Tarım, hayvancılık ve üretimin gelecek nesillere aktarılması gereken en önemli miraslarımızdan olduğuna her zaman dikkat çeken Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara, Erguvan Festivali’nde de Çatalca’nın bu vazgeçilmez değerlerini öne çıkarıyor.
Festival kapsamında Mehmetçik Meydanı’nda, “İlçemizde Tarım“ konulu panel düzenlendi.
Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zooteknik Bölümü Öğretim Üyesi ve Dünya Manda Birliği Başkanı Prof Dr. M. İhsan Soysal modaratörlüğünde, Namık Kemal Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet İstanbulluoğlu ve Namık Kemal Üniversitesi Zooteknik Bölümü Öğretim Üyesi Alper Önenç’in konuşmacı olarak katıldığı panelde ülkemizin geleceği olan tarım ve hayvancılığın önemine dair mesaj verilirken, topraklarımıza, çiftçilerimize sahip çıkılması dillendirildi.
Panelde “Tarım ve Hayvancılık” Masaya Yatırıldı
Çatalca’da tarımın bütün yönleriyle ele alındığı panelde konuşmacılar; son zamanlarda iyi tarım uygulamalarının özellikle insan sağlığı açısından insan sağlığını üzerindeki olumlu etkilerinden söz ettiler. Akademisyenler, Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara’ya tarım ve hayvancılığa verdiği önem için teşekkürlerini iletilettiler. Çatalca’daki üretim ve pazarlama çalışmaların doğru ve yerinde uygulamalar olduğunu belirten konuşmacılar, bu modelin Türkiye’ye örnek olması gerektiğinin altını çizdiler.
Var Olan Tarım Topraklarını Kaybediyoruz
Panel sonunda akademisyenlere katkılarından dolayı teşekkür ederek plaket takdim eden Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara, tarım ve hayvancılığın önemine değinen bir konuşma yaptı.
Başkan Kara konuşmasında şu ifadelere yer verdi.
“Ben kimya öğretmeniyim, belediye başkanı olmadan önce yaklaşık 25 yıl öğretmenlik yaptım. Ailemde 40 yıldır geçimini tarım ve hayvancılıkla sürdürüyor. Bir konuya dikkat çekmek istiyorum; İstanbul’un yanı başında, İstanbul’un büyük bir coğrafyası Çatalca, İstanbul’un %20’si. 1.115 kilometre karelik bir alan ve %65’i orman alanı. %29’luk bir kısmı 1. sınıf tarım alanı, %90’ı da İSKİ koruma havzasında olan bir bölge Çatalca. Zaten biz festival yaparken belki çoğunlukla insanlar akşam sanatçıyı izlemek için buraya geliyor ya da lunaparktan faydalanmak, hoşça vakit geçirmek, stantlardan alışveriş yapmak üzere buraya geliyor. Aslında biz bu festival için yola çıkarken festivalin temasını “Çatalca değerleri ile buluşuyor” olarak belirledik. Ama ben desem ki çok değerli hocalarımı bugün getireceğim su konusunu işleyeceğim, yarın üç tane daha değerli akademisyen getireceğim orman konusunu işleyeceğim maalesef toplayabileceğimiz kalabalık bu kadar. Festival bünyesinde satır aralarında o mesajları vermeye çalışıyoruz ama asıl üzerinde duracağım konu Çatalca ile ilgili. Hem tarımda hem hayvancılıkta yapılacak çok şey var, maliyetler, üretimler konusunda ama özellikle Çatalca bölgesinde maalesef biz her geçen gün varolan tarım topraklarını kaybediyoruz. Bu muazzam bir gerçek. Yarın veya bu akşam televizyonlarda bir alt yazı geçse Çatalca ve bölgesinde ev yapmak, ticarethane yapmak serbest denilse iddia ediyorum size 1-1.5 ay içerisinde bu ilçede tarım yapabilecek bir karış toprak bulamazsınız. Yani önce biz hepimiz yeni geçen gençlikte dahil olmak üzere ilk yaptığımız şey toprağn kıymetini, toprağın değerini hem birbirimize, hem yeni nesillere anlatmak, aktarabilmek. Ama maalesef şimdi ne genç kuşaklarımızda ne insanımızda tarıma dayalı üretimi artırmak diye bir düşünce söz konusu değil, bir an önce satalım düşüncesi hakim.”
Tarım Alanlarına Sahip Çıkmalıyız
Başkan Cem Kara konuşmasının devamında tarım alanlarına sahip çıkmanın yatırımlara karşı olmak anlamına gelmediğini vurgulayarak, gerekli yatırımların bu alanların korunarak yapılması gerekliliğine dikkat çekti. Başkan Kara sözlerinde, “Hayvancılık diyorsunuz, mera ıslahlarından bahsediyorsunuz, üniversiteden, İl Tarım Müdürlüğü’nden geliyor arkadaşlarımız biz belediye olarak bütün desteği veriyoruz diyoruz ki Elbasan’da 700 dönüm mera var ıslah edelim, İzzettin’de, Kestanelik’te, İnceğiz’de şu kadar mera var ıslah edelim ama yukardan bir tane yazı geliyor bizim mera olarak ıslah etmeye çalıştığımız yerler bir günde maden ocağına dönüşüyor, taş ocağına dönüşüyor.Bunlara izin vermiyoruz diye eylem yaptığımızda da ülkenin yatırımlarını engellemeye çalışan vatan haini insanlar oluyoruz. Yatırıma karşı değiliz ama Yassıören’den Elbasan’ın sonuna kadar TEM Otoyolu bağlantı yolunun 20.9 kilometresi Çatalca’dan geçiyor ve siz birinci sınıf tarım alanlarından yolu geçirmek için 5.000 bin dönümlük araziyi istimlak ettiniz, tarım alanını yok ettiniz. Şimdi bölgede bir baraj ihtiyacı var baraj yapmaya kalkıyorsunuz 28 bin dönüm 1.sınıf tarım arazisini su altında bırakıyorsunuz. Baraj yapmayın, su ihtiyacı, yol ihtiyacı yok demiyorum ama bütün bu arz ve talebi öyle bir dengelemeliyiz ki eğer bu dengeyi tutturamazsak, biz hayvancılığı artırmak, iyi tarım uygulamalarına geçmek, coğrafi marka değeri olan ürün yetiştirmeye çalıştığımız bir sırada bunları yapabilecek alanları bulamayacağız. Bu gerçeklerle bölgemizde, özellikle Çatalca’da, Arnavutköy’de, Silivri’de bir an önce yüz yüze gelmeliyiz. Ormanın yasakları olmasa, İSKİ’nin, İl Tarım Müdürlüğü’nün yasakları olmasa tarım yapabilecek araziyi bulma şansımız maalesef olmayacak. Bu büyük derdimizi büyük yaramızı burada dile getirmek istedim.” dedi.
Çatalca’da üreten insanların pazar sıkıntısı çekmediğine işaret eden Başkan Kara sözlerinde, “15 milyon nüfuslu bir kentin yanı başındayız bizler burada ne üretirsek üretelim pazar bulamıyoruz diyemeyiz. Bizim buradan oraya bir şey götürmemize gerek yok zaten hafta sonu 400-500 bin kişi buraya geliyor. Biz mahallerimizde stantları yaparak halkımıza hediye ettik özellikle kadınlarımıza bahçelerinde, tarlalarında yetiştirdikleri ürünleri pazarlasınlar bir teşvik olsun diye, yapmaya da devam ediyoruz. Fakat geldiğimiz nokta bu. Bugün Çerkezköy’ün Kapaklı’nın durumunu biliyorsunuz. Trakya elden gidiyor, ne buğdayın %12’sini ne ayçiçeğinin %34’ünü ne çeltiğin %50’sini çok kısa bir süre içerisinde, böyle giderse yetiştiremeyeceğiz. Buna yerel yönetimlerin gücünün yetmesi mümkün değil. Topyekün çalışmaya ihtiyaç vardır, özellikle il ve ilçe tarım müdürlükleri büyük yetkilere sahip olmalıdır, kalifiye elemanlarla donatılmalıdır, şehir planları yapılırken mutlak tarım alanları korunacak alanlar olarak kalmalıdır. Bunu anlamalı ve anlatmalıyız. Ranta boyun eğmemeliyiz.” ifadelerine yer verdi.