Başkan Kadir Topbaş, Cumhurbaşkanlığı Makamının talimatı ve himayelerinde 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün Anadolu Yakası çıkışında inşa edilen “Şehitlik Makamı” ve 15 Temmuz Şehitler Abidesi’ne basın mensuplarıyla birlikte incileme gezisi düzenledi.
Çalışmaları inceleyen ve yetkililerden bilgi alan Başkan Kadir Topbaş, 15 Temmuz’un sene-i devriyesinin yaklaştığını belirterek, “Hiçbir milletin yaşamadığını yaşadık ve hamdolsun milletimizin imanıyla, vatan, bayrak ve millet sevgisiyle ve iradesine sahip çıkmasıyla, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bertaraf edildi. Şu anda yargının önünde hesap veriyorlar” dedi.
Millet olarak büyük bir kahramanlık destanı daha yazdığımızı ifade eden Başkan Kadir Topbaş, şehitlere Allah’tan rahmet, gazilere şifa diledi. “Milletimiz 80 milyon büyük bir güç olduğunu ve millet olmanın ne olduğunu dünyaya gösterdi” ifadesini kullanan Kadir Topbaş, şöyle konuştu;
“Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla burada 15 Temmuz Şehitler Abidesi veya Şehitler Makamı yapılıyor. Cumhurbaşkanımızın talimatıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak bunun sorumluluğunu biz aldık ve inşaatını biz yapıyoruz. Bu şerefli görev bize düştüğü için memnuniyetimi özellikle ifade ediyorum. Çok değerli meslektaşım Mimar Hilmi Şenalp bir tasarım hazırladı ve bu güzel tasarım Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün Anadolu Yakası çıkışında bir yere yerleştirilmesini düşündük. Mimar olarak meslektaşım Hilmi Şenalp ile bu tasarım üzerinde müzakere ve tartışmalarımız oldu. Buraya gelerek yerini Cumhurbaşkanımızla birlikte bizzat tayin ettik, benimsedik. Şu anda gerçekten çok doğru bir yer tespit edildiğini görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız birkaç kez buraya uğradı ve talimatları oldu. Talimatları doğrultusunda ne gerekiyorsa yapmaya çalışıyoruz.”
15 Temmuz’daki 250 şehidin isimlerinin yer alan Şehitler Abidesi’nin geleneksel Türk mimarisinin kubbe-kümbet ve Selçuklu tarzını yansıttığını, orta merkezde mukarnaslı bir havuzun bulunduğu güzel bir tasarım yapıldığını anlatan Başkan Topbaş, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Her şehidimize bir tane olmak üzere 250 tane selvi ağacı ve 250 tane gül dikildi. Her bir selvinin altındaki aydınlatma direklerinde de cep telefonunda barkottan okutulduğunda şehidimizin ismi ve künyesi yer alıyor. Şehidimiz hakkındaki bilgileri alabiliyoruz. Şehitlerimizin isimleri içerideki kitabede de yer alıyor. Eserde 5 kemer var ve Beşgen bir yıldız tasarımı var. 130 metrekarelik bir alana beşgen bir tasarım olarak inşa edildi. 5 yıldızın üç köşesinde şehitlerimizin ismi, ikisi de giriş olmak üzere tasarlandı. Gerçekten başarılı bir çalışma emeği geçenleri tebrik ediyorum. 15 Temmuz’da saat 18.30’da Sayın Cumhurbaşkanımız ile birlikte bu eserin açılışını yapacağız. İnşallah zamanında bitecek ve İstanbul’dan, Anadolu’dan, yurtdışından insanlar buraya ziyarete gelecekler. Abideye çıkıştaki merdivenlerin başındaki demiryolu traversleri Hicaz Demiryolu’nun kalıntılarından getirildi. Bu önemli bir anlam taşımakta. Mimarımız bu nedenle özellikle tercih etmiş.”
15 Temmuz ile ilgili çok öykülerle karşılaştığını, bugün de abideye şehit evlerinden geldiğini belirten Topbaş, “Gerçekten seçilmiş insanlar. O kadar farklı öyküler ve yaşanmışlıklar var ki…Bu kahramanlarımız sayesinde bugün burada varız ve bayrağımız gönderde. Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacak ve milletçe geleceğe birlikte yürüyeceğiz. Bu kahramanlarımızı hayırla yad ediyoruz ve asla unutulmasını asla istemiyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 15 Temmuz Şehitler Abidesi’ni dünkü ziyaretinde, ziyarete gelenlere hizmet için çevresinde bir takım üniteler ilave edilmesinin talimatını verdiğini dile getiren Topbaş, şunları kaydetti;
“Mimarımız Hilmi Bey onun mimari çalışmasını yapacak. Soluklanma, ihtiyaç ve ibadet alanıyla burada bir destek bölümü de oluşacak. Dualar var ki mekan olarak güzel bir yer seçildi ve bu kadar güzel bir tasarım ortaya çıktı. Abide 15 Temmuz’a yetişecek. Bunun üzerinde özelikle duruyoruz. Vatandaşlarımız bu makama geldiğinde görülecek ki burada Salâ sesi var. Basamaklarda da otursalar, yaklaşsalar da her daim o gün bizi meydanlara çağıran Salâ sesini duyacaklar. Salâ, Cuma günleri dışında bir tehditle karşı karşıya kaldığımız zaman milletçe bir araya gelinmesi adına çok önemlidir. Burada Salâ sesiyle manevi bir atmosferin oluşacağına inanıyorum.”