22 Kasım 2024
  • İmamoğlu: İstanbul’un dünyada benzeri yok

    İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Sanayi Odası (İSO) “Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı”na katıldı. İSO’nun Beyoğlu Odakule’deki merkez binasında, yaklaşık 300 sanayicinin katılımıyla gerçekleştirilen, “İstanbul'un Gelecek Vizyonunda Sanayimizin Yeri, Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlıklı toplantıda, İmamoğlu ve İSO Başkanı Erdal Bahçıvan birer konuşma yaptı.

    İmamoğlu: İstanbul’un dünyada benzeri yok

    İBB ve İSO arasında sağlanan iş birliği zemininin önemine dikkat çeken İmamoğlu, “İSO, aynı alanda iş yapan insanların bir araya gelip kurduğu bir meslek kuruluşu. Burada her ne kadar odağı, İstanbul’daki sanayicilerin istekleri, talepleri, sıkıntıları, çözümler, sorunlar gibi bir çemberin içine koysak da sonuçta aslında İstanbul’un paydaşısınız. İBB ise, istediğimiz ve arzu ettiğimiz yerel demokrasinin güçlendiği bir ortamda, çok daha iyi yerlere tırmanabilecek sorumluluk kapasitesinin bugünkü özeti bile, sizlere ait olan, yani İstanbul halkına ait olan her konuya muhatap, her konuda yetkisi olmasa bile, kanunen birçok kısıtlı olsa bile, her konuya muhatap ve o konuların takipçisi ve çözüme kavuşturma konusunda sorumlu olduğu alanlarda sorumluluklarını üstlenen bir kurum. Bu manada birbirinden uzak olmak, zaten düşünülemez, kabul de edilemez” şeklinde konuştu.

    “BİR GERÇEĞİN ALTINI ÇİZMEK LAZIM”

    “Ama bir gerçeğin altını çizmek lazım” diyen İmamoğlu, özetle şunları söyledi:

    “Türkiye’mizdeki atmosfer, kurumları bazen birbirinden uzaklaştırabiliyor. Bizim yoğun çabalarımıza rağmen, arzu ettiğimiz seviyeye ulaşamadığımızı dile getirmek isterim. Şunun da altını çizeyim: İSO, bu konuda gerçekten ilgili ve işin içinde olan, İstanbul’u ilgilendiren hususlara katkı sunma ve içinde olma gayretini gösteren kurumlarımızdan olduğu için de ben buradan teşekkür ederim hem Başkanına hem yönetimine hem üyelerine. Böyle de olmalı. Çünkü bu şehir hepimizin, bu ülke hepimizin. Ülkemizde hükümetler olabilir, yerel yönetimler olabilir, kişiler gelip geçicidir, kurumlar kalıcıdır. Hele hele devletimiz bakidir, ebedidir. Ezeli olduğu kadar ebedidir. O bakımdan ülkemiz, bayrağımız, devletimiz, milletimiz gibi kutsal kavramlar üzerinizden baktığımızda, geçici olan her unsurun, dönemlerinde sanki kalıcıymış gibi yarattığı atmosfere de aldanmamak lazım. Yani biz, ezelden gelip ebediyete doğru giden böylesi kutsal emanetlerin iyi yönetilmesi noktasında, iş birliğimizi en üst seviyede ortaya koyarak, sürdürülebilir bir ortamı var etme sorumluluğuna da sahibiz. Birçok konu konuşulabilir ülkemiz adına, şehrimiz adına. Ama esas olan; ışığımızın bilim olması, teknik, akıl, evrensel değerler, çalışmalar, ulusal bazda değerlerimiz ve maneviyatımız… Her şeyin içinde olduğu bir organizasyon ile doğru kararlar alma mekanizmalarını kurabilme becerisini ortaya koyduğunuzda, her türlü konuyu, sorunu aşabileceğimizi düşünüyorum.”

    “İSTANBUL DİYE BİR MARKANIN DÜNYADA BİR BENZERİ YOK”

    “Merkezi yönetim, uyguladığı rasyonel politikalar ile ekonomiyi de istikrarlı hale getirebilir, dış politikayı da istikrarlı hale getirebilir, İstanbul’la ilgili süreci de istikrarlı hale getirebilir. Ya da tersi olabilir. Bunun bu anlamda kıyaslanması veya analiz edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu konuların hiçbirisinde meseleyi görmezden gelmemiz mümkün değil. ‘Allah’ın nimeti İstanbul’ diye bir markanın dünyada bir benzeri yok. Dünyanın bana göre en önemli 5 markasından birisidir İstanbul. İsim olarak, bilinirlik olarak, yani herkesin zihnindeki yeri olarak baktığınızda, muazzam bir markanın sahibiyiz. O zaman ona dönük sorumluluğumuz o kadar büyük ki. O bakımdan biz, bütün bu meselelerin çözümünü, gerçekten iş birliği içerisinde çözeceğimizin farkında olan bir yönetimiz. Peki bu iş birliğinin temelinde ne var? İş birliğinin temelinde aslında demokrasi var, katılımcılık var, şeffaflık var. Yani meseleye öyle çok farklı bir terminoloji yüklemenin ya da yeniden bir buluşmuş gibi anlatmanın bir anlamı yok. Sizlere, bizlere, hepimize ait olan İstanbul’a dair her konuyu bir ortak masada tartışabilmek, ortak akılla sonuca taşıyabilmek, çözümleri bulabilmek kavramından bahsediyorum aslında.”

    MARMARA BÖLGESİ ELEŞTİRİSİ: “TÜRKİYE’NİN
    10’DA 1’İNDE, TÜRKİYE’NİN 3’TE 1’İNİ YAŞATIYORUZ”

    “Biz, İstanbul meselesinin özetini şöyle okuyoruz: İstanbul, yaklaşık 16 milyon. Resmi nüfusundan bahsediyorum. Tabii etkin nüfusu, farklı içeriklerle üst üste koyduğumuzda, bugün tüketilen su miktarından diğer verilere baktığımızda, 20 milyona yakın insanı barındıran bir şehirdeyiz. İstanbul, Marmara’nın bir parçası. Ve Marmara Bölgesi’ne baktığımızda da yaklaşık 26-27 milyon civarında resmi nüfusa sahip bir bölgeden bahsediyoruz. Ve bu bölge, aslında Türkiye’mizin neredeyse 10’da 1’i. Yani Türkiye’nin 10’da 1’inde, Türkiye’nin üç kişiden birisini yaşatıyoruz. Belki sanayisinin yüzde 50’sine yakınını barındırıyoruz. Gayrisafi milli hasılanın oranını siz daha iyi biliyorsunuz. Yüzde 55-60’lara kadar çıkabiliyor bu rakam. Veya ithalat-ihracatta ne kadar devasa bir orana geldiğini görebiliyoruz. Şimdi bu, gerçekten ülkemiz adına doğru bir gidişat değildir ne stratejik olarak ne jeopolitik olarak ne güvenlik açısından baktığınızda. Sıkıntıları büyük bir olaydır.”

    İmamoğlu ve Bahçıvan, konuşmaların ardından, İSO Meclis ve Meslek Komitesi üyelerinden gelen soruları yanıtlayıp, onlardan gelen talep, sorun ve çözüm önerilerini dinledi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir