Soğuk ve yağışlı havaya rağmen yoğun katılımın olduğu açılışta, sırasıyla; Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, İmamoğlu ve Özel birer konuşma yaptı.
ÖZEL: “EKREM İMAMOĞLU’NUN ÖNEMLİ ŞEHİRCİLİK VİZYONU VAR”
CHP Genel Başkanı sıfatıyla ilk kez bir açılış törenine katıldığını belirten Özel, özetle şunları söyledi:
“O kadar gönlüme göre oldu ki. Açacağımız yer, bir kere bir emanet. Atatürk’ten emanet. Adında Atatürk var. Açacağımız yer, öyle beton değil. Bir fidanlık. Açacağımız yerin içinde bir okul var. Atatürk’ün o büyük, yüzyıl önceki vizyonunu devam ettirerek, yine bir bahçıvan. okulu var. İçinde bir kreş var. Cumhuriyet Halk Partisi’nin kadının sosyal hayata, çalışma hayatına katılması için, ayrıca çocuğun erken yaşta eğitimi için olmazsa olmaz gördüğü, çok çağdaş bir hizmet var. Meslek edindirmeye yönelik, İstanbul Büyükşehir’in gurur duyduğumuz bir hizmet alanının, burada da bir boyutla bir şubesi var. Geri kazanılmış bir yer var doğa için. Geri kazanılmış binalar, geri kazanılmış hizmet alanları var. Ve uzun yıllar süren bir mücadelenin sonunda, -biraz önce Sarıyer Belediye Başkanımız içeride anlattı- ‘Buraya bir şeyler yapalım. Gelin size de yeni belediye binası yapalım. Biz de burayı imara açalım. Rıza gösterin’ deyip, uzun süre belediye meclis üyelerimizin, Başkanımızın, örgütümüzün burada gösterdiği bir direnç var. Ve o yüzyıl önceki büyük vizyonu takip edip, burayı kente kazandırıp, burayı yeniden fidanlık yapan, biraz önce saydığım tüm alanları kente kazandıran Ekrem İmamoğlu’nun önemli şehircilik vizyonu var. Hepsini tebrik ediyorum, yürekten alkışlıyorum.”
“CHP’Lİ BELEDİYE BAŞKANLARINA OY VERENLER,
VERDİKLERİ OYUN KARŞILIĞINI BETON OLARAK
DEĞİL; AĞAÇ VE OKSİJEN OLARAK GERİYE ALDILAR”
“81 il başkanının bir açılışa katıldığı da herhalde daha önce olmadı. Bu açıdan il başkanlarım için de anlamlı. Onlar, gittikleri her yerde, Cumhuriyet Halk Partisi belediyeciliğini anlatmaya ve bunun kendi illerine, kendi ilçelerine, kendi beldelerine de taşınmasına katkı sağlamaya gayret gösteriyorlar. Önümüzde yerel seçimler var. Bu yerel seçimlerde şöyle bir hissiyatın hakim olacağını görüyorum. Umuyorum ve bundan heyecanlanıyorum. Daha önce bize oy verenler, Ekrem Başkan’a oy verenler, İstanbul’daki 14 ilçe belediye başkanımıza oy verenler, Türkiye’deki 247 belde, ilçe, il belediye başkanımıza, Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanlarına oy verenler şu hissiyatta buluncaklar: ‘Yine vereyim. İyi ki vermişim ki, mesela bu alana villa yapmadılar, AVM yapmadılar, fidanlık yaptılar. Helali hoş olsun’ diyecekler. 180 bin metrekare yeşil alan, 250 bin metrekarelik bir alanı, kamunun üstün yararlanımına burada sunuyoruz. Peki Türkiye’de ne oldu? 247 belediye başkanımız, seçildikleri günden bugüne kadar, son dönemlerinde 4 bin 206 tane park açtılar. Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanlarına oy verenler, verdikleri oyun karşılığını, beton olarak, kötü yapılaşma olarak, çarpık yapılaşma olarak değil, 4 bin 100’ün üzerinde park olarak, ağaç olarak, oksijen olarak geriye aldılar. Belediye başkanlarımızın onlara teşekkürü böyle oldu. Tüm engellemelere rağmen çok önemli işler yaptılar. Yapmaya devam edecekler.”
İMAMOĞLU: “BUGÜN, SADECE BİR AÇILIŞ YAPMIYORUZ…”
“Bugün, sadece bir açılış yapmıyoruz” diyen İmamoğlu da “Bugün aslında, bir yerel yönetim derinliğimizin ve felsefemizin, sosyal demokrat belediyeciliğin mesajını veriyoruz. İstanbul olarak yaptığımız her hizmetin içerisinde, bence bunları bulabilirsiniz. Tarihine sahip çıkmak ve geleceğe bir vizyon koymak, geçmişin değerlerine sahip çıkmak, bugünün ihtiyaçlarını karşılamak kadar, geleceği de düşünerek hareket etmek… Bugün Cumhuriyet’i ve Atatürk’ü derinden anlayıp, hissedebileceğimiz özel mekanlardan birisindeyiz: Büyükdere Fidanlığı. Bu topraklara sevgiyle ve özenle, akılla, bilimle sahip çıkmanın en güzel örneklerinden birisinin mekanındayız. Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarına damga vurmuş o güçlü umudun, o azim ve gayretin simgelerinden birisidir Büyükdere’deki bu fidanlık. Cumhuriyetle birlikte başlattığımız topyekün kalkınma seferberliğinin özetidir bu fidanlık. Atatürk’ün emriyle 1928 yılında kurulan Büyükdere Fidanlığı, Türkiye’nin ilk meyve bahçesi ve fidanlığı olma niteliği de taşıyor. Bu fidanlık, İstanbul’un ağaçlandırma çalışmalarına büyük katkılar sunuyor o dönemde. Yurt içinden ve yurt dışından getirilen meyve türleri üzerinde, burada ıslah çalışmaları yapılıyor ve üretilen meyve fidanları halka dağıtılıyor. Daha sonra 1936 yılında, Meyve Bahçıvanı Yetiştirme Yurdu burada açılıyor” bilgilerini paylaştı.
“FİDANLIK ÇOCUKLARI”NI ALKIŞLATTI
Atatürk’ün o dönemde konusunda uzman isimleri yurt dışından Türkiye’ye davet ettiğini aktaran İmamoğlu, “Anadolu’nun dört bir yanından gelmiş çocuklar, bu yatılı bahçıvanlık okulunda bir meslek öğrenmekle de kalmıyorlar. Burada yeni bir ülke kurmayı ve ona sahip çıkmayı da öğreniyorlar. Ve onların adı ‘fidanlık çocukları’ oluyor” dedi. Açılış törenine katılanlar arasında ‘fidanlık çocukları’ olarak nitelenen, dönemin Bahçıvanlık Okulu mezunlarının da bulunduğunu kaydeden İmamoğlu, “Onlar, bize yüce Atatürk’ün emanetleridir. Kaç kuşak geçerse geçsin, onlar hep fidanlık çocukları olarak, bu milletin gönlündeki o saygın yerini koruyacaklar. Kıymetli büyüklerim, çok kıymetli fidanlık çocukları; varlığınızla bizleri onurlandırdınız. Hepinize teşekkür ediyorum. Aramızda bulunan fidanlık çocuklarını alkışlamanızı istiyorum. Hizmetleriniz için de şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.
“BÜYÜKDERE FİDANLIĞI, BİR ATATÜRK VE CUMHURİYET PROJESİDİR”
“Büyükdere Fidanlığı, kelimenin tam anlamıyla bir Atatürk ve Cumhuriyet projesidir” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
“Cumhuriyetimizin değerlerine, kazanımlarına niçin tam bir süreklilik içinde sahip çıkamıyoruz? Büyüklere Fidanlığı ve Bahçıvanlık Okulu gibi tarihsel değerleri tahrip eden, yok sayan o zihniyete niçin izin veriyoruz? Her yüz yılda bir, Cumhuriyetin kurumlarını yeni baştan mı açmak geliştirmek ve geleceğe taşımak zorundayız? Bunlar, cesaretle ve samimiyetle hep birlikte yüzleşmek zorunda olduğumuz sorulardır. Bu Cumhuriyete ve büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e sevgiyle, saygıyla bağlı herkes, görev ve sorumluluklarını bilmek ve ona göre davranmak mecburiyetindedir. Cumhuriyetin değerlerini, kazanımlarını koruyup geliştirmek, bu ülkeyi daha ileriye taşımak, lafla değil, iş ve icraatla mümkündür. Polemik ve kutuplaştırma siyasetiyle asla değil, ortak akıl ve ortak menfaatlere odaklanmış çözüm hedefli, bütünleştirici, güçlü karakterli bir siyasetle mümkündür. Biz, 4,5 yıldır İstanbul’da tam da bu anlayışla çalışıyoruz. Ve gayretle çalışmaya da devam edeceğiz. İstanbul’un kadim tarihine, doğasına, kültürüne, maddi-manevi tüm mirasına özenle sahip çıkıyoruz. Bu şehrin bütün değer ve güzelliklerini, bütün maddi kaynaklarını 16 milyon İstanbulluya adil paylaştırma kararlılığıyla çalışıyoruz. Aslında çok farklı, çok yeni bir şey yapmıyoruz. Elbette ki dünyayı yeniden keşfetmiyoruz. Cumhuriyet bize ne öğrettiyse, Atatürk bize ne öğrettiyse, tam da onun başöğretmenliğine layık öğrenciler olarak onları yapıyoruz.”
