Jeopolitik Küratör Esen Ermiş Ertürk, Şarm el-Şeyh’te düzenlenen Gazze Zirvesi’nin yalnızca diplomatik bir buluşma değil, Ortadoğu’nun güç mimarisinde yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu vurguladı.Esen Ermiş Ertürk’e göre bölge artık askeri gücün değil, meşruiyet üretme kapasitesinin belirleyici olduğu bir döneme girmiş durumda.
“Orta Doğu artık güç dengesinin değil, meşruiyet mücadelesinin sahası” diyen Esen Ermiş Ertürk, Amerika’nın çekildiği, Rusya’nın etkisinin sınırlı kaldığı, Çin’in ise ekonomik ağlarını ördüğü yeni tabloda Türkiye’nin öne çıktığını belirtiyor.
Ankara’nın artık sadece tepkisel değil, düzen kurucu bir ülke konumuna geçtiğini ifade eden Esen Ermiş Ertürk, bu dönüşümü “soğukkanlı ama kararlı bir güç inşası” olarak tanımlıyor.
Gazze: Barış Değil, Yönetilebilir İstikrarsızlık
Esen Ermiş Ertürk’e göre Gazze meselesi bugün “barış süreci” olarak adlandırılsa da, masada konuşulan esas başlık yönetilebilir bir istikrarsızlık.
“Yeniden inşa fonları, geçici yönetim planları, insani yardım koridorları… Bunların tamamı bir tür vesayet rejimi kuruyor” diyen Esen Ermiş Ertürk, kısa vadede ateşkes sağlansa bile uzun vadede Filistin’in siyasal iradesinin askıya alınacağını belirtiyor.
“Gazze fiilen bir uluslararası protektoraya dönüşüyor” ifadesini kullanan Esen Ermiş Ertürk, bu yapının savaşın bitmesi anlamına gelmediğini, yalnızca yeni bir kontrol biçimi oluşturduğunu vurguluyor.
Zirve: Arabuluculuk Değil, Normatif Liderlik
Esen Ermiş Ertürk’e göre zirvenin asıl sonucu Türkiye’nin rolünde gizli.
Bu artık klasik anlamda bir arabuluculuk değil; Türkiye’nin krizin anlamını tanımlayan ülke konumuna geçtiği bir dönüm noktası.
Esen Ermiş Ertürk, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Netanyahu’nun zirveye katılımını engellemesinin “kaba diplomasi” değil, normatif liderlik göstergesi olduğunu söylüyor:
“Ankara masada olmasa bile masanın nasıl kurulacağını belirledi. Bu, Türkiye’nin merkez ülke kimliğinin sahada ilk kez bu kadar somutlaştığı bir örnektir.”
İsrail’in Meşruiyet Kaybı ve Türkiye’nin Diplomatik Sınavı
Esen Ermiş Ertürk, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun zirveye katılmamasını da sıradan bir gerekçeyle açıklamanın hatalı olacağını ifade ediyor.
“Ne dini bayram ne de takvim yoğunluğu… Asıl mesele, İsrail’in artık askeri üstünlüğüyle siyasi meşruiyet üretememesi” diyor.
Esen Ermiş Ertürk’e göre Netanyahu bugün hukuk, siyaset ve vicdan düzeyinde izole olmuş durumda.
Zirvede yer almamak, bir diplomatik yokluk değil; statü kaybının sembolü.
“Bu Zirve Gazze’nin Değil, Türkiye’nin Sınavıydı”
Esen Ermiş Ertürk, Şarm el-Şeyh sürecini şu cümleyle özetliyor:
“Bu zirve Gazze’nin değil, Türkiye’nin sınavıydı. Ve Türkiye bu sınavı, askeri değil, diplomatik akılla geçti.”
Ortadoğu’da artık hiçbir ülke tek başına barış kuramaz; ancak “barışın dilini” kim tanımlarsa, oyunu o kurar.
Esen Ermiş Ertürk’e göre, bu zirvede o dili tanımlayan ülke Türkiye oldu.
Ve son cümlesiyle net bir tespitte bulunuyor:
“Gazze masası, savaş sonrası Ortadoğu’nun geleceğini değil; Türkiye’nin bölgesel liderliğini ilan etti.”
