Panik atağın kalp sıkışması, ruh daralması, göğüste sıkışma, çarpıntı, titreme, terleme belirtileri ile ortaya çıktığını ifade eden Gülenay, “Bu belirtileri yaşayan hastalar; ölüyorum, aklımı kaçırıyorum, kalp krizi geçiriyorum paniğine kapılarak, atağı beklemeye başlıyor. Hasta, acil servislere başvuruyor. Tetkikler temiz çıktığında, hastaya sakinleştirici yapılıyor ve stresten olduğu söyleniyor. Hastalar da soluğu psikologlar da alıyor” dedi.
GENELDE 20’Lİ YAŞLARDA GÖRÜLÜYOR
Hastalığın en çok 20’li yaşlarda görüldüğünü belirten Serem Gülenay, kadınlarda daha fazla seyrettiğini söyleyerek, “Bu duruma bazı ruhsal bozukluklar da eşlik ediyor. Anksiyete bozukluğu, fobiler, bağımlı kişilikler, ayrılma anksiyetesi, hastalık hastalığı gibi. Panik atak; sosyal izolasyon, ekonomik güçlükler ile iş gücü kaybına da sebep oluyor” diye konuştu.
‘İLAÇ VE PSİKOLOJİK DESTEKLE RAHATLAMA SAĞLANABİLİR’
Gülenay, panik atağın tedavi yollarına dikkat çekerek, “İlaç kullanmak, beyindeki kimyasalları düzenleyerek, kişiyi sakinleştirir. Kaygıları kontrol altına almada doğru bir yöntemdir. Ancak beraberinde psikolojik destek de almak gerekir. Kişiler panik bozukluk yaşarken, kalp çarpıntısı, titreme, terleme gibi ortaya çıkan belirtiler bir süre sonra tedavi edilmezse organlara da zarar verebilir. Bu yüzden psikiyatri ve psikologlardan mutlaka destek sağlanmalı” dedi.
PANİK BOZUKLUK YAŞAYANLARA TAVSİYELER
Hastalığın zannedildiği gibi öldüren, kalp krizine sebep olan bir rahatsızlık olmadığını ifade eden Gülenay, hastalara şu tavsiyelerde bulundu:
‘’Kişi yaşadığı problemleri kontrol edemiyorsa, söze dökmede problem yaşıyorsa, paylaşmıyorsa, kendine vakit ayıramıyor ve problemleri kendi içinde biriktiriyorsa, bir dönem sonra bunlar kronikleşir ve panik bozukluk ortaya çıkabilir. Kişi, problemlerini güvendiği kişilerle konuşabilmelidir. Ya da kendine ilgi alanları, hobiler, deşarj olduğu uğraşlar bulmalıdır. Bu şekilde stresle de baş edilebilir.’’
‘KAFANIZA GÖRE İLAÇ ALIP, BIRAKMAYIN, DOZUYLA OYNAMAYIN’
Gülenay, katılımcıların sorularını da yanıtladığı söyleşide psikiyatri hastalarına öneriyle ilaç almamalarını, kendi kafalarına göre ilaç dozuyla oynamamaları gerektiğini de söyledi.