31 Mart yerel seçimlerinin önemine dikkat çeken İmamoğlu, ”Sadece oy verenler açısından değil, onların aileleri, hane ekonomileri, çocukları ve hatta doğmamış çocuk ve torunları için bile önemli bir karar vereceksiniz” dedi. İmamoğlu, ”Hangi aday İstanbul’un potansiyelini yeniden açığa çıkarabilir? Hangi aday tüm adil bir şekilde tüm İstanbulluları kucaklayabilir? Hangi aday insanlarımızın refahını, mutluluğunu ve özgürlüğünü artırabilecek enerjiye, iradeye ve vizyona sahip? Hangi aday çeyrek yüzyıldır yapılan yanlışları, ihanetleri tekrar tekrar yapmayacak bir ortak akıl yaklaşımına sahiptir? Hangi aday İstanbul’u yeniden bir hoşgörü başkenti ve küresel çekim merkezi yapabilir? Hangi aday belediyecilikten anlar? İnsana saygıyı ve kentte özeni temel ilke kabul ederek sana hizmet edebilir? Bu sorulara kendi vicdanınızla cevabınızı verdikten sonra hiçbir başka sese kulak vermeyin: Basın mührü” diye konuştu. İktidarı, insanların gerçek sorunları yerine 18’nci yüzyılda kalmış “çılgın proje”ci yaklaşımlarla propaganda kampanyaları yapmakla eleştiren İmamoğlu, ”Bu insanlar, bunu hakkediyor mu? Aşkınız bu mu? Sevdanız bu mu? ‘Gönül işi’ belediyecilik dediğiniz bu mu Allah aşkına” dedi. İmamoğlu, ”4 artı 1” formülüyle kente ucuzluk getireceklerini açıkladı: ‘Gıdaya, ulaşıma, eğitime ve suya harcadığı parayı azaltacağız. Bunlar, İstanbulluya rahat nefes aldıracak. Bunlara ek olarak ‘+1′ diyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal yardım bütçesini 3 katına çıkaracağız ve bu kaynağı vatandaşa sunacağız.” İmamoğlu’nun en ilginç projelerinden biri de ”Atatürk Olimpiyat Stadı atıl kalmayacak, enerji üretecek” diyerek, kompleksin çatısına güneş enerjisi panelleri yerleştireceklerini ifade etti.
Millet İttifakı’nın CHP İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Şişli’deki Bomonti Hilton Oteli’nde gerçekleştirilen ”İstanbul Çözümleri Tanıtım Toplantısı”nda konuştu. İmamoğlu’nun konuşması, tercüman tarafından işaret diline çevrildi. İmamoğlu, yaklaşık bin kişinin katıldığı toplantıda yaptığı konuşmasını slaytlarla destekledi. 31 Mart yerel seçimlerinin önemine vurgu yapan İmamoğlu, ”Sadece oy verenler açısından değil, onların aileleri, hane ekonomileri, çocukları ve hatta doğmamış çocuk ve torunları için bile önemli bir karar. Türkiye için önemli bir karar’ dedi. İstanbul’un Türkiye’nin gelişmesinin ana gücü olduğunu ifade eden İmamoğlu, İstanbul’un kapasitesinin ve potansiyelinin heba edilmesinin Türkiye’nin global rekabette sınıf düşmesi demek anlamına geleceğini kaydetti. Yerel seçim üzerinden ”beka sorunu” propagandası yapılamasını eleştiren İmamoğlu, ”Haftalardır sokakta, pazarda, iş yerlerinde, kampüslerde İstanbullular’la konuşuyorum. Onlara bu seçimin anlamını soruyorum. Sizlere zengininden fakirine, gencinden yaşlısına, işsizinden işverenine, sanatçısından sporcusuna, kadınından erkeğine İstanbullunun bu seçimi nasıl gördüğünü söyleyeyim. İstanbullu için bu seçimin üç anlamı var: Ekonomi! Ekonomi! Ekonomi!
”Umutsuzluk 7 tepenin dışına taşmış”
”Siyasetten nemalanan küçük bir azınlık dışında gelecek korkusu tüm İstanbul’u sarmış. İşsizlik almış başını gidiyor. Umutsuzluk 7 tepenin dışına taşmış” diyen İmamoğlu, sözlerini sürdürdü; ”Bu muhteşem şehirdeki hayat epeyce bir süredir akıl, sağduyu ve uzlaşmayı reddeden bir yönetim anlayışı ile tam bir kaosa çevrildi.
Son yıllarda şehri yönetenler, İstanbullunun gerçek sorunlarına çözüm üretmeyi unutup, 18’nci yüzyılda kalmış “Çılgın proje”ci yaklaşımlarla propaganda kampanyaları yaptılar. Ormanları, su havzaları yok edilmiş, deprem toplanma alanlarına rezidanslar dikilmiş, daha deprem olmadan insanların evlerinin “bir gece ansızın” başlarına yıkıldığı, trafikte saatlerin, ömürlerin tüketildiği, insanların yüzünün gülmediği, kimi mahallelerinde kalpleri acıtacak bir yoksulluğun yaşandığı, en küçük bir yağmurda evlerin su bastığı, insanların sele kapılıp can verdiği, trafiğin saatlerce kilitlenip ömür törpüsüne dönüştüğü bu şehir, bu insanlar, bunu hakkediyor mu?
Aşkınız bu mu? Sevdanız bu mu? ‘Gönül işi’ belediyecilik dediğiniz bu mu Allah aşkına?
”Kriz var hanımlar, beyler…”
Basının, hiçbir demokratik ülkede olmayacak kadar dengesininin bozulduğunu ve tam ”beyin yıkama şebekesine” dönüştürüldüğü saptamasını yapan İmamoğlu, ”Medyanız ne kadar saklamaya çalışırsa çalışsın, Kriz var hanımlar, beyler! Derin kriz! Can yakıcı, yuva yıkıcı kriz! ‘Beka sorunu’ diye İstanbullu’yu boş yere uyutmaya çalışmayın. Şapka düştü, kel göründü! Mızrak çuvala sığmıyor. İstanbullu her şeyin çok, ama, çok farkında. Bu büyük ekonomik çöküntüye, bu büyük alt üst oluşa rağmen, ben, sokaklarda başka bir şey daha görüyorum. Çocukların, kadınların, gençlerin gözlerinde; eli öpülesi her yaştan annenin dualarında bir büyük umut ışığı görüyorum” dedi.
”Yeni bir başlangıç…”
Tüm bu olumsuzluklara rağmen dipten ”derin bir umut dalgası” geldiğini vurgulayan İmamoğlu, İstanbul’un ”yeni bir başlangıca” hazırlandığını belirtti. Her gün ”yeni yol arkadaşları” ile tanıştığını ifade eden İmamoğlu, ”Ne yapacaksak onlarla, büyük İstanbul İttifakında etrafımızda toplanan bu şehrin asli gücüyle, İstanbullular’la birlikte yapacağız. Evet, kriz var, inanılmaz bir iş bilmezlik var, yoksulluk, yolsuzluk, israf var, umut kırıcı bir işsizlik var, trafik var, kaos var. Evet, ihanet var. Ama İstanbullu anladı ki; çözümü var” diye konuştu.
”İstanbul ayağa kalkacak”
”İstanbul’u yeniden ayağa kaldıracak ve insanlara hayatı kolaylaştıracak çözümlerimiz var” diyen İmamoğlu, hayalindeki İstanbul’u, ”Adil, yeşil, yaratıcı, kadın dostu, girişimci, engelli ve çocuk dostu bir kent olarak” şeklinde tanımladı. ”Öncelikli işimiz ve derdimiz hayat pahalılığı” diyen İmamoğlu, ”Bu koşullarda İstanbul’da çocuk okutmak, karın doyurmak, yaşlıya bakmak zor. Biz, İstanbullu’nun cebinden çıkan parayı mümkün olduğunca azaltacağız. İstanbullular’a verilen sosyal yardımları mümkün olduğunca artıracağız” dedi. İmamoğlu, hayat pahalılığıyla mücadeledeki formülünü de açıkladı: 4 artı 1.
4 artı 1’in açılımı
İmamoğlu, ”4 artı 1”in açılımını da yaptı: ”Çok önemli 4 harcama kaleminde İstanbullu’nun cebinden çıkan parayı azaltacağız. Gıdaya, ulaşıma, eğitime ve suya harcadığı parayı azaltacağız. Bunlar, İstanbulluya rahat nefes aldıracak. Bunlara ek olarak ‘+1’ diyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal yardım bütçesini 3 katına çıkaracağız ve bu kaynağı vatandaşa sunacağız. Sofrada yenen yemeği, ucuz ve sağlıklı hale getireceğiz.
”Tanzim, utanç manzarası!”
İmamoğlu, ”Seçim öncesi, kış ortasında devreye sokulan ”Gıda Tanzim Noktaları”nda vatandaşı saatlerce kuyrukta bekletmek, sınırlı kiloda alışverişe müsaade etmek bir çözümmüş gibi görünse de bu, 2019 Türkiye’sinin utanç manzarasıdır” diyen İmamoğlu, bu uygulamanın millet açısından onur kırıcı olduğunu vurguladı. İmamoğlu, ”Esnafı ezen, pazarcıyla rekabet eden bir yöntemle yapacaksınız bunu. Taşıma suyla değirmen dönmez. Bu sürdürülebilir bir yöntem değildir. Sadece bir seçim manevrasıdır. İktidar, her zamanki gibi krize girdiği bir konuda, ‘Acaba sosyal demokratlar bu konuda daha önce ne demişler, ne yapmışlar’ diye bakıyor. Yıllar önce ortaya koymuş olduğumuz çözümleri taklit ediyor. Ama projelerin içini boşaltıp sadece seçim için kullanıyorlar. Krizi iyiden iyiye derinleştiriyorlar” diye konuştu.
”Şeker fabrikalarını kapat,
tanzim satış noktası kur!’
Son 10 yılda Türkiye’nin, 6 İstanbul büyüklüğünde tarım toprağını kaybettiği bilgisini paylaşan İmamoğlu, çiftçilerin yaşadığı sorunları sıraladı: ”Bırakın mazotu, elektriği, gübreyi, domates tarladan sofraya gelene kadar oluşan fiyattan devlet, yüzde 15 vergi alıyor. Yani devlete payını vermeden tencereyi kaynatma şansımız yok. Siz şeker fabrikalarını daha dün satmışken, bugün tanzim satışlardan, kooperatiflerden bahsediyorsunuz. Kim inanır Allah aşkına? Sebze-meyvedeki yüzde 65 enflasyondan siz sorumlusunuz.”
”Çözüm bizde”
”Ama çözüm yine bizde” diyen İmamoğlu, şunları söyledi: ”Bu devasa şehir kendi yakın çevresinden, kendi kırsalından beslenemiyor. Biz bu gidişatı tersine çevireceğiz. İstanbul yakın çevresi olan Trakya ve Marmara Bölgesi için ‘Bölgesel Ölçekte Tarımsal Koruma ve Üretim Planı’ hazırlayacağız. İstanbul çevresinde yapılan tarımsal üretimi verimli hale getirip, artıracağız. Tarıma elverişli topraklarımızı kesinlikle koruyacağız. İBB’nin gücüyle bölgedeki üretici birliklerini ve kooperatifleri destekleyeceğiz. Böylelikle esnafı, pazarı, manavı, kooperatifleri ve belediyeyi kapsayan ‘Üreticiden Tüketiciye Gıda Zinciri’ oluşturacağız.”
”Kent Gıda Konseyi kurulacak”
”Kent Gıda Konseyi” kuracaklarını belirten İmamoğlu, ”İstanbullu, ne yediğini bilecek. ‘Yediklerim beni kanser mi ediyor’ şüphesini aklına getirmeyecek. Kent Gıda Konseyi, afet durumları için gıda stoklarının oluşmasını sağlayacak ve israfı engelleyecek. Bunların yanı sıra, ‘Halk Süt’ ve ‘Kent Lokantaları’ gibi projelerimizle İstanbullunun ucuz ve güvenli gıdaya erişimini sağlayacağız. Halk-Süt’ü ihtiyacı olan bölgelerde çocuklarımıza ücretsiz dağıtacağız. Etin sofralarımıza güvenli, sağlıklı ve ucuz gelmesi için öncelikle Türkiye’de ‘Tarımsal Alt Bölgeler’ belirleyeceğiz. Buralardan temin edilen hayvansal ürünlerin işlenmesi, denetlenmesi, paketlenmesi, korunması ve pazarlanması için ‘Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri’ kuracağız. Yani hem sebze, meyve, et ve süt sürdürebilir şekilde ucuzlayacak. Hem de tüm bu projeler doğrultusunda açılacak tesislerle istihdam sağlayacağız” dedi
”Ulaşım ucuzlayacak”
”İstanbullunun ulaşıma harcadığı parayı azaltacağız” diyen İmamoğlu, anne ve çocukları için gerçekleştirecekleri projelerin ayrıntılarını açıkladı: ”Yeni bebeği olan bir anne, çocuğu 4 yaşına gelene kadar ulaşımdan ücretsiz yararlanacak. Çocuklar 12 yaşına kadar toplu taşıma araçlarına ücretsiz binecek. Öğrencilerin aylık 85 TL olan kartını 50 TL’ye düşüreceğiz. 25 yaşın altındaki tüm gençler toplu taşıtlardan yüzde 40 indirimli faydalanacak. Toplu taşımada ilk aktarmalar ücretsiz olacak. Yapacağımız tüm bu projelerde gönüllü emek koyan, katkı sunan yurttaşlarımız da ulaşımdan ücretsiz faydalanacak. Resmi ve dini bayramlarda da toplu taşıma tüm halkımıza ücretsiz olacak.”
”Eğitim harcaması azalacak”
İstanbullu’nun eğitime harcadığı parayı azaltacakları bilgisini paylaşan İmamoğlu, ”500 bin öğrencinin kırtasiye ve üniforma masraflarını karşılayacağız. Yemekhanesi olmayan okullarda kumanya dağıtımı yapacağız. Hiçbir anne, okula çocuğunu yollarken, ‘Bu çocuk gününü aç mı, açıkta mı geçirecek’ sıkıntısı çekmeyecek. ‘Mahalle Evleri’nde ücretsiz etüt merkezleri oluşturacağız” dedi. ”İstanbullu’nun suya harcadığı parayı azaltacağız” diyen İmamoğlu, suda hanelere yüzde 40 indirim yapacaklarını vurguladı. İmamoğlu, ”5 yılın sonunda altyapı çalışmalarını tamamladığımızda, İstanbullu musluktan temiz su içebilecek” diye konuştu. İmamoğlu, ”Bazıları çılgın fikirler peşinde koşuyor olabilir. Ama onlara hatırlatmak isterim ki, bugün bu şehirdeki her 4 gençten biri işsiz” dedi ve çözüm sözlerini şöyle sıraladı:
”İstihdam ve eğitim…”
– İBB’nin tüm bu bahsettiğim projelerle genişleyen hizmet ağı sayesinde 25 bin kişiye doğrudan istihdam oluşturacağız.
– ‘Bölgesel İstihdam Ofisleri’ni kuracağız. İş arayan ile yatırımcıyı, işvereni buluşturacağız. Yatırımcıyı yönlendireceğiz, iş arayanı yalnız bırakmayacağız. İşsizliği yaratan en önemli etkenlerden olan eğitim sorununa odaklanacağız.
– ‘Yaşam Boyu Eğitim’ yaklaşımı ile güncel, talebe uygun, nitelikli meslek eğitimini ücretsiz bir şekilde İstanbul’un her bölgesine yaygınlaştıracağız. İSMEK’ler daha yaygın hale gelirken, birer ‘Kariyer Danışma Merkezi’ne dönüşecek.
– İstanbul’u yeni bir kavram ile ‘Kent Enstitüleri’ ile tanıştıracağız. Her ilçede yeni gelişen ekonomilere uygun teknoloji, bilişim ve inovasyon içerikli, sertifikalı eğitimler düzenleyeceğiz.
– Girişimciliği destekleyeceğiz. İstanbul’da ticaret ve iş hacmini büyüteceğiz. Kent Enstitüleri aynı zamanda girişimcilere, start-up’lara ofis imkanı ve finansal destek sağlayan merkezler olacak.
– ‘İstanbul Tanıtım ve Yatırım Ajansı’nı kurarak İstanbul’u güvenli bir şekilde yatırım yapılabilir bir merkez haline getireceğiz. Çağın koşullarına uygun olarak üretim ekonomisini yeniden canlandıracağız. Güncel saha araştırmaları ile, TÜİK, İŞKUR, yeni açacağımız İstanbul İstatistik Ofisi, SGK, Sanayi ve Ticaret Odaları, Sendikalar ile birlikte işgücünün güncel durumunu sürekli tespit edeceğiz. Buradan 200 bin kişiye kısa vadede iş bulacağız.
– Büyükşehir Belediyesi olarak, İstanbul’daki Organize Sanayi Bölgelerinde 5 adet İşçi Sağlığı ve Mesleki Hastalıkları Tıp Merkezi açacağız. Bilgilendirme, takip, denetim ve tedaviyi bir arada yürüteceğiz.
”Kadınlar ve çocuklar…”
İmamoğlu, ”Bu şehirde yoksulluk artık diz boyu. İşbaşı yapar yapmaz İBB’nin sosyal yardım bütçesini 3 katına çıkaracağız” diyerek, bu konudaki projelerini de şöyle anlattı:
– ‘Geçim Destek Paketi’ ile ihtiyacı olan tüm ailelerin yanında olacağız. Kuracağımız ‘Mahalle Çözüm Merkezleri’ aracılığı ile kapı kapı yapacağımız tespitlerle, gerçekten ihtiyaç sahibi olan her aile bu desteğimizden faydalanacak. Ailedeki nüfusa göre her ay 200 liradan 2.020 liraya kadar nakdi yardım yapacağız. Tüm bu sosyal yardımı hanedeki kadınlara vereceğiz.
– Bu şehrin kadınlarını eşit birer yurttaş olarak gören, destekleyen, sözünü, sesini, ihtiyaçlarını dinleyen, kadınlara söz veren, fırsat veren, hakkını veren bir kadın politikasını, bizzat kadınlarla birlikte inşa edeceğiz. İBB’nin toplumsal cinsiyete duyarlı ne eylem planı var, ne de bütçe planlaması. Biz derhal bir Eşitlik Eylem Planını uygulamaya koyacağız. (Erkekler burayı alkışlasın)Tüm yönetici kadrolarında yüzde 40 cinsiyet kotası uygulayacağız. Mecliste ve yönetimde kadınların, çocukların, engellilerin aleyhine bir tek karar dahi alınmayacak.
– Bir erkek olarak utanarak söylüyorum ki bu şehirde her 3 kadından biri şiddete maruz kalıyor. Peki İBB ne yapıyor? Koca bir, hiç. Kadına yönelik şiddetle mücadele için her türlü önleyici tedbiri almak önceliğimiz olacak. İlgili tüm kesimler ile ortak masalar kuracağız.
– Kadınlar için hızla 2 istasyon ve 2 daimi sığınak açacağız. Yıllardır kadın hareketinin talep ettiği ‘Cinsel Şiddet Kriz Merkezleri’, İBB çatısı altında açılacak. ‘Çocuk İhmal ve İstismarı ile Mücadele Birimi’ kurarak bu suçla her şeyden daha fazla olarak mücadele edeceğiz. Kadınlar, açacağımız ‘Destek Hattı’ ile sosyal yardımdan, şiddete, istihdamdan kreş talebine her türlü sorunu için 7/24 bizi arayabilecek. Kadına şiddet uygulayan erkekler, karşılarında İBB’nin örgütlü gücünü bulacaklar.
– Biz kadınları ekonomik olarak da güçlendireceğiz. Geçim sıkıntısı çeken yoksul ev kadınının yanında olacağız. Geliştireceğimiz ‘Kadın Emeği Ofisi’ ile kendi sınırlı imkanları ile çalışan uğraşan tüm kadınlara belediye kapıları da imkanları da sonuna kadar açılacak. Öncelikle İBB kadınların müşterisi olacak. Kadınların ürünlerini alıcıya ulaştıracak kanalı sağlayarak onları ekonomik olarak güçlendireceğiz. İstanbullu kadınların kendi markaları olacak.
– 40 semtte açacağımız doğumhaneler ile ev konforunda, anne bebek dostu sağlık hizmetinin verilmesini sağlayacağız. Açacağımız 20 yeni ‘Kadın Sağlığı – Tarama Merkezi’ ve 10 İlçede açacağımız ‘Çocuk Sağlığı Merkezleri’ ile sağlık alanındaki eksiklikleri kapatmak için inisiyatif alacağız.
– Artık çocuk denecek yaşlara düşmüş olan bağımlılık sorunu ile birebir mücadele edeceğiz. 4 adet Bağımlılıkla ‘Mücadele Birimi ve Rehabilitasyon Merkezi’ kuracağız. Tedavi sonrası Mahalle Çözüm Merkezleri’ndeki Psikolojik Destek Birimlerimizle izleme ve destek sağlayacağız.
”Çocuklar…”
”Bu kenti çocuklara geri vereceğiz’ diyen İmamoğlu, bu konudaki projelerine de sunumunda yer verdi:
– Çocuk sayısı en yüksek ve en yoksul 150 mahallede, 100 çocuk kapasiteli kreşler açacağız. İstanbul’da kreşsiz mahalle bırakmayacağız. Buralarda İngilizce de işaret dili de öğrenecekler. Açacağımız kreşlerle 3 bin kadına doğrudan istihdam sağlayacağız.
– ‘Çocuk Oyun Merkezleri’ açacağız. Kapalı- açık alan içinde doğa, bilim, sanat, eğlence merkezleri oluşturacağız. Trafiksiz sokaklar, oyun merkezleri, sağlıklı bir çevre ve gıda, eğitim destekleri gibi yatırımlarla İstanbul’u çocuk dostu bir şehir haline getireceğiz.
”Gençler…”
İmamoğlu, gençleri de unutmadı:
– Bu şehirde yaşayan gençlere de, onların yaşam kalitelerini arttırma sözü veriyorum. Tüm gençlerin eğitim olanaklarını ve spor imkanlarını arttıracağız. Kültür ve sanatı onlar için daha ulaşılabilir kılacağız.
– İstanbul’un kütüphaneleri ne yazık ki bu şehirde yaşayan gençler için yeterli değil. ‘Saraçhane Gençlik Kütüphanesi’, bugün İBB’nin bulunduğu yerde, yaklaşık 15 bin metrekare alanıyla Avrupa’nın da en büyük 10 kamu kütüphanesinden biri olacak. İçerisinde 5 milyon adet basılı yayın ve 50 milyon dijital doküman olacak.
– Belediyeyi gençlere vereceğiz, birlikte yöneteceğiz. Gençlerimiz, hem onları iş hayatında destekleyecek hem de okul hayatında yardımcı olacak, uygun fiyata, nitelikli bir dil eğitimi alacak. Önce 10 pilot ilçede ardından ise İstanbul’un tüm ilçelerinde ‘Dünya Dilleri Merkezleri’ açıyoruz. Gençlerimize bu merkezlerde TOEFL ve IELTS kursları vereceğiz. İlk sınav ücretlerini de İBB ödeyecek.
