Ödüller, Büyükçekmece Belediye Başkan Vekili, Festival Komitesi Başkanı Hakan Çebi, Festival Komitesi Başkan Yardımcısı, FIDAF 2. Başkanı H. Gürhan Ozanoğlu ve Büyükçekmece Belediyesi Basın Danışmanı Ümit Ersoy tarafından takdim edildi.
“Gazetecinin sadakatle bağlı kalması gerektiği tek merci halktır’’
Büyükçekmece Kültürpar Kemal Sunal Amfi Tiyatro’da gerçekleşen ödül töreninde tutuklu belediye başkanları ve gazeteciler unutulmadı. Ödül almaya hak kazanan gazeteciler, kendilerini ödüle layık gören festival komitesine teşekkür ederken, daha özgür, daha aydınlık yarınlar temennisinde bulunuldu. Büyükçekmece Belediye Başkan Vekili, Festival Komitesi Başkanı Hakan Çebi şunları söyledi: “Gazetecinin sadakatle bağlı kalması gerektiği tek merci halktır’’ ilkesinden taviz vermeyen üç gazeteci arkadaşımızı kutluyorum. Hep birlikte daha özgür, daha aydınlık yarınlara.’’
“Meslek büyüğümüz Fatih Altaylı‘ya adayarak alıyorum”
Festival Özel Ödülü sahibi İsmail Arı duygularını şu sözlerle dile getirdi: ‘’Bu ödüle layık görüldüğüm için çok mutluyum. Aranızda olduğum için, Büyükçekmece’de olduğum için çok mutluyum. Çok teşekkür ederim. Gönül isterdi ki Büyükçekmece’nin tutuklu Belediye Başkanı Hasan Akgün, belediye başkan vekili, halkın seçtiği tüm belediye başkanları da dışarıda olsaydı. Burada olsaydı. Umarım ki halkın seçtiği belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, belediye bürokratları çok yakında dışarıda bizimle olurlar diyorum ve ödülümü de tutuklu arkadaşım canım kardeşim Gazeteci Furkan Karabay, 70 küsur gündür cezaevinde ve meslek büyüğümüz Fatih Altaylı‘ya adayarak alıyorum. Çok teşekkür ederim, iyi ki varsınız.’’
“Gördüğümüz yere fener tutacağız. Karanlığı aydınlatacağız”
Yılın Basın Başarı ödülüne layık görülen Can Coşkun ödül töreninde şöyle konuştu: ‘’Az önce ana haberi sunarken de aynı cümleyle bitirmiştim. Kalabalığız, güçlüyüz. Hiçbir zaman bir milim geri adım atmayacağız. Televizyon ekranları on gün karartılır, meslek büyüğümüz Fatih Altaylı, genç kardeşimiz Furkan cezaevinde olur ama çıktıktan sonra tıpkı on günlük kararmanın arkasına gerçeği yazmaya, anlatmaya devam ettiğimiz gibi onlar da gerçeği anlatmaya devam edecekler. Gördüğümüz yere fener tutacağız. Karanlığı aydınlatacağız. Bunu da en başta karanlığı yaratanlar düşünecek, biz değil. Onur duydum. Hoş geldiniz, her şey için teşekkürler.’’
“Hasan Akgün başta olmak üzere tüm tutukluların özgürlüklerine kavuşmalarını istiyoruz”
Basın Onur Ödülüne layık görülen usta gazeteci Namık Koçak duygularını şu sözlerle dile getirdi: “Çok çok teşekkürler Büyükçekmecelilere. Öncelikle Hasan Akgün Başkanımıza bir an önce çıkmasını diliyorum. Bize çok dostluk gösterdi. Üstelik o haklıydı. Neden haklıydı? Haksız olan birini altı kez üst üste seçmez Büyükçekmece halkı. 7’inciyi de işte içeride geçiriyor şu anda. Demek ki Hasan Akgün Başkan haklıydı ve bu adliyede de kanıtlanacak ve çıkacak. Benim gazetecilikte 50’inci yılım ve televizyoncu olarak, gazeteci olarak hep mücadeleyle geçti ama hiç bugünkü kadar zor bir dönem biz yaşamadık. Türkiye’nin en zor dönemleri işte 12 Eylül olaylarını belki genç kuşaklar hatırlamazlar. Bizim yaşımızdakiler hatırlar ama biz bunu bir misyon olarak kabul ettik. Ben 50 yıl doldu, hala devam ediyorum. Emeklilik yaşayamadık. Gazeteciliğin emeklisi yoktur. Merdan Yanardağ, en son beni çağırdığında Tele 1’e emekli gibiydim. Bir an evde oturuyordum, sonra geldim. Türkiye’de şu anda üç kanal var. Halk TV, Sözcü TV ve Tele 1. 30 kanala bedel habercilik yapıyor bu üç kanal ve bu üç kanal doğruları savunuyor. 30 kanaldan daha çok ilgi görüyor, daha çok izleniyor. Gazetelerde de öyle. Üç gazetesi onların 30 gazetesinden, 50 gazetesinden daha fazla okunuyor. Biz haklıyız. Çünkü son seçimlerde de gördük. Artık insanlar da, doğrulara hasret kalmış insanlar da, siz zaten Büyükçekmece, buna inanıyordu ama bütün Türkiye’ye inanmaya başladı. Bundan sonra daha da iyi gideceğini, hızlı gideceğini çünkü dediğim gibi biz, gazeteciliğin ötesinde bir misyon üstlendik. Bunun mücadelesini veriyoruz. Özgür, bağımsız bir Türkiye mücadelesi veriyoruz. Bu yüzden Hasan Akgün başta olmak üzere tüm tutukluların özgürlüklerine kavuşmalarını istiyoruz. Bunun mücadelesini veriyoruz. Haklı, hakkını almalıdır ve alacaktır. Buna inanıyoruz. Çok teşekkürler.’’
