Kuzey Anadolu Fayının İstanbul’u etkileyecek ve yıkıcı bir deprem üretebilecek nitelikte olduğunu söyleyen Faruk Aydın, fayın İstanbul’un karasal alanında olmayıp, güneyinde Marmara Denizi içerisinde yer aldığını söyledi. İstanbul ve civarındaki depremlerin izlenmesi için 2000’li yıllardan bu yana Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü işbirliğinde 28 adet deprem istasyonu oluşturulduğunu söyleyen Aydın, bu istasyonların 10’unun İBB, 18’inin ise Kandilli Rasathanesi tarafından işletildiğini söyledi.
Bu sayının daha da arttırılması gerektiğini söyleyen Aydın, “Bu istasyonlar toprakta olan en ufak bir hareketlilikte birbirileriyle haberleşip Kandilli Rasathanesine bilgi veriyor. İstanbul olarak büyük bir şansımızı var, o da fay hatlarının denizde olması. Oradaki hareketlilik karaya gelene kadar 5-12 saniyelik bir süre kazandırıyor. Bu sürede doğalgazı, elektriği otomatik olarak kesebiliyoruz. Bu sistem hazır” diye konuştu. Erken uyarı sisteminde depremlerden hemen sonra oluşabilecek elektrik kaçaklarına bağlı yangın, doğalgaz patlamaları, su baskınları gibi ikincil felaketleri önlemek ve güvenliği sağlamak amaçlanıyor.
70-90 BİN CİVARINDA ÖLÜ, 135 BİN AĞIR YARALI
2002 yılında İBB ve Japon İşbirliği Ajansı (JICA) ortaklığında “Afet Önleme/Azaltma Temel Planı projesi” yürütüldüğünü hatırlatan Aydın, 7.5 veya 7.7 büyüklüğü civarında bir deprem olması durumunda 70-90 bin civarında ölü, 135 bin ağır yaralı olabileceği yönündeki verileri paylaştı. İzmit depreminden 4-5 kat fazla hasar anlamına gelen depremde hasarın en yüksek olacağı bölümün Avrupa yakasının güney bölümü olacağı tahmin ediliyor. 2010 yılında üniversitelerin işbirliğinde hazırlanan ‘Deprem Hasar Tahmini Projesi’ adı altındaki bir diğer çalışmanın verilerini de sunan Aydın, bu çalışmada kayıp sayısının 15 bin ila 35 bin arasında tespit edildiğini aktardı. Bu sayının kentsel dönüşüm çalışmaları ile daha da düştüğü tahmininde bulunan Faruk Aydın, “Kamu üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. Güçlendirilmemiş viyadük, okul, hastane yok. Artık sıra milletçe yapmaya geldi” diye konuştu.
TSUNAMİ DALGALARININ YÜKSEKLİĞİ EN FAZLA 5.5 METRE
Sunumda yer alan bilgilerden biri de deprem sonrası İstanbul’da oluşabilecek tsunami tehlikesiydi. 2007 yılında İBB ve ODTÜ işbirliğinde ‘Tsunami Tehlike ve Risk Haritaları’nın oluşturulduğunu belirten Faruk Aydın, yıkıcı bir depremde, Marmara’da oluşabilecek dalga yüksekliğinin en fazla 5,56 m olabileceği ve buna dair dalgaların ilerleyebileceği alan için önlem alındığını ifade etti.
İstanbul’da deprem toplanma alanlarının imara açıldığı yönündeki eleştirilere yanıt veren Aydın, “Bu konu da bu mecliste çok rakamlar verildi ve hatta ‘Çoğu imara açıldı. İstanbul’da böyle bir afet durumunda toplanılacak yer kalmadı’ denildi. Bu alanlara AVM ler yapıldığından bahsedildi. Bu konu ile ilgili olarak kurumdan gelen resmi yazışmalar sonrası elde edilen bilgi 77 adet toplanma alanının olduğudur. Başbakanlık AFAD başkanlığınca ilan edilen 77 adet alandan sadece 11 adedinin plan fonksiyonu değişmiştir” dedi. Toplanma alanı olarak kullanılabilecek toplam 3567 adet alan olduğunu vurgulayan Aydın, “3 bin 567 tane toplanma alanı, toplamda 14 bin 399 hektar alan belirlenmiş durumda. Sadece bir tane Kartal’da spor alanı fonksiyonu kaldırılan bir alan var. Öyle denildi gibi, ‘toplanma alanları imara açıldı’ diye bir şey söz konusu değil” ifadelerini kullandı.
CHP SUNUMU İNCELEYİP HAFTAYA KATKI SUNACAK
Depremle ilgili çalışmaların ardından “Acil Ulaşım Eylem Planı” oluşturulduğunu ifade eden Aydın, kentsel dönüşüm çalışmalarına hız verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Faruk Aydın’ın sunumu dinleyen CHP’li meclis üyeleri sunumun içeriğini incelemek ve konuyla ilgili katkılarını sunmak istedi. Konuyla ilgili soru ve önerilerin gelecek hafta alınmasına karar verildi.