“BAŞÖĞRETMEN ATATÜRK’ÜN İYİ BİR
ÖĞRENCİSİ OLMA KONUSUNDA KARARLIYIZ”
Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün kendilerine hala öğretmeye devam ettiğine vurgu yapan İmamoğlu, “Onun iyi bir öğrencisi olma konusunda da kararlıyız. Aynen, bize ne öğütlediyse, onu yapıyoruz ve çok iyi yapma konusunda da kararlıyız. En iyisini, en doğrusunu yapmak konusunda kararlıyız. Bunu yaparken, Cumhuriyetimizi ve Atatürk’ün büyük vizyonunu da yüzüncü yılından itibaren, iddiayla söylüyorum ki, ihya ediyoruz. Cumhuriyetin bir medeniyet projesi olduğu kadar, bir tabiat-insan ilişkisi olduğunu da biliyoruz. Aynı zamanda tabiat-insan uyumu projesi olduğunu da biliyoruz. Tam da bugün, dünya ekseninde iklim değişikliğinin yoğun bir şekilde tartışıldığı bir ortamda; demokrasinin, Cumhuriyetin iklim değişikliği mücadelesinde nasıl bir güçlü zemin oluşturduğunu da buradan ispat ediyoruz. Bu yönüyle sizlerle birlikte yaptığımız ve inşallah Allah’ın izniyle uzun yıllar boyu da yapmaya kararlı olduğumuz İstanbul mücadelemizde hepimize başarılar diliyorum. Bu kadar çok boyutlu, çok değerli bir projenin gerçekleşmesinde emeği geçen tüm arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum” dedi.
BÜYÜKDERE FİDANLIĞI’NIN HİKAYESİ
Atatürk’ün isteği ile 1928 yılında kurulan Büyükdere Fidanlığı ve 1936’da açılan Bahçıvanlık Okulu, 1997 yılına kadar faaliyetlerini sürdürdü. Faaliyetleri duran okul yapıları ve fidanlık alan, yıllar içinde büyük tahribatlara uğradı ve kullanılamayan bir vaziyete büründü. 2013 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi mülkiyetine geçen alan; 2022 yılında bahçıvanlık okulu işlevinin yanı sıra farklı fonksiyonlar da eklenerek projelendirildi. 180.000 metrekare alanda tasarlanmış proje kapsamında, Büyükdere Fidanlığı’nın tarihi değerlerini koruyan, kentsel üretim fonksiyonlarının da içinde bulunduğu yeni yeşil alan kazandıran bir tasarım geliştirildi. Söz konusu amaçlar doğrultusunda; eğitim, AR-GE, rekreasyon ve üretim alanlarında hizmet verebilecek yapıların oluşturulması hedeflendi. Bu yapılar sayesinde, Ata yadigarı korundu.
Proje içeriğinde şu birimler yer alıyor:
● Bahçıvanlık Okulu
● Doğa Bilimleri Kütüphanesi
● Yuvam İstanbul Eğitim Kampüsü
● İSMEK Eğitim Binası
● Tohum Merkezi
● İstanbul Vakfı Binası
● Kafeterya, restoran
● Çocuk oyun alanı
● Etkinlik alanı
● Kaykay pisti
● Basketbol sahası
● Bisiklet-yaya yolları
● Otopark