İmamoğlu, ”Rakibiniz İstanbul’da büyük mitingler düzenliyor. Siz de düzenleyecek misiniz?” sorusuna, ”Biz, büyük mitingimizi 1 Nisan’da yapacağız. Hem de 16 milyon insanla. Hiç kimsenin erişemeyeceği sayıyla. Hiç kimse dışında kalmayacak, hiçbir sayıyla da ölçülemeyecek bir miting olacak. Biz, bütün İstanbul’u 1 Nisan’daki mitinge davet ediyoruz” yanıtını verdi. İaamoğlu, Ardından gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul mitingleriyle ilgili soruyu şu şekilde yanıtladı: ”O mitinglerden ne anlıyorlar, bilmiyorum. İhtiyacı var herhalde. Bazıları için mitingin şöyle bir tanımı olabilir İstanbul için. İETT otobüsleriyle toplanan insanların bir araya geldiği toplantılara herhalde miting deniyor. Bizim, İETT otobüsleriyle gelen otobüsle gelen kalabalığımız yok. Nasıl geldiklerini de bilmiyorum. Samimi buluşmalar bu. Cumhurbaşkanı, ihtiyaç duyuyor olabilir. Bizim toplantılarımıza da katılsa. İnsan, Cumhurbaşkanından öyle bir şey bekliyor mesela. Keşke her adaya eşit gözle bakabilse. Keşke her adayı dinlese. Gönül, ülkemizin herkes sustuğunda dinleyebileceği bir ses arıyor. Şu anda, insanlığın Türkiye’de dinleyebileceği bir ses yok. Ortak ses yok. Niye birisi ortak ses olmasın. İşte Cumhurbaşkanlığı bana öyle geliyor. Muhtarlık, belediye başkanlığı bana öyle bir imaj veriyor. Onun için benim mitingim 16 milyonla olacak 1 Nisan’da.”
CHP İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) başkan adayı Ekrem İmamoğlu, 31 Mart yerel seçim turu çalışmalarına, bugün, Bayrampaşa’da başladı. İmamoğlu’na, CHP Bayrampaşa Belediye başkan adayı Remzi Albayrak de eşlik etti. Cevatpaşa Mahallesi’nden seçim otobüsüyle yola çıkan İmamoğlu, Yıldırım Mahallesi’nde indi ve ilk olarak mahalle muhtarı Adnan Liçina’yı ziyaret etti. İmamoğlu’nu muhtarlık önünde, dersleri kapsamında Liçina’yı ziyarete gelen Bayrampaşa İlkokulu 3-B sınıfı öğrencileri karşıladı. Öğrencilerle bir süre sohbet eden İmamoğlu, onlar aracılığıyla ailelerine selam yolladı. İmamoğlu’nun ziyaret ettiği Muhtar Liçina, ”Bu kadar mı insanlarla güzel diyalog kurulur” diyerek CHP adayına iltifat etti. İmamoğlu da Liçina’ya teşekkür ederek, ”Sorunları, muhtarlarımızla birlikte çözeceğiz. Siyaseti işin içine sokmayacağız. İnsana hizmet edeceğiz” dedi.
Çocuklar ”kapalı park” istedi
İmamoğlu, daha sonra, kalabalık bir vatandaş topluluğu eşliğinde esnaf ziyaretlerini gerçekleştirdi. İmamoğlu, yol boyu kendisine eşlik eden vatandaşları fotoğraf çektirme isteklerini kırmadı. Çok sayıda yurttaş da evlerinin pencerelerinden ve balkonlarından İmamoğlu’na el sallayarak, destek verdi. Yolda İmamoğlu’na rastlayan, Eylül ve Ege isimli 2 çocuk, ”Benden istediğiniz bir şey var mı” diyen CHP adayına, ”Kapalı park” yanıtını verdi. Çocukların taleplerinin kendileri için yol gösterici olduğunu vurgulayan İmamoğlu, ”Plastik park ekipmanlarını Beylikdüzü’nde kaldırmaya başladık. Doğal ve yeşil parklar üretmek için çalışıyoruz. Yaşam Vadisi’ni de çocukaların isteklerine göre şekillendirdik. Doğal, yeşil parklarda rahatça oynayıp, koşup, yuvarlanacaklar” dedi.
”Bizde şah da mat yok, vatandaşla beraber yöneteceğiz”
İmamoğlu’na, ziyaret ettiği berberde İsmail Yiğit adındaki bir vatandaş, seçim güvenliğiyle ilgili kaygılarını dile getirip, el boyama uygulamasına geri dönülmesi taraftarı olduğunu bildirdi. İmamoğlu, Yiğit’e, ”Yaşadığımız bu teknoloji çağında keşke bu kaygılarınızı giderecek yöntemler geliştirilebilse. Buna ihtiyaç duymak bile sıkıntılı bir durum. Size tavsiyem, sandıklarda vakit geçirin. Parti üyesi olmanıza gerek yok. Kendi oyunuza sahip çıkın yeter. Kim sandığa ne attıysa, o çıksın” yanıtını verdi. Bayrampaşa seçim turunun en ilginç anlarından biri, İmamoğlu’nun girdiği bir kahvehanede yaşandı. Recep Albayrak ve Bahtiyar Bilir adlı 2 vatandaşın satranç oynadığını gören İmamoğlu, yanlarına oturarak maçı izledi. İmamoğlu, Bilir’in, ”Beni öğrenci gibi görseler de hepsini yeniyorum” demesi üzerine, vatandaşa, ”Bazen ‘Emekli etmek gerekir’ diyorsun yani. Biz de rakiplerimizi şah mat edeceğiz 31 Mart’ta” şeklinde espri yaptı. Bilir’in yenildiğini gören İmamoğlu’nun, ”Senin göz yaşlarına dayanamam, ben gidiyorum” demesi gülüşmelere neden oldu. İmamoğlu, bu sırada bir gazetecinin, ”İstanbul’u şah mı vezir mi yönetiyor? Siz seçilirseniz hangisi yönetecek” sorusunu ise, ”Bizde şah da mat yok. Piyonlar yönetecek. Vatandaşla beraber yöneteceğiz” şeklinde yanıt verdi.
