Merkez Siyaset
Siyasetçi ve küresel iş insanı Esen Ermiş Ertürk gelişmeleri ve Türkiye’nin önümüzdeki dönemde üstleneceği rolü anlattı.
Esen Ermiş Ertürk saldırının yalnızca Filistin meselesiyle sınırlı olmadığını belirterek şunları söyledi:
“Bu, doğrudan devlet egemenliklerini hedef alan ve bölgesel düzeni kendi lehine şekillendirmeyi amaçlayan bir yayılmacılığın ilanıdır. Katar saldırıyı ‘devlet terörü’ olarak tanımladı. Türkiye ise meseleyi en net şekilde ortaya koydu: ‘Gazze’yi aşan, bölgeyi yönetmeye kalkan bir politika ile karşı karşıyayız.’”
Arap Ligi Genel Sekreteri’nin “müsaade edilemez” çıkışı ve Katar Dışişleri Bakanı’nın “karşılık vermezsek sıra herkese gelir” uyarısının da artık bölgenin kolektif güvenlik refleksini zorunlu hale getirdiğini vurguladı.
Mısır’ın yeniden gündeme getirdiği “Arap NATO’su” fikrini de değerlendiren Ertürk, bunun kısa vadede tam bir askeri ittifaka dönüşmesinin güç olduğunu ancak caydırıcılık yaratacak mekanizmaların hızla devreye alınabileceğini söyledi:
“İsrail’in saldırganlığı Müslüman ülkeleri ortak savunma fikrine zorluyor. Tatbikatlar, lojistik işbirliği, istihbarat paylaşımı… Bunlar bile caydırıcılığın ilk adımlarıdır.”
Batı’daki tabloya da dikkat çeken Ertürk, İspanya hükümetinin İsrail karşıtı gösterilere verdiği açık desteğin Avrupa’da yeni bir hattın oluştuğunu gösterdiğini ifade etti. Fransa’da toplumsal öfkenin sokaklara taşındığını belirten Ertürk, AB içindeki bölünmenin artık saklanamaz hale geldiğini kaydetti:
“Bu gelişmeler, Batı’nın İsrail’e sınırsız destek söyleminin çatladığını ortaya koyuyor.”
ABD’deki yeni yönetimin küresel dengeleri zorladığını söyleyen Esen Ermiş Ertürk, Trump’ın evrensel tarifeler ve göç kısıtlamalarıyla dünya ekonomisine maliyet şoku getirdiğini belirtti. Ancak Türkiye’nin bu dalgaları bertaraf edebilecek stratejik esnekliğe sahip olduğunun altını çizdi:
“Bizim avantajımız, ekonomiyle diplomasiyi entegre yürütebilmemizdir.”
Türkiye açısından öncelikleri de sıralayan Esen Ermiş Ertürk, enflasyonla mücadele sürerken enerji ve gıda şoklarına karşı tedarik diplomasisinin devreye girmesi gerektiğini vurguladı. Aynı anda İsrail’in saldırganlığına karşı kolektif diplomasi ve bölgesel caydırıcılığın inşa edilmesinin şart olduğunu kaydetti.
Esen Ermiş Ertürk sözlerini şöyle noktaladı:
“Türkiye bölgesel oyun kurucudur. İsrail’in yayılmacılığı karşısında yalnızca tepkisel değil, stratejik bir düzen kurma kapasitesine sahip en önemli aktörlerden biridir. Önümüzdeki altı ay, bu kapasitenin hem diplomasi masasında hem de ekonomik sahada somut adımlarla pekiştirileceği bir dönem olacaktır.”
