Jeopolitik Küratör ve siyasetçi Esen Ermiş Ertürk Trump’ın açıkladığı 20 maddelik Gazze planını değerlendirdi. Esen Ermiş Ertürk, “Bu yalnızca bir ateşkes metni değil, egemenliği devletlerden alıp özel bir kurula devreden bir düzenleme” dedi.
Esen Ermiş Ertürk’e göre, kurulun başına görev süresiyle sınırlı olmayan bir figür olarak Donald Trump’ın yerleştirilmesi, devlet egemenliğini ve hesap verebilirliği ortadan kaldıran yeni bir mimari ortaya çıkarıyor.
MINYATÜR DEVLET” VE “APARTHEID” VURGUSU
Uluslararası literatürde bu tür yapıların “minyatür devlet”, “kukla devlet” ya da “bağımlı devlet” olarak adlandırıldığını belirten Esen Ermiş Ertürk, Güney Afrika’daki ırk ayrımcılığı rejimine atıfla kullanılan “Bantustanization” benzetmesine dikkat çekti. “Planın asıl amacı, Filistin’i Vatikan benzeri sembolik bir devlete sıkıştırmak, Mescid-i Aksa’yı da bir müzeye dönüştürmektir” ifadelerini kullandı.
Demografik Mühendislik ve Hukuk İhlali
Esen Ermiş Ertürk, Gazze’de yaşananların klasik bir çatışmayı aştığını, “demografik mühendislik” boyutuna ulaştığını söyledi. İnsanların zorla yerinden edilmiyormuş gibi gösterildiğini, aslında ya teşviklerle ya da doğrudan güvenlik tehdidi altında topraklarını terk etmek zorunda kaldıklarını vurguladı. Bunun, uluslararası hukukun en temel ilkelerinden biri olan “zorla yerinden etmeme yasağının” ihlali olduğunu belirtti.
BM’nin İşlevsizliği ve Türkiye’nin Rolü
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin fiilen çalışmadığını ve alınan kararların sahaya yansımadığını söyleyen Esen Ermiş Ertürk, “Dünya düzeni güçlü devletlerin ve onları yöneten çıkar gruplarının taleplerine göre işliyor. Bu böyle devam ederse hukuk tamamen devre dışı kalır” dedi.
Türkiye açısından iki temel sorumluluk bulunduğunu kaydeden Esen Ermiş Ertürk, bunları “insani sorumluluk” ve “diplomatik sorumluluk” olarak özetledi. Filistinli nüfusun Mısır üzerinden Türkiye’ye yönelmesinin sağlık, altyapı ve toplumsal dengeler üzerinde ağır yükler doğuracağını, aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası hukukta adalet merkezli güçlü bir ses olması gerektiğini vurguladı.
Gelecek Nesillere Ne Bırakıyoruz?
Trump’ın sunduğu metnin barışın tanımını değiştirdiğini ifade eden Esen Ermiş Ertürk, “Topraksızlaştırılmış bir halkın mağduriyeti üzerine inşa edilen düzen barış değil, adaletin askıya alınmasıdır” dedi.
Açıklamalarını şu soruyla noktaladı:
Biz gelecek nesillere ne bırakıyoruz? Güçlünün hukuku belirlediği, silah ve ekonomik baskıyla toprakların el değiştirdiği bir dünya mı, yoksa hukukun işlediği, hesap verebilirliğin korunduğu bir düzen mi?
