23 July 2025
  • TÜRKİYE ADIM ADIM HİPERSONİK TEKNOLOJİYE İLERLİYOR

    TÜRKİYE ADIM ADIM HİPERSONİK TEKNOLOJİYE İLERLİYOR

    IDEF 2025 kapsamında önemli bir isim olan jeostratejist Esen Ermiş Ertürk ile fuar alanında gerçekleştirdiğimiz söyleşide, Türkiye’nin savunma sanayiindeki sıçrama başlıklarını, hipersonik teknolojiye geçişin jeopolitik anlamını ve millî güvenlik vizyonunun önümüzdeki yıllardaki yönelimini ele aldık.

    “IDEF 2025’te sergilenen sistemler, Türk savunma sanayiinin yalnızca teknolojik değil; aynı zamanda stratejik ve siyasal bir eşiği de aştığını ortaya koymuştur” diyen Esen Ermiş Ertürk, Türkiye’nin artık sadece bölgesel güvenliğin bir parçası değil, doğrudan mimarı haline geldiğini vurguladı. Kara, hava, deniz, uzay ve siber güvenlik alanlarındaki yüksek teknoloji atılımlarının, “bağımlı kullanıcı” statüsünü geride bırakarak Türkiye’yi bağımsız üretici ve geliştirici bir aktöre dönüştürdüğünü ifade etti.

    Fuarın en çok dikkat çeken sistemlerinden biri olan Tayfun Block-4 hipersonik füzesine ayrı bir parantez açan Esen Ermiş Ertürk, bu platformun Türkiye’nin stratejik caydırıcılık alanında ulaştığı yeni safhayı temsil ettiğini söyledi. ABD, Çin ve Rusya gibi süper güçlerin elinde bulunan hipersonik kabiliyetin artık Türk mühendisliğinin de kontrolüne geçtiğini ifade ederek, bu durumu “dost için güven, hasım için açık bir uyarı” şeklinde değerlendirdi.

    “Türkiye savunmada izleyen değil, izlenen bir ülkedir,” ifadesiyle stratejik kırılma noktasının altını çizdi.

    IDEF 2025’te tanıtılan sistemlerin çeşitliliğinin altını çizen Esen Ermiş Ertürk; çok katmanlı hava savunma sistemlerinden lazer silahlarına, denizaltı keşif teknolojilerinden yapay zekâ entegre kara platformlarına kadar genişleyen spektrumun yalnızca iç pazara değil, küresel güvenlik mimarisine hitap ettiğini söyledi. Bu başarıların sadece mühendislik kabiliyetiyle değil, “siyasi kararlılık, sanayi iradesi ve ulusal beka bilinci”yle açıklanması gerektiğini vurguladı.

    Ancak Esen Ermiş Ertürk’e göre bu noktada durmak yeterli değil. Türkiye’nin önünde hâlâ tamamlanması gereken yapısal adımlar olduğunu belirten jeostratejist, “ABD, Çin, Rusya gibi ülkelerle bu alanda gerçek anlamda rekabet etmek için sadece teknolojiye erişmek yetmez. Sürdürülebilirlik, stratejik derinlik ve tam entegrasyon sağlanmalıdır,” dedi. Özellikle hipersonik sistemlerde uzun menzilli angajman, ağ destekli harp ve çok katmanlı savunma mimarisinin Türkiye’nin önümüzdeki dönemde inşa etmesi gereken temel alanlar olduğunu ifade etti.

    “Bugün geldiğimiz nokta şudur: Türkiye, savunma sanayiiyle artık küresel denklemde bir ‘tedarikçi’ değil, denge kurucu bir aktördür” diyen Esen Ermiş Ertürk, bunun bir temenni değil, IDEF 2025’te sahada karşılığı olan somut bir gerçeklik olduğunu belirtti. Millî üretimde süreklilik, dışa bağımlılığın azaltılması ve ileri teknoloji entegrasyonunun derinleşmesiyle birlikte, Türkiye’nin yalnızca bölgesinde değil, dünya genelinde caydırıcılığın tanımını yeniden yapmaya aday olduğunu söyledi.

    Söyleşiyi şu net ve kararlı ifadeyle noktaladı:

    “Bu millet tehdit edilmez; bu devlet dize getirilmez.”

     

    Kurumsal Şirketlere Özel Hazır Web Sitesi - 299 TL’den Başlayan Fiyatlarla!
    Firmanız için hızlı ve pratik web sitesi çözümü! Sadece 299 TL’ye hemen indir ve kullanmaya başla!
    299TL + KDV

    Bir yanıt yazın