21 Kasım 2024
  • Yılmaz: Cumhuriyet Türk milletinin bağımsızlık onurudur

    Yılmaz: Cumhuriyet Türk milletinin bağımsızlık onurudur

    Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. kuruluş yıl dönümü, Silivri’de büyük bir coşkuyla kutlandı. İletişim Başkanlığınca kurulan dev ekrandan Türk Yıldızları Gösteri Uçuşu, Solo Türk Gösteri Uçuşu, Donanma Geçişi, 101 Pare Top atışı gösterileri sunuldu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hitapları yansıtıldı ve akabinde Cumhuriyet Yürüyüşü düzenledi. Saat 20.00’da Kaymakamlık binası yanındaki 19 Mayıs Meydanı’ndan başlayan yürüyüş, Silivri sahilindeki Atatürk Anıtı’na kadar devam etti. Ellerindeki Türk bayrakları ve meşalelerle, belediye bandosu eşliğinde yürüyen Silivrililer, marşlar söyleyerek Türk bayraklarını dalgalandırdı. Evlerinde bulunan vatandaşlar pencereleri ve balkonlarına çıkarak Cumhuriyet Yürüyüşüne destek oldu. Yürüyüşün ardından konser alanında saygı duruşu yapıldı ve İstiklal Marşı okundu. Cumhuriyet Yürüyüşüne; Silivri Kaymakamı Tolga Toğan, Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, belediye meclis üyeleri, siyasi parti temsilcileri, muhtarlar, oda ve dernek başkanları, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri ile binlerce Silivrili katıldı. Kutlamaların sahne programlarında Bey Dans Gençlik ve Spor Kulübünün Zeybek Dans Gösterisi izleyiciler tarafından büyük beğeni ve alkış topladı. Cumhuriyet coşkusunda konser programı saat 21.00’da sahne alan ünlü sanatçı Alişan ile devam etti. Ardından saat 22.00’da usta sanatçı Ahmet Şafak, sahne aldı. Birbirinden güzel şarkılarını etkinliğe katılan binlerce kişiyle birlikte seslendiren Ahmet Şafak, Silivri’den ilham alarak Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. kuruluş yılına özel bestelediği ‘Nice Yüzyıllara Türkiye Cumhuriyetim’ marşını ilk kez canlı performansla seslendirdi. Alişan ve Ahmet Şafak’ın şarkı ve marşlarına eşlik eden Silivriler, Cumhuriyet’i büyük bir coşkuyla kutladı.

    BAŞKAN YILMAZ: “CUMHURİYET, TÜRK MİLLETİNİN BAĞIMSIZLIK ONURUDUR”

    Konser alanında bir konuşma yapan Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, “Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu gün olan 29 Ekim 1923, şüphesiz binlerce yıllık şanlı tarihimizin en kudretli günlerinden biridir. Bugün, bu büyük günün 100. kuruluş yıl dönümünü gururla, coşkuyla ve ulusça kutluyoruz. Öncelikle başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tarihimiz boyunca ‘Bu toprakları vatan kılma arzusuyla’ toprağa düşen tüm şehitlerimizi, şanlı ecdadımızı ve her bir karışı şehit kanlarıyla sulanan bu toprakların, aziz milletimizin ebedi yurdu olduğunun en güçlü delili olan Türkiye Cumhuriyeti’mizin kuruluşunda, kan ve ter döken tüm kahramanlarımızı rahmet, minnet ve şükranla anarken önlerinde saygıyla eğiliyorum. Biz Türk milleti olarak, tarihte birçok büyük devlet kurmuş ve birçok büyük medeniyet oluşturmuş bir milletiz. Bu devletleri kurarken hiçbir zaman kuru bir hükümranlık anlayışıyla hareket eden bir yönetim kültürümüz olmamıştır. Her şeyden önce, kurmuş olduğumuz devletlerin hâkim olduğu topraklarda barışı, huzuru, kardeşliği, hoşgörüyü, adaleti ve inançlara saygıyı tesis ederek insanları rengine, mezhebine ve kültürüne göre ayırmadan hepsini kucaklayan bir medeniyet tasavvuru ile bunu yapmışız. İçimizde yaşattığımız bu değerler sayesinde Osmanlı İmparatorluğu 622 yıl hüküm sürmüş, 22 milyon kilometreye kadar ulaşan bir coğrafyaya hâkim olmuş, o coğrafyada insanlar barış, huzur, kardeşlik ve refah içerisinde yaşamışlardır. Osmanlı İmparatorluğu tarih sahnesinden çekilirken, Türk milletinin yükselişini hiçbir zaman hazmedemeyen emperyalist güçlerin zulmü karşısında millet olarak çok acılar çektik. Ordularımız terhis edildi ve silahlarına el konuldu. Ülkemizin dört bir tarafı, başkenti dâhil olmak üzere işgal edildi. Aziz milletimiz, yokluk ve imkânsızlıklar içinde bile umutsuzluğa kapılmadan, bulunduğu bu zor durumdan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, inanç ve kararlılıkla sürdürdüğü mücadeleyle Kurtuluş Savaşını zaferle neticelendirmiştir. Mandacı ve mütarekeci zihniyet 100 yıl önce mağlup edilmiş, teslimiyetçi ve tavizci emeller 100 yıl önce tarihin karanlığına savrulmuştur. Tarih boyunca devlet olmanın onuruna, millet olmanın haysiyetine sahip olmuş büyük Türk milleti, kaderinin, kardeşliğinin önüne geçmeye, geleceğini ve geçmişini karartmaya teşebbüs eden tüm planları ve tüm projeleri hezimete uğratmıştır. Türk kültürü ve Türk kahramanlığı bir mucizeye, imkânsız gibi görünen kutlu bir zafere imza atarak tasallut ve tahakkümün çemberini kırmıştır. Türk milleti dünyanın şaşkın bakışları altında, esaret zincirlerini parçalayarak, tuzakları bozarak, işgal ve işgalcileri vatan topraklarından söküp atarak Cumhuriyet fikrinde buluşmuştur. Cumhuriyetimiz; istiklali uğruna fedakârca çırpınan millet ruhunun görkemli bir mükâfatı ve milli iradenin muhteşem bir eseridir. İnsanlık tarihi, bir milletin sarsılmaz ortak iradesiyle kendi kaderini eliyle ve kanlarıyla yazdığına nadir şahit olmuştur. Bu anlamda Cumhuriyet, milletimizin tarih sahnesinde yeniden dirilişinin adı ve İstiklal mücadelemizin bize bıraktığı en önemli miraslardan birisidir. Cumhuriyet’in kuruluş ruhu aziz milletimizin tercih ve iradesine dayanmış, böylelikle milli arzu ve hedefler öne çıkmıştır. Bu itibarla Cumhuriyet fikren, zihnen, kalben, vicdanen ve esasen millet kararının, millet iradesinin milliyetçi çağrısıdır. Cumhuriyet, Türk milletinin bağımsızlık onurudur. Cumhuriyet, milletin üstünde hiçbir otorite veya makam tanımayan, temeli ve dayandığı esas milli egemenlik olan fazilet demektir” dedi.