– İstanbul’da 15-25 yaş arası toplam 2 milyon 278 bin gencimiz yaşıyor. Hayat pahalılığının yükünü onların ve ailelerinin üzerinden alacağız. ‘Genç Kart’ projemiz sayesinde gençlerimiz, mahallelerinden dışarı çıkabilecek, sosyal yaşama katılabilecekler. İstanbul’da 25 yaşının altında her gencimizin artık bir ‘Genç Kart’ı olacak. Bu kart ile gençler toplu taşımadan, İBB’nin tüm kültür-sanat etkinliklerinden ve İBB’ye ait tüm spor tesislerinden yüzde 40 indirimli yararlanabilecek.
– Üniversite okuyan gençlerimize, burs ve yurt imkanı sağlayacağız. Ailesinin durumu yetersiz toplam 75 bin üniversite öğrencisine aylık 400 TL karşılıksız burs vereceğiz. Toplamda 10 bin öğrencimizin faydalanabileceği, 500 kişi kapasiteli, 12 kadın ve 8 erkek öğrenci yurdunu da derhal hayata geçireceğiz.
”Yaşlılara ev içi duman-gaz dedektörü”
Yaşlılar da İmamoğlu’nun projelerindeki yerini aldı:
– İstanbul’u yaşlılar için daha rahat, daha yaşanılabilir bir kent haline getireceğiz. Temizlik, kişisel bakım ve alışverişi kapsayan evde yaşlı bakım hizmetlerini artırıyoruz. Yalnız yaşayan yaşlılarımız için ‘Acil Durum Bilekliği’ ve ‘ev içi duman-gaz dedektörü’ dağıtıyoruz. Kuracağımız ‘Mahalle Evleri’ de yaşlarımızın gelip çayını-kahvesini içip mahalleli ile sohbet edebileceği mekanlar olacak. Yaşlılarımız, asla yalnız kalmayacak.
”Engelliler rahat edecek”
İmamoğlu’nun engellilere yönelik projeleri ise şöyle:
– İstanbul, sokaklarında yürünmesi, metrolarına, metrobüsüne girip çıkması zor bir şehir haline geldi. Engellilerin rahat edeceği şekilde sokakları, durakları, otobüsleri, metroları yeniden tasarlayacak ve hayata geçireceğiz. Belediyenin elinin uzanabileceği her yer engelliler ve onların aileleri için erişilebilir ve kullanılabilir yerler haline gelecek.
– Bakıma muhtaç engellilerimizin ve ailelerinin hayat kalitelerini yükseltebilmek için ‘Engelliler Gündüz Bakım Evleri’ projemizi gerçekleştireceğiz. İstanbul’un farklı semtlerine, 10 adet Gündüz Bakım Evi inşa edeceğiz. Bu evler engellilerin her türlü özel ihtiyaçlarına uygun nitelikte olacak.
– Down sendromlu, otizmli, öğrenme güçlüğü çeken bireylere ve onların ailelerine özel öğrenme ve sosyalleşme köyü kuruyoruz. Bu köylerde, doğal ortamda sanat terapisi ve hayvan destekli terapi hizmeti verilecek.
”Mahalle kültürü yaşatılacak”
İmamoğlu, ”mahalle kültürü”nün yaşatılacağı projelerini de açıkladı:
– İstanbul’un 961 mahallesinde, kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve gençler için ‘Mahalle Evleri’ inşa edeceğiz. İçerisinde çok amaçlı bir salonu olacak. Mahallelinin ihtiyacına göre düğün, nişan, taziye, doğum günü kutlamaları, maç izleme gibi özel etkinliklere ev sahipliği bu salonlarda yapılacak.
– Mahalle Evleri’nde küçüklerimiz için oyun merkezi, çocuklar ve gençler için Rehberlik ve Danışmanlık hizmeti, öğrencilere yönelik etüt merkezleri de olacak; buralarda tamamlayıcı matematik, dil, deneysel bilim, felsefe ve kodlama vb. eğitimler verilecek. Böylece 4 bin kişiye istihdam olanağı sunacağız.
”Kültür ve Sanat Meclisi kurulacak”
Kültür-sanat projeleri de İmamoğlu’nun konuşmasında yer aldı:
– İstanbul, yeniden sokaklarında sanatçıların kente sanat ve neşe saçtığı bir kent olacağı günleri bekliyor. ‘İstanbul Kültür ve Sanat Meclisi’ni kurup, İstanbul’un bu alandaki yönünü, vizyonunu, hedef ve politikalarını ilgili tüm kesimlerle belirleyeceğiz. Sadece 8 ilçeye sıkışmış, sahne sayısı 11 olan Şehir Tiyatroları’nın sahne sayısını 22’ye çıkaracağız.
– Kültür Sanat hizmetlerinden en az faydalanan ilçeler öncelikli olmak üzere, olmayan ilçelerde Kültür ve Sanat merkezleri açacağız. Ayrıca gezici tiyatro etkinlikleriyle tiyatro sahnesini her mahallede açacağız. Kadınlara ve gençlere ücretsiz gündüz gösterimleri düzenleyeceğiz.
– İstanbul bir festivaller kenti olacak. Şehrin yaratıcılığı ortaya çıkaracak onlarca uluslararası festival organize edeceğiz. Kent ölçeğinde, ulusal ve uluslararası mevcut festivallere gerekli altyapı desteğini, tanıtım desteğini sağlayacağız.
– İstanbul’a 15 yeni müze kazandıracağız. Doğa tarihi müzesi, müzik müzesi, hemşehri müzesi, Mimar Sinan Mimarlık müzesi, gastronomi müzesi bunlardan birkaçı. Yaşayan müzecilik anlayışı ile müzeleri önemli uğrak noktalarına dönüştüreceğiz.
