TÜYAP Palas Otel’deki çalıştayda, eski Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın, Prof. Dr. Ruşen Keleş, Prof. Dr. Yusuf Erbay, Prof. Dr. Mahmut Güler, Prof. Dr. A. Menaf Turan, Prof. Dr. Semra Cerit Mazlum, Prof. Dr. Ebru Erdönmez, Prof. Dr. Fatih Terzi, Prof. Dr. Erbay Arıkboğa, Prof. Dr. Peyami Çelıkcan, Prof. Dr. Savaş Zafer Şahin, Prof. Dr. Kemal Görmez, Doç. Dr. Fatma Ayçim Türer, Doç. Dr. Murat Yaman, Doç. Dr. Hüseyin Onur Tezcan, Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, Dr. Murat Güney, Dr. Bilge Kağan Şakacı, Hidrobiyolog M. Levent Artüz, Dr. Gökçer Okumuş, Merkez Valisi Kayhan Kavas ve Afet Yönetim Uzmanı Özden Işık’ın söyleşileri olacak.
2 günde 5 oturum gerçekleşecek
CHP Milletvekilleri Özgür Karabat ve Turhan Aydoğan’ın katıldığı ilk günkü oturumların açılış konuşmalarını Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, Eski Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın ve Prof. Dr. Ruşen Keleş yaptı. Hızlı gelişen şehircilik, teknoloji ve çevresel koşullarda eğitim, ekonomi, kültür ve sosyal alanlarda 2050’nin Büyükçekmece’si için “2050 Büyükçekmece Vizyonu” çalıştayı başladı. Değerli konuşmacı ve katılımcılar eşliğinde gerçekleşen çalıştayda “Küresel İklim Değişikliği ve Çevre Politikaları”, ‘’Kamusal Mekan ve Kıyı Politikaları”, Kentsel Dönüşüm, Ulaşım ve Alt Yapı Politikaları, Toplumsal Kapsayıcılık ve Katılımcı Yönetim, Gençlerin Gözünde Büyükçekmece” konuları tartışılacak. 2 gün sürecek olan çalıştay, 5 oturumdan oluşuyor.
Karayalçın: “Doğru bir çalışmanın yapıldığını düşünüyorum”
Eski Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın, Çalıştayı son derece önemsediğini belirterek; “2050 Büyükçekmece’sinin durumu ile ilgili bir hayal kurmam söz konusu değil. Ben Büyükçekmeceli değilim. Önemli olan Büyükçekmecelilerin o ufku ortaya koymaları, geliştirmeleri. Ben bu çalışmayı son derecede önemsiyorum. Çalıştayın tasarımının çok doğru ve başarılı bir biçimde yapıldığı kanısındayım. Süre çok uzun. 30 yıl sonrasının, 29 yıl sonrasının ön görülmesini gerektiriyor. Dünyadaki gelişim, teknolojik gelişim yani bırakın 30 yıl sonrasını 10 yıl sonrasını, 5 yıl sonrasını rahat bir biçimde, planlayabileceğimiz bir biçimde görmeyi engellemekte. Dünyada yeni bir süreç var. Bütün dünya ülkeleri, dünya kentleri 2030 ve 2050 iklim değişikliği hedefleri doğrultusunda bir çalışma sürecinin içine girdiler. Ben bu bağlamda konunun bu biçimde ve bu zaman perspektifi çerçevesinde ele alınmasını doğru buluyorum. Bir de şöyle bir yanı var bu işin. İstanbul Büyükşehir Belediyesi 2050 yılına ilişkin iklim değişikliği politika önlemleri bağlamında taahhütlerde bulundu. 2050 yılında İstanbul kentinin karbon salınımının nötr diye adlandırılan bir konuma geleceği taahhüdünde bulundu. Yani büyük İstanbul’un, 16 milyon insanın yaşadığı bu büyük kentin 30 yıl, 29 yıl sonrası için böyle bir hedefi varken bence Büyükşehir’i oluşturan kentlerin de bu arada Büyükçekmece Belediyesi’nin de böyle bir zaman perspektifini ele alması doğru bir yaklaşımdı. O nedenle ‘’2050 Büyükçekmece’si nasıl olacak’’ bu görüşten hareketle yola çıkılarak tanımlanacağı için doğru bir çalışmanın yapıldığını düşünüyorum” diye konuştu.
Akgün: Toplumun her katmanı projenin içerisinde yer alacak
Çalıştaydan elde edilen bilimsel veriler ve Büyükçekmece halkının beklentileri doğrultusunda 6 aylık bir çalışma süreci başlatılacağını açıklayan Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün; “Haziran ayı sonu itibariyle 2050 Büyükçekmece Vizyonu belgesine ortaya koyarak paydaşlarımızla paylaşacağız. Bütün bu süre içerisinde toplumun her katmanı bu projenin içerisinde yer alacak. Bilim insanları katmanlardan aldığımız bilgi ve belgeleri yoğurarak onları bilimsel hale getirecek ve Büyükçekmece’nin çok iddialı olarak ortaya koymuş olduğu 2050 belgesini esasında sonuçlandıracaklardır. Dünya hızla değişiyor. Şehirlerin korunması geleceğin en azından kaba hatlarıyla ortaya konulması gelecek adına şehir için çok önem arz ediyor. Yoksa ormanlarınız da gider. Gölleriniz de gider. Yeşil alanlarınız da gider. Korunması ve bunların sürdürülebilir olması bakımından prensiplerin ortaya konulmasını ve bunun hem konulması hem de korunmasını sağlayacak bir çalışma silsilesidir bu 6, 7 aylık çalıştayımız. Neden 2050 dedik? Çünkü yeşil mutabakat planı gereğince Avrupa sera gazını 2050’ de sıfırlayacağını ortaya koymuştur. Yeşil Mutabakat Belgesi gereğince Avrupa 2050’de sera gazını sıfırlayacağı iddiasıyla ortaya çıkmıştır. Biz de 2050’yi bu nedenle belirledik. 2050 vizyonumuzu, 2050 ile ilgili geleceğimizi biraz daha Birleşmiş Milletlerin bugüne kadar iklim, küresel iklim değişikliği veyahut da iklim değişikliği ve hava kirliliği ile mücadeleyi öne çıkartan birçok belgeler imza ettik. Bu belgelere uyarak Avrupa’nın gittiği yolda şehirlerin daha yaşanabilir, korunabilir, sürdürülebilir ve bu hizmetlerin de şehrin bütün katmanlarıyla bu planların şehrin bütün katmanlarıyla olmasını hedefledik. Bu nedenle 2050 Büyükçekmece Vizyonu’nu 1 yıldan beri çalışarak başlattık ve ortaya koyduk” ifadesini kullandı.
Keleş: “Avrupa Konseyi’ndeki çalışmaların etkisi olduğunu düşünüyorum”
Prof. Dr. Ruşen Keleş, çalıştayı başka belediyelerde görmeye alışık olmadıkları önemli bir etkinlik olarak değerlendirdiğini belirterek şöyle konuştu: “Daha önce de buna benzer toplantılar yapılmıştır Büyükçekmece Belediyesi’nde. Bunu Belediye Başkanımız başta olduğu halde Büyükçekmece Belediyesi’nin olumlu bir belediyecilik anlayışı olarak değerlendiriyorum ben şahsen. Bunda Başkanın açılış konuşmasında söylediği gibi 20 yıldan daha uzun bir süre Avrupa Konseyi’ndeki çalışmalarının çok etkisi olduğunu düşünüyorum. Hem de Türkiye’deki deneyimlerinin. Ben de Avrupa Konseyi’nde 20 yıl kadar Yerel Yönetimler Özerklik Şartı İzleme Kurulu’nda Bilim İnsanı olarak görev yaptığım için yakından Sayın Başkanımızın oradaki başarıları hakkında bilgi sahibiyim. Tabii 2050 vizyonu gibi uzunca bir vadeyi içine alacak sürede neler yapılabilir? Bu konuların görüşülmesi elbette yararlıdır. 30 yıl sonrasının tahminindeki güçlükleri takdir edersiniz. 5, 10 yıl sonrasını görmekte zorluk çektiğimiz bir dünyada kolay değildir 30 yıl sonrasını tahmin edip ona göre adım atmak. Gidişat belli. İklim değişikliği olsun, katılımcılık olsun, sosyal belediyecilik olsun, gençlerin bu konulara ilgisi olsun. Programda çok önemli konular var. 30 yıl sonrasını görmenin teknik bakımdan kolay olmaması bu konuları gündeme alıp tartışmayalım anlamına gelmez.”