    CUMHUR İLE CUMHURİYET AYRILMAMAK ÜZERE KUCAKLAŞMIŞTIR

    Konuşmasına devam eden Başkan Yılmaz, “Her karış toprağıyla bölünmez ve bütün olan Türkiye Cumhuriyeti; Edirne’den Kars’a, İzmir’den Hakkari’ye ve Sinop’tan Hatay’a kadar devlete vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin, her bir insanımızın ortak iradesi, ortak sevdası ve ortak değeridir. Tarihimizin en kapsamlı çağdaşlaşma hamlesi olan Cumhuriyetimizin ilanı, insanımızın ufkunu genişletmiş; fikri hür, vicdanı hür nesillerin yetişmesini sağlamıştır. 
Cumhuriyetin ilanıyla kurulan, köklü bir tarihin ve yüce bir davanın mirasçısı olan devletimiz, kurulduğu günden bu yana, büyümüş ve dünyanın en dikkate şayan devletleri arasında yerini almıştır. Cumhuriyet’in yüzüncü yılında Türkiye’nin yükseliş çabası her tür engellemeye rağmen kararlılıkla devam etmektedir. Bugün, Cumhur ile Cumhuriyet ayrılmamak üzere kucaklaşmıştır. Geçmiş ile gelecek, ülke ile ülkü, tarih ile coğrafya, akıl ile duygu, duruş ile yükseliş birleşmiş, bütünleşmiş ve kenetlenmiştir. Başkalarının ağzına bakan değil baktıran, onun bunun kirli senaryolarına boyun eğen değil gerekirse boyun eğdiren, yeri gelirse kafa tutan bir kudret sivrilmiş ve bir kuvvet serpilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin mesut, muvaffak, muzaffer, muasır ve daha müreffeh olmasının önünde hiçbir pürüz kalmamıştır. Cumhuriyet, bizlere korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması için bırakılmış bir emanettir. Emanetimize sahip çıkmanın en güzel yolu ise çalışmak, çalışmak ve daha çok çalışmaktır. Çünkü Ulu Önder Atatürk’ün dediği gibi; ‘Yalnız tek bir şeye ihtiyacımız vardır, çalışkan olmak. Servet ve onun tabii neticesi refah ve saadet, yalnız ve ancak çalışkanların hakkıdır’ Yine Atatürk’ün ‘Yaptıklarımızı asla kâfi göremeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz’ sözlerini kendimize ilke edinerek; eğitim, bilim, teknoloji, kültür ve sanatta ilerlemek için, Cumhuriyetimizin sarsılmaz değerleri ışığında var gücümüzle çalışmak hepimizin görevidir. Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıl dönümünü kutladığımız bugün birlik ve beraberliğimizi korumaya ve millî dayanışmaya ihtiyacımız var. Geçmişimizden aldığımız güçle daha çok çalışarak, geleceğe büyük umutlar ve emin adımlarla yürümeliyiz. Tarihi yapan, tarihi yazan, tarihe kahramanlıklarıyla, ilmi ve irfanıyla istikamet çizen Türk milletine Cumhuriyet’in yeni yüzyılına mühür vurmak yakışacaktır. Cumhuriyet’in yüzüncü ve devamında başlayacak yeni yüzyılı sıradan bir takvim değişikliği değildir. İçinde bulunduğumuz zaman dilimi, ülkemiz ve milletimizle birlikte beşeriyeti, Türk-İslam alemini ve dünyanın tamamını yakından ilgilendiren tarihi bir kavşak noktasına işaret etmektedir. Zira beşeriyet sahnesinin ışıkları artık Türk milletini aydınlatmaktadır. Bu yüzden Cumhuriyet’in yeni yüzyılı Türkiye Yüzyılının doğumu ve doğruluşudur. Bugün İstiklal, istikbal, huzur ve şefkat yüzyılımızın kapısı ardına kadar aralanmıştır. Türkiye Yüzyılı, Türk yüzyılıdır ve Türk tarihinin yüz akıdır. Türkiye Yüzyılı, Türk milletinin yeni bir zafer atılımıdır. Zaman Türkiye zamanıdır ve yüzyıl Türk ve Türkiye yüzyılıdır. Bu hedeflere varmak için hepimizin üzerine düşen görevler ve ödevler olacaktır. Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz olarak ödev ve görevlerimin farkında ve bilincindeyim. Ve bunları yerine getirirken bu makamda olmamı sağlayan Cumhuriyete, Atatürk Cumhuriyetine layık olacağıma dair size söz veriyorum. Söz ve yemin olsun! Son olarak cennet vatanımıza, Cumhuriyetimize yan gözle bakanlara, bu ülke, bu millet, bu devlet ve bu Cumhuriyet üzerinde hesap yapan işgalcilere ve onların yerli işbirlikçilerine Silivri’den sesleniyorum. Bu vatan ve bu millet sahipsiz değildir. Bu devlet, bu Cumhuriyet kimsesiz değildir. Bu vatanın, milletin, devletin ve Cumhuriyetin kimsesi de sahibi de büyük Türk Milletidir. Bu böyle biline! Sözlerimi Büyük Atatürk’ün sözleriyle sonlandırıyorum. “Bugün en büyük bayramdır, kutlu olsun!” diye konuştu.

     

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir