir kez doktora gidilmesi ve mamografi çekilmesinin hayat kurtardığını söyleyerek; “Sağlık sektörünün içinde olmama rağmen 6 ayda bir gitmem gereken meme kontrolümü aksattım ve birden bire mememde ceviz büyüklüğünde bir kitleyle karşılaştım” dedi.
“İLK AKLIMA GELEN ÖLÜM OLDU”
“Pembe maske takıyorum ama asıl farkındalık benim” diyerek yaşadığı hastalık sürecini anlatmaya başlayan emekli hemşire Hacer Katipoğlu 2 yıl sonra meme kanserini yenen güçlü bir kadın. Sağlıkçı olması hastalık sürecini olumlu yönde etkilese de çok zor dönemler geçirdiğini belirten emekli hemşire, hastalığını öğrendiği an aklına ölümün geldiğini söylüyor. Başından geçenleri anlatırken adeta o günleri tekrar yaşayan Hacer Katipoğlu hastalık sürecini şu sözlerle anlatıyor; “Hastalığımdan bir yıl önce mamografi çekilmiştim. Sağlık problemi olarak görülmedi fakat 6 ayda bir kontrole gitmem gerektiği söylendi. Ben bu süreci biraz ihmal ettim ve 1 yıl sonra gittim. Birdenbire ceviz büyüklüğünde olan bir kitle elime geldi ve göğsümde bir kızarıklık farkettim. Doktora gittiğimde tetkikler yapıldı ve 3.evrede kanser olduğumu öğrendim. İlk etapta ölüm aklıma geldi ve o zaman yaşı daha küçük olan oğlumu bu hayatta yalnız bırakma psikolojisi sardı. Hasta kontrolü yaparken hasta durumuna düşmek bana çok zor geldi. Eşimin, kızımın bakışlarını hiç unutmuyorum. İnsan kendine konduramıyor ki. Aldığım eğitimlerin bana çok yararı oldu. Hastalıkla barışık olmak lazım bu süreçte.”
“ELİMİ ATTIĞIMDA BİR AVUÇ SAÇ GELDİ”
“Büyük bir gribe yakalandım ve uzun süreçte iyileşeceğim gözüyle baktım hep. Savaş olarak düşündüğümüzde vücudumuz da hastalığa karşı savaş açıyor. Kemoterapiye girdiğimde bir Hacer, çıktığımda ise başka bir Hacer vardı. Beynim karıncalanmaya başladı. Sisli bir ortamdı orası benim için. Saçlarım döküldüğü dönemde çok zorlandım. Elimi attığımda bir avuç saç geliyordu. Moralimi yüksek tutmanın avantajını yaşadım. Her kemoterapiden bir gün önce kendimi mutlu edecek ortamlar hazırlıyordum. Bir gün kaldırımın kenarında çıkan bir otu gördüm ve dedim ki bu kadar cılız ve güçsüz bir varlığa güç veren rabbim bana da güç verecektir. İşte hayata böyle baktım.”
“O GÜN İKİNCİ KEZ DOĞDUM”
“Doktorumun tahlilleri inceleyip cevap verdiği zamanı hiç unutmam. ‘Tedaviye yüzde yüz cevap verdin’ dediği an sevinçten dilim tutuldu. İçim kıpır kıpır oldu. İşte o gün ben ikinci kez doğdum. Her sabah güne teşekkür ederek başlıyorum. Ailem, sevdiklerim yanımda. Her üç ayda bir kontrole gidiyorum. Benim hormonlarla yürüyen değil stresle yürüyen bir kanserim vardı. Hayatımı ona göre yaşıyorum artık. Benim yaptığım hatayı lütfen yapmayın ve hiçbir şeyi şansa bırakmayın. Kadınlar her banyoya girdiklerinde memelerini kontrol etsinler. Farklı bir sıvı geliyor mu, kızarıklık var mı, ödem var mı, koltuk altında şişme var mı ona da bakmak lazım. Mümkün olduğunca kendimizi sevelim ve önemseyelim. Erken tanı araştırmaları içinde olmalıyız.”