”İstanbul’un hikayesi yazılacak”
İstanbul’un tarihi özelliklerine vurgu yapan İmamoğlu, bu kapsamda geliştirecekleri turizm projelerini de açıkladı:
– İstanbul, kendi özü ile, tarihi ve kıyıları ile buluşacak. Biz bu alanları İstanbullu’nun yaşamına doğrudan katacağız. Örneğin, Harem – Üsküdar hattında, tramvay ile desteklenen kesintisiz bir yaya aksı kurgulayacağız. Salacak tarihinde olduğu gibi denizle buluşacak. Çocuk oyun alanları, deniz hamamları, yeşil alanlar ile burası İstanbul’un eşsiz bir noktası haline gelecek.
– Böylelikle İstanbul’a bin yıllardır yapılan yatırımın karşılığını alacağız. İstanbul eşsiz doğal yapısı, tarihi ve kültürel birikimi, çeşitliliği ile turizm alanında gerçekten küresel bir markadır. Bu kadim şehir dünyanın kültürel başkentleri arasında hak ettiği yeri alacak. İstanbul ekonomisi, turizm ile yeniden canlanacak, dünyada yeni bir ‘İstanbul Hikayesi’ yazılmaya başlanacak.
– İlgili tüm paydaşları toplayarak ‘İstanbul Turizm Master Planı’nı yapacak, süreci birlikte yöneteceğimiz “İstanbul Turizm Atölyesi”ni kuracağız. Hedefimiz İstanbul’u dünyada en çok yabancı ziyaretçi çeken ilk 3 kentten biri yapmak olacak. Kültür, sağlık, kongre, eğitim, eğlence, doğa gibi alternatif turizm potansiyellerini tespit edip hızla hayata geçireceğiz.
– ‘İstanbul Yatırım ve Tanıtım Ajansı’, yurt dışı tanıtım faaliyetlerinde son derece etkin bir rol üstlenecek. Turistlere kentteki farklı etkinliklerden yararlanabilecekleri biçimde akıllı kart seçenekleri sunacağız. Kongre turizmi, kruvaziyer turizmi gibi yüksek gelirli turizm türlerini geliştirecek ve onları kent yaşamının içine katacağız.
‘İBB ekonominin lokomotifi olacak”
”İBB, bu büyük ekonominin lokomotifi olacak” diyen İmamoğlu, iş dünyasını da mesajlar verip, projelerini açıkladı:
– Öncelikle İBB’nin koordinatörlüğünde, tüm sektör temsilcileri, iş dünyası, çalışan kesimleri bir araya gelip ‘Ekonomik Gelişme Planı’ hazırlanacak. ‘İstanbul Tanıtım ve Yatırım Ajansı’yla ulusal ve uluslararası yatırımları İstanbul’a çekecek, yatırımların gelişmesi için finansal destek sağlayacağız. Verimli yatırımlarla hem ekonomiyi güçlendirecek hem istihdamı arttıracağız. İstanbul herkesin yatırım yapmak isteyeceği bir cazibe merkezine dönüşecek.
– Katma değeri yüksek, sektörler önceliğimiz olacak. Özellikle ileri düzey teknolojiyle, inovasyona dayalı Ar-Ge ve bilişim vadileri ile kirletici olmayan sanayiyi destekleyecek, İstanbul’un küresel rekabet gücünü arttıracağız.
”Esenler’e Teknokent projesi”
İmamoğlu, teknolojik yatırım projelerini de şöyle açıkladı:
– İstanbul halkına umutlu bir gelecek vizyonu çizeceğiz. Kartal ve Gaziosmanpaşa’da yapacağımız ‘Bilişim ve Üretim Vadileri’ ile buradaki mevcut sanayi tesislerini inovasyonla destekleyecek, uluslararası düzeyde gelişmesini sağlayacağız.
– Kadıköy yaratıcı endüstrilerin yoğun bulunduğu bir ilçe. Burada kuracağımız ‘Yaratıcı Endüstriler Merkezi’ ile bu potansiyeli açığa çıkaracağız. ‘Esenler Teknokent’ projesi bir diğer önemli üretim ve gelişim noktası. İstanbul’a değer katacak, istihdamı arttıracak, gelir düzeyini yükseltecek bütün bu projelerle biz İstanbul halkının refahını yükselterek gelişmiş ülkeler düzeyine çıkaracağız.
”Spor deyince aklımıza Başakşehir Spor Kulübü gelmeyecek”
İmamoğlu, ”Sporu, İstanbul’un her yaşına ve her alanına yayacağız” diyerek bu konudaki projelerini de anlattı:
– İstanbul’da nüfus yoğunluğu ve spor tesisi sayısı açısından eşitsizlik, yetersizlik olan ilçelerde hızla yeni spor tesisleri inşa edileceğiz. Toplamda 30 yeni yüzme havuzu ve 30 kapalı spor salonu, engelli kullanımına uygun olarak hayata geçirilecek. Ayrıca uluslararası standartlara uygun 3 atletizm pisti de yapılacak. Hem yeni yapılacak bu tesislerden hem de mevcutta bulunan İBB’ye ait tesislerden spor salonu olmayan okullar diledikleri gibi yararlanabilecek.
– E-spor günümüzde dünyada yükselen bir trend. Gençlerimizin e-sporu evlerine kapanıp yapmasındansa, bir araya gelerek sosyalleşmelerini sağlayacak, aynı zamanda her türlü ekipmana ulaşabilecekleri e-spor merkezleri kuracağız. Ayrıca İstanbul düzeyinde herkesin katılabileceği yerel e-spor Ligi kurulacak. Bu liglerde başarılı olan gençlerimiz, takımlarımız profesyonel anlamda desteklenecek. Spor deyince aklımıza Başakşehir Spor Kulübü gelmeyecek.
”İstanbul, herkes için yürünebilir bir şehir haline gelecek. Şehirde yürüyen, hareket eden İstanbulluların da teşvik edileceği bir sistem kurmak istiyoruz” diyen İmamoğlu, daha önce dile getirdiği ”Yürü be! İstanbul” projesine de konuşmasında yer verdi: ”İstanbullular yürüdükçe puan biriktirecek. Biriktirdikleri puanlar ile Büyükşehir Belediyesi’nin ulaşım, kültür-sanat ve diğer sosyal etkinliklerinden ücretsiz faydalanabilecekler.”
”Metro önceliğimiz”
İmamoğlu, ”Yürünebilir bir İstanbul’dan… Ulaşılabilir, erişilebilir, konforlu ve güvenli bir İstanbul’a geçmek istiyorum” diyerek, öncelikli hedeflerinin metro yatırımları olacağını yineledi. ”630 kilometre metro hattı ile 10 yıl içinde İstanbul, entegre bir raylı sistemi altyapısına kavuşmuş olacak” diyen İmamoğlu, ”Yeşil alanlarla bütünleşik 500 kilometre uzunluğunda bisiklet yollarımız olacak. İstanbullular için hem yürüyerek hem de bisikletli bir şekilde bir yerden bir yere güvenli bir şekilde erişebilecekleri doğal parkurlar olacak. Son çeyrek yüzyılda betonlaşmanın sınır tanımaz şekilde ne kadar tahrip ettiği malumunuz İnsanlarımız gençlerimiz çocuklarımız nefes alabilecekleri 1 metrekare yeşile muhtaç” şeklinde konuştu.
”İstanbul’un kuzeyine yaşam koridoru”
İmamoğlu, ”yeşil’ ve depreme hazırlık projelerini de şöyle açıkladı:
– Hiçbir şehir bu şekilde yoluna devam edemez. Biz bu gidişatı durduracak ve insanlarımıza yeniden yaşayabilecekleri bir şehir armağan edeceğiz. İstanbul’a kazandıracağımız 15 yeni Yaşam Vadisiyle şehir nefes alacak. Beylikdüzü’nde başardığımızı, İstanbul’un tümüne yayacağız. Sadece 15 yeni Yaşam Vadisi ile 20 milyon metrekare yeni yeşil alan kazandıracağız.
– İstanbul’un kuzeyinde 70 kilometrelik yaşam koridoru oluşturacağız. Kentte işlevini kaybeden bölgeleri bütüncül bir plan dahilinde yeşil alan ve park fonksiyonu ağırlıklı olmak üzere İstanbul halkına kazandıracağız. Oluşturduğumuz tüm bu açık yeşil alanlar, aynı zamanda İstanbullunun deprem başta olmak üzere olası bir afet anında ‘Toplanma Alanları’ olacak.
– İstanbul’da Afet ve Acil Durum Planı’nı hazırlayıp, bizzat hayatın içerisinde tatbik edeceğiz. ‘İstanbul Hazır’ mobil aplikasyonu ile İstanbullular toplanma alanının neresi olduğunu bilecek, acil bir durumda ailesi ve sevdikleri ile bir araya gelebilecek, konumunu paylaşabilecek ve bilgilendirmeleri takip edebilecekler.
– Derdimiz rant değil, halkımızın güvenliği olacak. Halkımız şunu bilsin ki; biz İstanbullu’ya ‘Yerinde Yaşam Garantisi’ sağlayacak, İBB olarak kimseyi yalnız bırakmayacak, kentsel dönüşüm projelerinde garantör görevini üstleneceğiz.
– Kentsel dönüşüm süreci ev sahiplerinin mağdur olmadığı, kiracıların da kazandığı bir sürece dönüşecek. Sosyal konut olgusunu geliştireceğiz. Tespitlerimizi yaptık, İstanbul’un her iki yakasında, dar gelirlilerin konut edinebilmesi için Büyükşehir Belediyesi’nin mülkiyetinde bulunan alanlarda hızlıca KİPTAŞ aracılığı ile 10 bin konut üreteceğiz. Bu konutlarla bir yandan ihtiyaç sahiplerine barınma imkanı sağlarken diğer yandan da kentin merkezi bölgelerinde kira fiyatlarının dengelenmesini sağlayacağız.
”Bilimsel ve uzun vadeli çözümler üreteceğiz”
”İstanbul’un geleceğini tüm kesimler ile birlikte çizeceğiz.
İstanbul günübirlik planlara yönetilecek bir şehir değil” diyen İmamoğlu, çözümlerinin ”bilimsel veriler ışığında ve uzun vadeli” olacağını belirtti. İmamoğlu, ”Bu ilkeler doğrultusundaki model ve planlarımızı, ‘İstanbul Metropolitan Bölge Planlama Ofisi’nde kurgulayacak, tüm kesimlerin görüşlerine açık bir şekilde, adil bir müzakere sürecinden geçireceğiz. Oluşturduğumuz ‘Kent Anayasası’ bize yol gösterecek. Artık İstanbul yönünü bilecek, hedeflerine doğru hızla ilerleyecek. İstikrar sağlayıp, ekonomik sektörel gelişimi sağlayacak” dedi.
”Vizyonu olmayan kentin hikayesi olmaz”
Vizyonu olmayan bir kentin hikayesi olamayacağını belirten İmamoğlu, ”Hedefi olmayan kentler, geride kalır, spekülasyona açık hale gelir; buralarda eşitsizlik, yoksulluk, israf ve kayırmacılık ön plana çıkar. Bu düşünceyle biz, İstanbul’un 30 yıl sonra 50 yıl sonra nereye varması gerektiğine dair bir vizyon ortaya koyup, o doğrultuda tek vücut olmak ve hedeflerimize odaklanmak zorundayız’. Bu vizyonu bugünden hayata geçirirken, ekoloji, çevre ve iklim çok hayati bir noktada. Dünyanın bütün kentleri çevresel bir yıkıma doğru giderken, bu konuyu kesinlikle öteleme şansımız yok. Bu yüzden 6 ay içerisinde, İstanbul Bölgesel İklim Eylem Planını hazırlayıp, hayata geçireceğiz” dedi.
”Temiz enerji çok önemli”
”Temiz enerji çok önemli önceliğimiz olacak” olacak diyen İmamoğlu, bu konudaki ilginç projelerini de anlattı:
– OGES’leri (Otopark Güneş Enerji Santralleri), hızla devreye alacağız. Bir diğer projemiz Atatürk Olimpiyat Enerji Arena ile atıl durumdaki Atatürk Olimpiyat Stadı, çatısına yerleştireceğimiz panellerle bir güneş enerji santraline dönüşecek. Dünyada örnekleri var. Biz de yapacağız. Stadyum boş olduğunda bile kente katkı sunacak.
– Kendi yapacağımız projeler dışında ‘Güneş Enerji Santrali’ kooperatiflerini de destekleyecek, teşvik edeceğiz. Yenilenebilir enerji seferberliği ilan edeceğiz. Çevreyi olumsuz etkileyen bir başka önemli konu atık meselesi. Sorunun kaynağında aşırı tüketim, bilinçsiz toplama ve yetersiz geri dönüşüm var. Atık Yok Kazanç Var projemizle aşırı tüketim sorununa eğileceğiz. Okullardan başlayarak sıfır atık konusunda, ayrıştırma konusunda gerekli bilinçlendirme ve farkındalığı sağlayacağız.
– Marmara denizi ölü bir denize dönüşmek üzere. Bu sorunu çözmek için mevcut arıtma tesislerindeki yetersizlikleri biliyoruz. Hızla bu tesisleri ileri biyolojik arıtma tesisine dönüştüreceğiz. Konuyu bölgesel, ulusal ve uluslararası olarak ele alacağız. Marmara yeniden canlanacak, halkımız herhangi bir plajdan güvenle denize girebilecek, lüfer İstanbul’u terk etmeyecek.
”Nasıl başaracağız?”
İmamoğlu, hedeflerini nasıl başaracaklarına da sunumunda yer verdi: ”Elbette ki, tüm İstanbullular’la birlikte gerçekten katılımcı bir demokrasiyi bugünden inşa ederek. Demokrasisi gelişmemiş bir kentin bugünün koşullarında sorunları doğru bir şekilde çözmesi, ekonomik ve teknolojik kalkınmayı sağlaması mümkün değildir.
Bu kentin ekonomisinin gelişmesinin önündeki en büyük engel ‘Ben yaptım oldu’ mantığıdır. Biz bunu değiştireceğiz. Mahalleden başlayarak kentin tamamına yönelik katılım süreçlerini işleteceğiz. Bölge masaları kuracağız ortak sorunları olan ilçelerde, ortak çözümler geliştireceğiz. ‘İlçe Belediye Başkanları Koordinasyonu’ hedeflerimizden biri. Hangi partiden olursa olsun bu kentin sorunlarını çözmek için farklı görüşlere değer vereceğiz. Kent Konseyleri Koordinasyon Merkezini Büyükşehir Belediyesinde oluşturup kent konseylerinin irtibatını, bir arada iş yapma becerisini ve altyapısının gelişmesini destekleyeceğiz.
E – İstanbul online platformu ile tüm İstanbul halkının karar süreçlerine katılımını sağlayacağız. Hem yüz yüze ilişkilerin gelişebileceği kamusal alanları oluşturacağız, hem de teknolojik iletişim olanaklarıyla halkımıza katılım imkanı sunacağız. İstanbulluyu özgür, mutlu ve müreffeh günlere kavuşturacağız. Bunun için enerjimiz, tecrübemiz, vizyonumuz ve kadromuz var.”
”Bütün bu hedefleri şu 5 ilkeyle yapacağız” diyen İmamoğlu, bunları şöyle sıraladı: ”Her şeyden önce bir Kent Anayasası’yla. Toplumsal uzlaşmayla yazacağımız İstanbul’un yeni mutabakat belgesiyle, kente özen ve insana saygıyla, demokratik katılım ve ortak akılla, sürdürülebilirlik ve inovasyonla, yaşam kalitesi önceliği ile yapacağız.”
”Onlar başardı, biz de yapabiliriz”
”Eğer yeryüzündeki milletler başardıysa, biz neden başarmayalım” diyen İmamoğlu, sözlerini, ”Sizlere söz veriyorum. Benim yönetimimde tüm bunlar olacak. Tüm bunları birlikte yapacağız, birlikte başaracağız. 31 Mart Günü mutlaka sandık başına gidin ve oy kullanın. Mutlaka bu şahane şehrin geleceği için iradenizi gösterin. Sandık başında karar verirken kendinize şu soruları sorun lütfen: Hangi aday İstanbul’un potansiyelini yeniden açığa çıkarabilir? Hangi aday tüm adil bir şekilde tüm İstanbulluları kucaklayabilir? Hangi aday insanlarımızın refahını, mutluluğunu ve özgürlüğünü artırabilecek enerjiye, iradeye ve vizyona sahip? Hangi aday çeyrek yüzyıldır yapılan yanlışları, ihanetleri tekrar tekrar yapmayacak bir ortak akıl yaklaşımına sahiptir? Hangi aday İstanbul’u yeniden bir hoşgörü başkenti ve küresel çekim merkezi yapabilir? Hangi aday belediyecilikten anlar? İnsana saygıyı ve kentte özeni temel ilke kabul ederek sana hizmet edebilir? Bu sorulara kendi vicdanınızla cevabınızı verdikten sonra hiçbir başka sese kulak vermeyin: Basın mührü. İnanın ki en doğru kararı vermiş olacaksınız. Sizin kararınızla İstanbul’da yeni bir başlangıç mümkün olacak” şeklinde bitirdi.
İmamoğlu, konuşmasının ardından kendisine projelerin oluşmasına katkı sunan akademisyenleri, partilileri ve eşini sahneye davet etti. Sahnede toplu fotoğraf çekildi. İmamoğlu, daha sonra ayrı bir salona geçerek basın mensuplarının sorularını yanıtladı.