16 Eylül 2024

İmamoğlu: Çöp halinde duran Büyükdere Atatürk Fidanlığı’nı iki hafta içinde açacağız

İmamoğlu: Çöp halinde duran Büyükdere Atatürk Fidanlığı’nı iki hafta içinde açacağız

Akgün’ün anlatımlarını somutlayan iki farklı haritanın ekranda kalmasını isteyen İmamoğlu, yaşanan durumu “Bir şehrin ve insanlarının hayatta kalma mücadelesi” sözleriyle tanımladı. İstanbul’un yaklaşık 20 milyon insanı barındırdığına vurgu yapan İmamoğlu, “Belki de “16 milyon için çalışıyoruz” yerine, “20 milyon için çalışıyoruz” deyip insanlarımızın gözünü biraz daha açmamız lazım. Çünkü, bu bir gerçek. Bu şehrin rezerv alanları var. Henüz imarlı olup yapılaşmamış alanları var. Yeni açılacak veya açılması düşünülen ya da ‘Beton Kanal’ diye tariflediğimiz kanal projesinin tahribatı, vahşiliği hariç, belki de 2-2,5 milyon civarında daha insanı kapsayacak bir yapılaşma sahasına sahibiz İstanbul’da. İstanbul’un potansiyeli, artık ne yazık ki 22-23 milyonlara doğru tırmanmış durumda” şeklinde konuştu.

“BULGARİSTAN SINIRINDAKİ IRMAKTAN İSTANBUL’A
SU BASMANIN ÇALIŞMASI AŞAMASINDAYIZ”

Kentte yaşanan kuraklığa dikkat çeken İmamoğlu, “Bu sabah itibariyle, karanlık saatte, 06.30’ta yağmuru görünce çok mutlu olan bir Belediye Başkanı durumundayım. Ki bu yağmur, İstanbul’un suyu için hiçbir şey demek. Ve biz artık, mevsimleri gerektiği gibi yaşamıyoruz. Biz, İstanbul’un suyunu 250 kilometreden İstanbul’a basıyoruz. Yetmedi. Şimdi Bulgaristan sınırındaki ırmaktan İstanbul’a basmanın ve onu harekete geçirmenin çalışmaları aşamasındayız. Hem doğudan hem batıdan, İstanbul’a yaklaşık 200-250 kilometre mesafelerden su basarak, bu şehrin insanının su ihtiyacını garanti altına alma çabası içindeyiz. Gürkan arkadaşımın sunumundan iki harita var. Bir griye dönüşmüş, bir de yeşile dönüşmüş iki alan var. İşte bu tehdidin sonucu, o gri tonlarla suyun nasıl kaybolabileceği kurak bir İstanbul; diğeri ise, halen korunduğu takdirde, bu şekilde bir gelecekteki İstanbul meselesi” dedi.

“İSTANBUL’UN KIRSAL ALANLARI, ORMANLARI,
YEŞİL ALANLARI OLDUĞUNU KEŞFEDİYORUZ”

2019 yılından bu yana, İBB olarak çok önemli işlere imza atıklarının altını çizen İmamoğlu, “Tabiri caizse, İstanbul’un kırsal alanları olduğunu, ormanları olduğunu, yeşil alanları olduğunu keşfediyoruz. İnsanlarımızın önüne koyuyoruz ve bunların korunması gerektiğinin farkındalığını yaratıyoruz. ‘Keşif’ diyorum; ironik bir tarif belki ama öyle. İstanbul’un kırsalı olduğu unutturuldu bize. Silivri Çatalca, Arnavutköy, Şile… Herkes köyünü bile apartman gibi görür olmaya başladı. ‘Ne zaman burası apartman olacak. Ne zaman burası şehir olacak, site olacak?’ Böyle bir şey yok. Değerli arkadaşlar, İstanbul’u yaşamsal anlamda geleceğe taşıma sorumluluğuyla yüklü insanlarız biz. İstanbul’u apartman, bina çöplüğüne dönüştürme işine karşı durma sorumluluğu olan insanlarız biz. Bina, beton çöplüğüne dönüştürmeye karşı olma sorumluluğunu ortaya koyma kararlılığını göstermekle yükümlü insanlarız biz” ifadelerini kullandı.

“ÇÖP HALİNDE DURAN BÜYÜKDERE ATATÜRK
FİDANLIĞI’NI İKİ HAFTA İÇİNDE AÇACAĞIZ”

Kendilerinden farklı düşünen kesimlerin İstanbul’un her toprak parçasını bir rant alanı gibi gördüğünün altını çizen İmamoğlu, şunları söyledi:

“Bir parselin bile nasıl imarına artış sağlarım ve buradan bir fayda ederim, bakışına karşılık; 4-4,5 yılda, tek bir parselin dahi imar artışı için Meclis gündemine taşımayan, taşındığında da ona dava açan, restini çeken bir yönetimi var artık İstanbul. Bunun adı İstanbul’un gerçekten korunması. Yani biz, İstanbul’un muhafızlığını yapıyoruz. Yapmak zorundayız. Keşke bu durumda olmasak. Keşke İstanbul’u iyileştirme, yeşillendirme gayretini ve çabasını ortaya koymada yarışan siyasiler olabilsek. Bu şehirde tarım alanları olduğunu, bu şehir doğal kaynakların, biyoçeşitliliğin, muazzam endemik türlerin olduğu bir kentimizin var olduğunu ortaya çıkardık. 250 bin metre, çöp halinde duran Atatürk Fidanlığı’nı Büyükdere’de açacağız iki hafta içinde. Gidip gördüğümde şok oldum. 27 senedir terkedilmiş, bir çöplüğe dönüştürülmüş. Şehrin göbeğinde. Arkadaşlarıma dedim ki, ‘Kaç villa sığar, ne kadar ciro yapılır’ burada diye. Hesaplayamadılar. 27 milyar diyen oldu, 37 milyar diyen oldu. Biz orada sadece, Atatürk’ün kurduğu binaların aynılarını, meyve fidanlığı şeklinde kurduğu o fidanlığın içindeki binaların aynılarını yaparak ve bugüne dair yine doğanın korunması, yeşil, çocuğun yetiştirilmesi noktasında fonksiyonlar yükleyerek, kente hediye edeceğiz. Bunun adı; muhafızlık yapacağız, koruyacağız, geliştireceğiz ve insanların yaşama tutkularını, tutunmalarını büyütmek adına büyük bir sorumluluk yerine getireceğiz.”

“AMACIMIZ ŞEHRE SOLUK ALDIRMAK”

Amaçlarının şehre soluk aldırmak olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “İstanbul’un tarım alanları üzerinden İstanbul’un doyamayacağını, İstanbul’un gıda ihtiyacının karşılanmayacağını elbette biz biliyoruz. Ama mesele bu değil ki. Mesele; nefes aldırmak, soluk aldırmak şehre. Onun daha büyük önemi var. Biz, oradaki sadece tarım ürünlerini hesaba katmıyoruz. Oraların işlenmesi demek ne demek biliyor musunuz? Bu kentteki 20 milyon insanın nefes alması demek. Ama karşımızdaki akıl ne yapıyor? Tam tersine, sadece bir projeyle, 135 milyon metrekare tarım alanını yok etmeyi proje olarak önümüze koyuyor ya da 13 milyon metrekare mera alanını, orman alanını yok edecek projeyi önümüze koyuyor; Kanal İstanbul. Bir gecede, bir haftada, 10 günde 100.000’lik plan, 5.000’lik plan, 1000’lik plan. Olacak iş değil. İstanbul’un haberi yok. Ve bu plan askılara çıkıyor. Nedir? Orada bir kısım insan para kazanacak diye. Ülkelerin ismini sıralamak istemiyorum. Ülkeler umurumda değil yani. Siz bugün A ülkesine verirsiniz oradan arsayı, yarın B ülkesine. Önemli olan, siz kendi ülkenizi nasıl yönetiyorsunuz? Hangi gözle bakıyorsunuz meselesi” ifadelerini kullandı.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir