Sefaköy Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen ve moderatörlüğünü Gazeteci -Yazar Ferhat Ünlü’nün yaptığı söyleşiye Küçükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Kuzugüden’de katıldı.
KARARSIZ SEÇMEN KARARINI NEYE GÖRE VERECEK?
Ferhat Ünlü, Türk milletinin referandumda sandığa giderken göz önüne alacağı siyasi sebepleri şöyle sıraladı:
“Seçmeni ekonomik istikrar çok etkiliyor ancak şimdilerde dış ilişkiler de seçmeni etkiliyor. Erdoğan’ın şahsında Türkiye’nin, Avrupa Birliği, Almanya, Hollanda ve Amerika ile olan mücadelesinin bu referandum sürecinde sandığa giderken belirleyici olacağını düşünüyorum. Avrupa’nın milli yerli hisleri kabartan dışlayıcı tavrının ve gözümüzün önünde yaşanan 15 Temmuz Türkiye Cumhuriyeti’nin en kanlı darbe girişiminin kontrollü darbe, tatbikat ve tiyatro söylemleriyle gündeme getirilmesinin kararsızları evet’e yönlendirdiğini düşünmekteyim. Hayır da evet de milletin tercihidir ve milletimiz sandığa giderken bu siyasi sebepleri göz önüne alacaktır.”
“BATI, KENDİNE GÖRE YOL HARİTASINI ÇİZDİ”
15 Temmuz’u diğer darbe hareketlerinden ayıran temel özelliğin bir işgal hareketi olduğunu söyleyen Nevzat Çiçek ise Türkiye’de oynanan tüm oyunların sebebinin Batı uygarlığının İslam coğrafyasını şekillendirirken, çizdiği yol haritasıyla bağlantılı olduğunu söyledi. Çiçek süreci şöyle anlattı:
“Batı uygarlığı İslam coğrafyasını şekillendirirken bir yol haritası çizdi. Ben İslam coğrafyasına direk müdahalede bulunursam, oradan bana karşı örgütler çıkar ve bana karşıtlık yükselir diye düşünerek, bu stratejiyi değiştirdiler. Kendi tarihleri içerisinde mezhep savaşları yüzünden (Katolik- Ortodoks) sayısız kişi ölmüş, kan dökülmüştür ve bu onların tarihi bir gerçeğidir. Batı o kavgadan sonra seküler bir dinde mutabakata vardı. Bunu İslam coğrafyasına da uygulamaya başladılar. Demokratik İslam diye yeni bir İslam anlayışının İslam coğrafyasında şekillenmesi gerektiğini anlattılar. Biz Türkiye’de ilk kez, demokratik İslam’ı Demokratik Toplum Kongresi’nin İslam çalışmalarında duyduk. Diğeri de 1982 yılındaki İsrail Milli Güvenlik Konsept Raporu’dur. Bu raporun ve demokratik İslam’ın benzeşme noktası seküler bir dinin icat edilmesi gerektiğidir. Seküler İslam gelirse, yöneticiler devşirileceği için, milli olamayacağı için, İslam’ın içinden cihat alındığı için, antiemperyalist özelliği kaldırıldığı için o ülkede kolay bir şekilde ele geçirilmiş olacaktı. Buna örnek; Sisi’dir…”
“SEKÜLER İSLAM’I YAYARAK, KONTROLÜ ELE GEÇİRMEYE ÇALIŞIYORLAR”
Nevzat Çiçek, Batı’nın seküler İslam’ı yayma noktasında çatışma ortamı oluşturduğunu söylediği konuşmasında, FETÖ olaylarının ve terör gruplarının da bunun bir parçası olduğuna dikkat çekti:
“Irak’ın 3’e bölüneceğini, Suriye’nin 4’e bölüneceğini ve iki tane Sünni devlet oluşacağını, Lübnan’ın 5’e bölüneceğini 1982 İsrail raporundan öğreniyoruz. Bugün coğrafyamızda gelişen bütün olayların altyapısının orda hazırlandığını görüyoruz. Batı; seküler İslam’ı yayma noktasında çatışma ortamı oluşturup ülkeleri kontrol altında tutarız, diyor. Fetö , Türkiye’de ki örgütsel yapılar, terör grupları bunun bir parçasıdır. Batı; ‘İslam coğrafyasını dört temel çatışma noktası üzerine şekillendirebilirsem ben istediğimi elde ederim. İstediğim milli olmayan yönetimi iş başına getirebilirim. Ekonomiyi kontrol edebilirim. Savunma sanayini yerle bir ederim. İstihbarat örgütlerine tamamıyla sızabilirim. İslam’ın içini de boşaltabilirim’ diyor. Bu anlamda, tüm İslam coğrafyasında mezhebe karşı mezhep, ılımlı İslam’a karşı radikal İslam, coğrafyaya karşı coğrafya, ırka karşı ırk savaşları geliştirildi. İslam coğrafyasının hiçbir bölgesinde bu dört çatışma alanı dışında bir çatışma bulamıyoruz. Bugün ülkemizde de bu çatışmaları çok net görüyoruz.”
Katılımcıların sorularını da yanıtlayan konuklara, söyleşi sonunda Küçükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Kuzugüden çiçek takdim etti.