İstanbul’u, “çok renkli, ele avuca sığmaz bir şehir” olarak niteleyen İmamoğlu, “Dünyanın en çarpıcı, en etkileyici kenti. Öyle bir şehir ki, ne yapar eder kendini size sevdir. Böylesi bir kentte yaşıyoruz. Bazen yorduğunu düşünürüz veya üzdüğünü düşünürüz ama herkesin gönlüne girmeyi başarmış bir şehirdir” dedi. Şehrin ihmal edilen noktalarına sahip çıkmak gibi çok önemli bir görevlerinin olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, “Geçmişi ile bağı zayıfladığı takdirde, hafızasını kaybettiği takdirde, gerçekten çok şeyini yitirir. Biz, İstanbul’u bu sevgi ve saygıyla, özenle, titizlikle yönetiyoruz. Bunu bilmenizi istiyorum. İstanbul’un geçmişten bugüne taşıdığı değerleri ve güzellikleri, hiçbir ayrım yapmadan, saygıyla ve titizlikle sahipleniyoruz. Hiçbir güzelliğin yok olup gitmesine asla izin vermiyoruz. Buna tahammülümüz yok” diye konuştu.
“İSTANBUL’U SEVEN KAHRAMAN: İBB MİRAS”
4,5 yıldır bu anlayışla çalıştıklarını belirten İmamoğlu, “Yılların ihmallerine, yılların yanlışlarına son verdiğimizi gururla ifade ediyorum. İstanbul’a sahip çıkmanın ne demek olduğunu gösterdik; göstermeye devam edeceğiz. İstanbul’u yürekten seven herkes, aslında bir kahraman yaratıldığını görüyor ve o kahramanın adını gördüğünde içi rahatlıyor, rahat bir nefes alıyor. Onun da adı İBB Miras ve onun ekibi. Teşekkür ediyorum İBB Miras’a. İBB Miras markası varsa, orada tarihe, kültüre sonsuz bir saygı vardır. İçinde İBB miras var ise, İstanbul’a özen vardır, vefa vardır. Bugün açılışını yaptığımız Beyoğlu Sineması’nın açılışında da aynı özeni, aynı titizliği ve aynı saygıyı gösteren arkadaşlarımın imzasını görüyorum. Bu da beni çok mutlu etti. 4 yıl önce kurumsallaştırdığımız bu kavramla, İstanbul’un ne yazık ki bazen yok olmuş bir köşesini hayata tekrar kavuşturduk, Bazen yok olmaya yüz tutmuş ve ne yazık ki kaybolmak üzere olan eserlerini, anılarını tekrar İstanbulluyla buluşturduk. Bir kez daha çok doğru ve güzel bir işin ortaya çıktığını görüyorum” ifadelerini kullandı.
“TEVAZU GÖSTERMEYECEĞİM…”
“Tevazu göstermeyeceğim; İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tarihinde gelmiş geçmiş en liyakatli ekiplerinden birisiyle İstanbul’da çalıştığımı buradan hem ekip arkadaşlarıma teşekkür etmek hem de bunu kamuoyuyla paylaşmak, onların Belediye Başkanı olmanın gururunu yaşamanın altını çizerek, sizlere duyurmak istiyorum” diyen İmamoğlu, Beyoğlu Sineması’nın tarihçesiyle ilgili şu bilgileri paylaştı:
“Beyoğlu Sineması’nın içinde bulunduğu Halep Pasajı, yalnız İstiklal Caddesi’ne değil, ülkemizin tiyatro sanatına hayat vermiş, değer katmış bir mekan. Muhsin Ertuğrul’dan, Haldun Dormen’den, Ferhan Şensoy’dan daha nice ustalardan izler taşıyan bu pasaj, 1989 yılında Beyoğlu Sineması’nın açılmasıyla birlikte yeni bir işlev kazanmıştı. Burası, sinema sanatı denince, akla ilk gelen yerlerden birisi oldu. Dünya sinemasından özel örneklere yer veren Beyoğlu Sineması, Türk filmlerinin gösterim şansı bulamadığı bir dönemde, ülkemiz sineması adına çok önemli bir merkeze dönüştü. Bir Türk filmiyle perdelerini açan Beyoğlu Sineması, bu topraklarda üretilmiş eserlere dönük süreci hassasiyetle yönetti. Bu özelliğini yansıtan sembolik bir şeyi hatırlatmak isterim. Nuri Bilge Ceylan’ın ilk uzun metrajlı filmi olan “Kasaba”, sinemaseverlerle ilk kez burada buluştu.”
1 YILDA İSTANBUL’A YENİDEN KAZANDIRILDI
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Polat’ın verdiği bilgilere göre; Beyoğlu Sineması, 1989 yılında, yönetmen Şahin Kaygun’un “Dolunay” filmi ile kapılarını sinemaseverlere açtı. Halepli M. Hacar tarafından 1885’te inşa ettirilen tarihi Halep Pasajı’ndaki simge salon, geçirdiği zor günlerin ardından 2017 yılında seferber olan sinemaseverlerin gönüllü çabalarıyla ayakta kalmayı başardı. Ancak 2022 yılında yapılan açıklamayla, beklenen destek sağlanamazsa Beyoğlu Sineması’nın kapılarını kapatmak zorunda kalacağı, kamuoyuyla paylaşıldı. Bu açıklama üzerine, Başkan İmamoğlu’nun talimatıyla harekete geçen İBB Miras, Beyoğlu Sineması’nın yeniden yapımı üstlendi. Yaklaşık 1 yıllık yenileme sürecinin ardından da Beyoğlu Sineması, İstanbullu sanatseverlerle bir kez daha buluştu.
SAHNE SANATÇILARIN
Konuşmaların ardından sahneyi, sanatçılar devraldı. Tiyatro sanatçısı Rıza Sönmez’in moderatörlüğünde sahneye ilk olarak, Türk Sineması’nın “Sultan”ı Türkan Şoray çıktı. Salonu dolduran katılımcıların alkışları eşliğinde sahneye çıkan Şoray, Beyoğlu Sineması’nın yeniden yapımından dolayı emeği geçen herkese teşekkürlerini sundu. Şoray’ın ardından sahneye davet edilen tiyatro ve sinema oyuncusu Güven Kıraç da Beyoğlu Sineması ile ilgili anılarını katılımcılarla paylaştı. Sahne alan sanatçılardan ressam, sinema oyuncusu, heykeltıraş, baskı, grafik, gravür sanatçısı ve öğretim üyesi Süleyman Saim Tekcan ise, açılış filmi olarak seçilen merhum Metin Erksan’ın “Sevmek Zamanı”nın beyaz perdede ilk defa izlenmesi ve izleyici ile buluşması anıları üzerine bir söyleşi gerçekleştirdi. Sinema eleştirmeni, yazar, gazeteci, mimar Atilla Dorsay da Türk Sineması tarihinin kısa bir özetini, kendine has üslubuyla katılımcılarla paylaştı. Renkli ve doyurucu söyleşilerin ardından ise Beyoğlu Sineması, “Sevmek Zamanı”yla birlikte hem Beyoğlu’na hem de seyircilerine kavuştu.