”Bizim mitinglerimize insanlar kendiliğinden geliyor”
İmamoğlu, ziyaret ettiği başka bir kahvehanede de gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. İmamoğlu, ”Rakibiniz İstanbul’da büyük mitingler düzenliyor. Siz de düzenleyecek misiniz?” sorusuna, ”Aslında her şey o kadar iyi gidiyor ki. Her gün bir ilçedeyiz. Kendiliğinden insanlar geliyor ve on binlerce insanla buluşuyoruz zaten. Bu buluşmalar çok güzel, çok nitelikli, organik, içten, samimi. Biz, büyük mitingimizi 1 Nisan’da yapacağız. Hem de 16 milyon insanla. Hiç kimsenin erişemeyeceği sayıyla. Hiç kimse dışında kalmayacak, hiçbir sayıyla da ölçülemeyecek bir miting olacak. Biz, bütün İstanbul’u 1 Nisan’daki mitinge davet ediyoruz” yanıtını verdi. İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul mitingleriyle ilgili soruyu da şu şekilde yanıtları verdi:
” Gelen kalabalığa inanın ben de şaşıyorum”
Biz buluşuyoruz. O mitingden ne anlıyorlar, bilmiyorum. İhtiyacı var herhalde. Hepiniz şahitsiniz. Bir yere ya arabamla ya da otobüsümle geliyorum. Orada beni bekleyen hemşehrilerime sesleniyorum. Bazen gelen kalabalığa inanın ben de şaşıyorum. Bir mahalle arasında yapıyoruz. Mahalle arasında 10 bin kişi niye olsun mesela diyorum kendi kendime. Müthiş bir şey. Bazıları için mitingin şöyle bir tanımı olabilir İstanbul için. İETT otobüsleriyle toplanan insanların bir araya geldiği toplantılara herhalde miting deniyor. Bizim, İETT otobüsleriyle gelen otobüsle gelen kalabalığımız yok. Nasıl geldiklerini de bilmiyorum. Samimi buluşmalar bu. Cumhurbaşkanı, ihtiyaç duyuyor olabilir. Bizim toplantılarımıza da katılsa. İnsan, Cumhurbaşkanından öyle bir şey bekliyor mesela. Keşke her adaya eşit gözle bakabilse. Keşke her adayı dinlese. Partili Cumhurbaşkanı ama hala zihinleri oturmadı, garip bir durum yani. Cumhurbaşkanı’ndan insan tarafsızlık bekliyor. Ben, ruhumda taraf olamıyorum mesela belediye başkanlığı makamında olduğum sürece. Ben de partili bir belediye başkanıyım, benim de partim var. Ben, belediye başkanlığım süresince öyle bir dil kullanamıyorum, kullanamam da. İmtina ediyorum.
”Ben olsam kendi resmimi o kadar görmek istemem”
– Bir de her duvarda resim var İstanbul’da. Ben olsam, kendi resmimi o kadar görmek istemem. Tavsiye ediyorum, azaltsınlar. Kendileri lehine. Benim lehime düşünüyorlarsa, istedikleri kadar yapsınlar. Hiçbir mahsuru yok. Benim tavsiyem, azaltsınlar. Çünkü hiç sempatik ve hoş görünmüyor. Herhalde 50’de 1 kadar panomuz İstanbul’da, onunla bile uğraşıyorlar. Üzülüyorum. Biz de bir miktar kendimizi anlatma çabasındayız. Gönül, ülkemizin herkes sustuğunda dinleyebileceği bir ses arıyor. Şu anda, insanlığın Türkiye’de dinleyebileceği bir ses yok. Ortak ses yok. Niye birisi ortak ses olmasın. İşte Cumhurbaşkanlığı bana öyle geliyor. Muhtarlık, belediye başkanlığı bana öyle bir imaj veriyor. Onun için benim mitingim 16 milyonla olacak 1 Nisan’da.
Bu sırada bir vatandaş, ”Başkanım, İstanbul’un ve Türkiye’nin size ihtiyacı var. Söyleminizle, dilinizle. Çok gerildik. Esenler’den duydum geldim, kendi imkanlarımla” sözlerine de ”Toparlanacaksak, İstanbul’dan toparlanmaya başlayacağız. Söylediğim her şey 1 Nisan’dan itibaren geçerli” yanıtını verdi.