Dernek ziyaretinin ardından seçim otobüsüyle ilçe turuna başlayan İmamoğlu’na, eşi Dr. Dilek Kaya İmamoğlu da eşlik etti. Vatandaşlar, Mehmet Nesih Özmen Mahallesi Zafer Caddesi ve bağlantı yollarında ilçe turu atıp, kendilerini selamlayan İmamoğlu ve Yalçın’a sevgi gösterilerinde bulundu. İmamoğlu çifti, Halkı selamlamanın ardından Merkez Mahallesi İkbal Sokak üzerindeki “Köyiçi Kebapçılar Bölgesi”nde esnaf ziyaretleri yaptı. Vatandaşlar, yoğun ilgi gösterdikleri İmamoğlu çiftiyle anı fotoğrafları çektirdi.
VATANDAŞLARIN KARŞISINA EŞİ DİLEK İMAMOĞLU İLE BİRLİKTE ÇIKTI: “GÜNGÖREN’İN BİZİM KALBİMİZDE ÖZEL BİR YERİ VAR”
İmamoğlu ve Yalçın, esnaf ziyaretinin ardından Merkez Mahallesi Kemaliye Sokak’ta halk buluşması gerçekleştirdi. Konuşma yapacağı otobüsün üstüne eşiyle birlikte çıkan İmamoğlu, alanı dolduran coşkulu kalabalığa, “90 yılından itibaren, yollarım Güngören’le kesişti. Güngören’de iş yerim oldu. Buradaki iş yerimizle birlikte insanlarımıza, burada ‘merhaba’ demeye başladım. Esnafıyla buluştum. Halkımızla buluştuk. Ama ofisim oldu ama lokantamda insanlara güzel, lezzetli yemekler sattım. İnşallah memnun etmişimdir lokantamıza misafir olan hemşehrilerimi. Çok güzel anılarım var. Açıkçası bir nebze de eşimle de Güngören’de tanıştım diyebilirim. Onun da abilerinin iş yeri Keresteciler Sitesi’nde. Derken aslında biz, hayat yolculuğuna bir nevi Güngören’den yola çıktık. Güngören’in bizim kalbimizde özel bir yeri var. Hala buralıyız. Bu ilçeden kendimizi hissediyoruz. Onun için sizler, benim çok can komşularımsınız. Sizler, benim can hemşehrilerimsiniz. İyi ki varsınız. Hepinizi çok seviyorum” sözleriyle seslendi.
“SOSYAL DESTEK ALAN HANE SAYISI 14 BİNİ GEÇTİ”
Güngören özelinde yaptıkları hizmetlerin detaylarını vatandaşlarla paylaşan İmamoğlu, “Bu dönemde yoksullukla mücadele ediyor insanlarımız. Emeklilerimizin durumu ortada. Dar gelirlilerin durumu ortada. Özellikle, hane halkının geliri, çok büyük oranda açlık sınırının altında. Biz de bu dönemde, bu sıkıntıyı, bu yokluğu gördük. Özellikle sosyal yardımları en üst seviyeye tırmandırdık. Ama bu şehirde, özellikle sosyal destek alan vatandaşlarımızın, hanelerimizin sayısı, neredeyse 14 bini geçti. Biliyorsunuz; İstanbul’da 100 bin öğrencimize bu sene üniversite bursu verdik. 7 bin 500 lira verdik. Seneye bu 100 bin gencimize vereceğimiz üniversite bursunu, 15 bin lira olarak ilan ettik. Aynı zamanda, eğer bir haneye tek emekli maaşı giriyorsa; o hane için yılda 10 bin lira pazar desteği vereceğiz. Emeklilerin de yanında olacağız, dar gelirlerinde yanında olacağız” bilgilerini paylaştı.
“25 SEMTTE, YERLERİ BELİRLENMİŞ 20 BİN YENİ KONUTUN YAPIMINA BAŞLAYACAĞIZ”
Kentsel dönüşüm konusuna özel önem verdiklerini vurgulayan İmamoğlu, bu kapsamda yapacakları destekleri şöyle sıraladı:
“Asla bu konuda oy avcılığı yapmadık. İnsanların duygularını istismar etmedik. Bu ciddi yaklaşımımızla, büyük bir atılım yaptık. Tüm riskli yapılara, sabit taksitli ödeme desteğini, bundan önce de sunduk, bundan sonra da sunmaya devam edeceğiz. Dar gelirli vatandaşlarımıza ait, 50 bin riskli konutun inşaat maliyetinin yüzde 60’ını, belediye olarak biz karşılayacağız kentsel dönüşümde. Yine 50 bin riskli konut için de dar gelirli emeklilerimize ait olan konutlarının inşaat maliyetini de eğer emekliyse, ona aitse ve dar gelirli sınıfındaysa, yüzde 65’ini yine İBB olarak, biz karşılayacağız. 25 semtte, yerleri belirlenmiş 20 bin yeni konutun yapımına başlayacağız. Bakın; biz size ‘650 bin konut yapacağız’ diyerek, sizi aldatmıyoruz. Yapılacak şeyi söylüyoruz. 40 semtte, 60 bin konutta eğer güçlendirme tercih ederek, yapılarını güçlendirmek isteyen vatandaşlarımız olursa, onların da güçlendirme süreçlerine destek olacağız. Kentsel dönüşüme giren vatandaşlarımızla sabit taksitlerle, 2 yıl vadeli faizsiz ödeme desteğini, İBB olarak biz sunacağız. Yine sadece ev sahiplerine değil, -bunu ilk biz başlattık- kiracılara da 7.000 lira ek kira desteği vereceğiz. Hem ev sahiplerine hem kiracılara destek vererek, kentsel dönüşümü hızlandıracağız. Ev sahibi ve kiracı olan tüm emeklilere, ayrı bir destek sunuyoruz. Onlara 9 bin lira olarak kira desteği vereceğiz.”
“GİTTİ PROJE, GELDİ POLEMİK”
Rakibi Murat Kurum’un, kampanyasına, “Polemikten uzak duracağım. Sadece projelerimi anlatacağım” iddiasıyla başladığını hatırlatan İmamoğlu, şunları söyledi:
“Ben ona, ‘acemi aday’ diyorum. Kusura bakmasın. Bazen yüzümüzde acı da olsa bir tebessüm bırakmıyor değil. Fakat, tabii ben de sevindim. Dedim ki, ‘Ne güzel; çata çat, pata pat proje konuşacağız. Projelerimizi yarıştıracağız.’ Ama sevgili acemi aday, ne yazık ki sevincimi yarıda bıraktı, açık söyleyeyim. Projeci olduğunu anlatan sevgili acemi aday, biraz su kaynattı. Polemikleriyle gündeme geldi. Önce dedim ki, ‘Hadi bakalım seçimin fıtratında var. Bir der, iki der, sonra işine bakar.’ Ama ne mümkün? Gitti proje, geldi polemik! Polemik aşağıya, polemik yukarıya. Bakayım; dedim ki ne diyecek? 40 kere tekrarlanmış yalan ezberlerle, laflarla, beş yıldır bana yapıştırmaya çalıştıkları laflarla, bana polemik üzerinden sataşmaya gayret etti. Anladım ki işleri, güçleri polemik. ‘Olsun’ dedik, ‘Biz polemiği anlarız, dinleriz, cevabını veririz.’ Hayal kırıklığı yaşadım açıkçası.”
“EN ÇOK DUAYI KREŞLERİMİZDEN, YURTLARDAN, BURSLARDAN ALIYORUZ”
“Türkiye’nin şu andaki sorunları ne kadar büyük, farkında mıyız? Mesela mülteci sorunu. Mülteci sorununu konuşuyor muyuz? Konuşmuyoruz. Daha yakın zamanda en çok bu tartışılırdı. Gencecik kızlarımız var orada. Pırlanta gibiler. Bak burada da kızlarımız var. Oğullarımız var. Bizim mülteci sorunu kadar, eğitim sorunumuz var, eğitim. Eğitimi berbat ettiler. Çocuklarımızın aklı karışık, gençlerimizin aklı karışık. Belki en çok duayı, kreşlerimizden alıyoruz. En çok duayı, verdiğimiz burslardan alıyoruz. Niye? Ekonomik olarak eğitim kötü etkilendi. Özel okullar çok zor durumda. Çocuklarını okullara yollayamıyor aileler. Eğitim sistemi, baştan sona arızalı. Doğru mu? Bakın onu da konuşamıyoruz. Başka bir şey; adalet sorunu var bu ülkede, adalet. Adalet yok bu ülkede. Adalet sorununu da konuşamıyoruz. Nüfus yaşlanıyor. Bakın bunun çok büyük etkilerini yaşayacağız. Bunu da konuşamıyoruz. İstanbul’da, en fazla vatandaşımızın konuştuğu konulardan bir tanesi de ne biliyor musunuz? Özellikle çocuklara, özellikle gençlere uyuşturucu meselesi, uyuşturucu. Doğru mu? Niye bu sorunları konuşamıyoruz. Bu sorunları niye çözmüyorsun? Niye biliyor musunuz? Bunları bastıran çok acı bir ekonomik krizle karşı karşıyayız da onun için. Üç haneli enflasyon, üç haneli.”
“ATOM KARINCA GİBİ ÇALIŞTIM KARDEŞİM”
“İstanbul, 2029 yılında bizi tercih etti. Doğru mu? Hep birlikte, büyük bir demokrasi şöleni yaşadık. Doğru mu? Bakın ne dedim? Ben çıktım, ‘Onları şaşırtacağım’ dedim. ‘18 günde deli ettim. 5 yıl onları deli edeceğim’ dedim. Atom karınca gibi çalıştım kardeşim. Atom karınca gibi çalıştım. Ne oldu? Korktu. O tarihe kadar tüm yatırımları durdurduğu İstanbul’da, başladı ufak tefek iş yapmaya. Ufak tefek iş yapmaya. Şimdi bak; Sirkeci-Kazlıçeşme trenini açtı mesela. Apar topar, ‘Açılışa yetiştirin’ diye kıyametleri koparttırdı. İnşallah yanlış bir iş yapmadılar. Neyse; gelir biz çözeriz. Onları da düzeltiriz. Dün anlatıyordu ya hani, ‘Oy vermeyene hizmet etmem’ diyei İstanbul, 2019’da onu dize getirdi. İstanbul, 2029’da bizi seçti. Onu ayılttı, kendine getirdi. Seni gidi seni. Sen demek bundan anlıyorsun öyle değil mi? Şimdi milletimizden istediğim şu: Eğer bu iktidarın ekonomiyle, eğitimle, mültecilerle ilgili sorunlarla ilgilenmesini istiyorsanız, milletçe bize oy vermelisiniz bize. Belki kendine gelir. Belki kendine gelir, biraz ayağa kalkar. Ekonominin farkına varır.”